feysbuk olsun yutup olsun büyük ihtimalle görmüşsünüzdür ama, tropfest kısa film festivalinin finalistlerini izlemeyenler varsa eğer:
http://www.youtube.com/watch?v=zrdxe9gk8gk (ya da "mankind is no island" diye aratınız)
http://www.youtube.com/watch?v=namxkx0xrsy (ya da "marry me" diye aratınız)
bunlar dışında the wildflower ve an imaginary life'ı da pek sevdim ben, işi gücü olmayan onlara da bakabilir.
harun diye bi içecek yaptık, böğürtlenli bi çay var indian spice diye liptonun, bi yemek kaşığı ondan, bi yemek kaşığı filtre kahve, kahve makinasına dolduruyoruz, iki kupa da su. şeker de eklendi mi mistik bi tadı olduğunu iddaa edio ml. neden harun adı derseniz, o tamamen bizim evin iç dinamiklerinin "sonradan hatırlamak ve çağrışım" üzerine kurulu olmasından kaynaklanıyor. yeni bi defter alıp tarih ve saat yazıyoruz: "her şey burda başlıyor"
biterken rastlantıyı da analım:
"ada değildir insan,bütün hiç değildir bir başına ; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta ; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını ; senin için çalıyor."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder