Blog Makaleleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Blog Makaleleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Nisan 2014 Çarşamba

Yüksek Kaliteli Fotoğrafları Ücretsiz İndirebileceğiniz 15 Harika Kaynak

Bloggerlar, freelancerlar, web sitesi sahipleri ,içerik üreticliler vs hepimiz yazılarımızda ve blogumuzun muhtelif yerlerinde görsellerden faydalanayoruz. Kullandığımız bu görsellerin kalitesi ve çözünürlüğü kadar, lisans sorunu da olmaması gerekiyor. Tüm bu beklentileri karşılayacak fotoğraf sitelerini araştırdım ve en güzel 15 kaynağı bir araya getirdim.

 

1. Little Visuals

 

little visuals

 

Bu site sadece yüksek kaliteli fotoğrafların paylaşıldığı bir blog sitesi. Blogda paylaşılan her fotoğğrafın altında altında o fotoğrafla ilgili etiketler yer alıyor. Sol üstte yer alan yeşil butona bastığınızda arama kutusunun da yer aldığı bir panel açılacak. Buradan istediğiniz ingilizce kelimeyi girerek hızlı arma yapabilrsiniz. Ayrıca Little Visuals sitesine üye olduğunuzda, 7 adet yüksek kaliteli fotoğraftan oluşan zipli bir dosya her hafta e-mail adresinize gönderliyor.

 

2. Unsplash

 

unsplash

 

Bu site de aynı Little Visuals gibi yüksek kaliteli fotoğrafların paylaşıldığı bir tumblr blogu. Unsplash’e üye olduğunuzda mail adresinize her 10 günde bir 10 adet kaliteli fotoğraf gönderilir.

 

3. New Old Stock

 

new old stock

 

Cole Townsend isimli vatandaşın sitesi de aynı Unsplash gibi yüksek kaliteli fotoğrafların paylaşıldığı bir Tumblr blogu. Fakat New Old Stock’u farklı kılan şey paylaşılan fotoğrafların vintage fotoğraflar olması.

 

4. Picjumbo

 

picjumbo

 

Yüksek çözünürlükte, yüksek kaliteli fotoğrafları ücretsiz olarak indirebileceğiniz bir blog olan Picjumbo’da her gün yeni bir fotoğraf paylaşılmaktadır. Fotoğrafların kategorilere ayrılması, istediğiniz konudaki fotoğraflara daha kolay ulaşmanızı sağlıyor.

 

5. Gratisography

 

gratisography

 

Profesyonel bir fotoğraf sanatçısı olan Ryan McGuire, her hafta yeni fotoğraflar ekleyerek kullanıcıların ücretsiz olarak indirmesine imkan sağlıyor. Yeni bir site olduğu için arşivi çok geniş olmasa da eklenen fotoğrafların kalitesi, şimdiden Gratisography’yi harika bir stock fotoğraf kaynağı yapmış bile.

 

6. Free Refe Mobile Photos

 

refe

 

Mobil fotoğrafların ticaretinin yapıldığı Refe isimli sitenin, ücretsiz mobil fotoğraflar yayınladığı Tumblr blogu. Bu blogda paylaşılan fotoğraflar genellikle manzara ve yaşamdan fotoğraflar.

 

7. IM Free

 

im free

 

IM Cretator isimli ücretsiz site oluşturma servisinin bir hizmeti olan IM Free’de koleksiyonlara ayrılarak kategorizeedilmiş ücretsiz ve yüksek kaliteli fotoğrafları bilgisayarınıza indirebiliyorsunuz.

 

8. The Open Photo Project

 

open photo project

 

Açık dizin projesi olan DMOZ gibi kalite standartlarına uyan foroğrafların gönüllü editörler tarafından uygun kategorilere eklenmesiyle oluşan bir fotopraf dizini. Yüzlerce kategoriden istediğiniz resmi bulup ücretsiz indirebiliyorsunuz.

 

9. Imagebase

 

imagebase

 

Sitenin sahibi olan profesyonel fotoğrafçı David Niblack, genellikle kendi çektiği foroğrafları insanların ücretsiz olarak kullannmasına imkan sağlıyor. Doğa, insan, nesne, şehir gibi kategorilere ayrılmış sitede yer alan PowerPoint sunum arkaplanlarını a incelemenizi öneririm.

 

10.  Wikimedia Commons

 

wikimedia

 

Çok geniş bir veri tabanına sahip olan bu sitede 15 milyondan fazla fotoğraf, video ve ses dosyası var. Detaylı kategpri ve filtreleme sistemi sayesinde aradığınız görsel konusuna kolayca ulaşabiliyorsunuz.

 

11. Flickr: Creative Commons

 

flickr-cc

 

Dünyanın en büyük fotoğraf paylaşım sitesi olan Flickr’ın CC sayfasında fotoğraflar lisans şartlarına göre ayrılmıştır. Böylece kullanım amacınıza göre istediğiniz lisansa sahip kategorinden fotoğrafları ücretsiz indirebilirsiniz.

 

12. KaboomPics

 

kaboompics

 

Karolina isimli Polonyalı bir web tasarımcı tarafından oluşturulan bu sitede bloggerlar ve web sitesi sahipleri için yüksek kaliteli fotoğraflar var.

 

13. FreePhotoDb

 

freephotodb

 

Henüz yeni bir site olduğu için çok geniş bir arşive sahip olmasa da fotoğrafların kalitesi harika. Filtreleme özelliği sayesinde istediğiniz konuda fotoğrafa kolayca ulaşabiliyorsunuz.

 

14. SplitShire

 

splitshire

 

Daniel Nanescu isimli fotoğrafçı ve grafiker vatandaş, projelerinde kullanmak için çektiği fotoğrfları bu sitede paylaşıyor. Hepsi yüksek kaliteli ve ücretsiz.

 

15. Superfamous

 

superfamous

 

Genellikle doğadan fotoğrafların paylaşıldığı bu sitede yüksek kalitede ve çok ilginç kareler göreceksiniz. Blogunuzda kullanmasanız bile ilginizi çekebilir.

 

 

Creative Commons Nedir?

 

Yukarıdaki siteleri incelediğinizde çeşitli yerlerde Creative Commons şeklinde bir lisanala karşılaşacakınız. Bununla ilgili kısaca bilgi vermek istiyorum.

 

Creative Commons, sanatçı ve eser sahiplerinin, yasanın kendilerine tanıdığı kimi hakları kamuyla paylaşabilmelerine imkân veren, özel olarak hazırlanmış telif lisansı sözleşmeleri öneren bir organizasyondur.

 

Creative Commons lisanları, eser sahibinin isteğine göre 6 farklı şekilde kullanılabilir. Bu Creative Commons lisans türlerini özetlemek gerekirse;

 

Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilirsiniz, üzerinde değişiklik yapıp yenisini üretebilirsiniz, ticari amaçla kullanabilirsiniz. Sağlanması gereken tek şart, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesidir.
 
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilirsiniz, üzerinde değişiklik yapıp yenisini üretebilirsiniz, ticari amaçla kullanabilirsiniz. Sağlanması gereken iki şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, eserin tüm kopyalarında veya eserden üretilmiş yeni eserlerde de aynı veya benzer lisansın kullanılmaya devam edilmesi.
 
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilir ve ticari amaçla kullanabilirsiniz. Sağlanması gereken iki şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, esere dokunulmaması ve özgün halinin korunması.
 
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilir ve üzerinde değişiklik yapıp yenisini üretebilirsiniz. Sağlanması gereken iki şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, eserin hiçbir kopyası veya eserden üretilmiş yeni eserlerin hiçbirisinin ticari ortamda kullanılmaması.
  
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilirsiniz, üzerinde değişiklik yapıp yenisini üretebilirsiniz. Sağlanması gereken üç şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, eserin hiçbir kopyası veya eserden üretilmiş yeni eserlerin hiçbirisinin ticari ortamda kullanılmaması. Üçüncüsü, eserin tüm kopyalarında veya eserden üretilmiş yeni eserlerde de aynı veya benzer lisansın kullanılmaya devam edilmesi.
  
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilirsiniz. Sağlanması gereken üç şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, eserin hiçbir kopyası veya eserden üretilmiş yeni eserlerin hiçbirisinin ticari ortamda kullanılmaması. Üçüncüsü, esere dokunulmaması ve özgünlüğünün korunması.

 

Fotoğrafları Blogunuzda Kullanırken Sorun Yaşamamak İçin

 

Creative Commons lisanları Türkiye’de pek yaygın kullanılması da El Cezire, Google, Beyaz Saray gibi kurumların internet sitelerinde paylaştıkları fotoğrafları Creative Commons lisanları ile koruma altına alıyor. Eğer kullandığınız bir görsel yüzünden başınızın ağrınasını istemiyorsanız telif haklarına dikkat etmenizi öneririm. Çoğumuz ihmal etsek de blog yazılarımıza bir görsel eklediğmizde görsel altına sahibinin ismini ve sitesini eklemek en doğru olanı.

Size (ve kendime) önerim yukarıdaki kaynaklardan veya başka bir siteden blogunuza görsel eklediğinidze görselin altına ya da yazının sonuna “görsel kaynak:http://….” şeklinde bir not düşmeniz.

13 Aralık 2013 Cuma

Google Ve Arama Sorguları Vol 3

Google Analytics’e girip metrikleri incelerken Goolge’dan gelen aramalarla gelen aramalarla ilgili uzun zamandır yazmadığımı hatırladım ve hemen son 1 ay içerisinde Blog Hocam’a trafik gönderen anahtar kelimelerin listesini açtım. Yine trajikomik ve ilginç birçok anahtar kelimeyle karşılaştım.

Bu garip sorgularla aradıkları şeyi Blog Hocam’da bulmaları mümkün değil elbette ama onlara bu yazı vasıtasıyla cevap vermeye çalışayım :)

sorgu

 

yazılı kağıdına fazla not verdim: Hocam geçti artık notu verdiniz bir kere. Bırakın öğrenciniz sevinsin. Şimdi notunu düşürürseniz yaşayacağı hayal kırıklığı size kin ve nefret olarak geri dönebilir. Hiç gerek yok.

 

özbekçe merhaba nasıl yazılır: Almanca “hallo”  ingilizce “hello” diye yazıldığını söyleyebilirim ama özbekçem yok, üzgünüm.

 

ölüm nasıl adlandırılır: Ölüm dediğin nedir gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım… Soru mu bu arkadaşım. Ölüm işte, hepimizin yaşayacağı bir olay.

 

organik trafik satın almak: Aslında bu sorgu Blog Hocam’la ilgili ama bir çeşilkiyi gündeme getirmek için listeye ekledim.  Organik trafik satan veya satın alan insanlar var bu Web piyasasında. Onlara sormak istiyorum “ organik ne demek?” Trafiği satın alırsan o zaten organik olmaz ki. Bırakın bu işleri lütfen!

 

mp3 ile ilgili sloganlar: Mp3 indirme hakkımız engellenemez… Yaşasın müzikal mücadelemiz… MP3 olunmaz, MP3 doğulur… Bize her yer MP3… Yeterli mi?

 

lego kutu oyunlarının yararları: Çocukken çok oynardım, sonuç ortada :) Şaka bir yana yeğenime bol bol alıyorum lego oyuncaklar. elbette uzman ve bilgili eğilim ama çocuğun yaratıcılığını ve zekasını geliştirir gibi geliyor bana. Etabletlerle oynayacaüğına legolarla oynamasını tercih ederim.

 

kızlarla eşyaların benzerlikleri: Daha önce kızlarla blogların benzerliklerini yazmıştım ama eşyalarla kızlar arasında nasıl bir benzerlik olabilir ki? İkisi de çok kullaınrsan eskir? İkisinin de kalitelisine çok para harcamak gerekir? Çok çirkinleştim, farkındayım. Sustum!

 

kimseyi gözünüzde fazla büyütmeyin: Bence de. Kimseyi gözünde büyütüyüp ulaşılmaz olarak görme. Onlar da etten kemikten insan. Gözünde büyütme ama yerme veya kötüme de lütfen. Takdir et, örnek al. Sezar’ın hakkı Sezar’a’!

 

kendime yeni tip yapmak istiyorum: Hayırdır arkadaşım tipinden neden memnun değilsin? Daha da önemlisi Google’da bu aramayı yaparak nasıl bir yanıt bulmayı umuyordun? Düşünsenize böyle bir aplikasyon oldupuğunu. Fotoğrafını gönderiyorsun, bilgilerini yazıyorsun, aplikasyon sana en uygun tipi oluşturrup öneride bulunuyor. Çok yaratıcı değl mi? Girişimci arkadaşlara duyurulur :)

 

kaynak robotu ayarı neden bozulur: ODTÜ gibi teknik eğitim en iyi verildiği okullardan birinde okudum, seçmeli olarak kaynak dersi de aldıım ama teoriyi pratiğe dökmeyince böyle kalırsın işte. Kaynak cihazlarını bilemiyorum ustam. Kaynak hatalarının kalite kontrolü üzrine eğitim aldık. Üzgünüm :(

 

höst nedir: İnsanlık dışı, rahatsız edici davranışlarda bulunan kişilere tepki olarak söylenen bir nida olabilir. Çüşşş, bbbrrrrssssst gibi alternatifleri de vardır.

 

google kapanacak mı yarın: Yok vallahi öyle bir duyum gelmedi bize. Şaka bir yana bir ara böyle bir söylenti çıkmış sanırım. “Google kapanırsa ne yapacağız?” gibi benzer arma sorgularına da rastladım çünkü. Endişelenmeyin, hergün milyonlarca dolar para akışının olduğu bir şirket kolay kolay kapanmaz.

 

bedava blog açtığımızda herhangi bir ücret veriyor muyuz: Bu ne saçma bir soru? Bedava bir şeye para verildiği nerede görülmüş? Adı üstünde bedava. Parar verilse bedava denmezdi öyle değil mi?

 

adsense kullanmak helal mi: Diyanet işleri onay verdi, kullanabilirsiniz.

 

Şunu belirtmek isterim ki niyetim kimseyi kırmak veya rencide etmek değil. Sadece biraz eğlenmek için yazıyorum bunları. Birilerini kırdıysam affola. Bu arada daha önce okuma fırsatı bulmadıysanız Google Arama Soruları Vol 1  ve Vol 2’yi de okuyabilrsiniz.

Söz Sizde

Siz de Analytics hesabınıza girerek son 1 aylık arama sorgularını kontrol edin ve blogunuzla hiç alakası olmayan trajikomik ya da ilginç bulduğunuz anahtar kelimeleri yorum bölümünden yazın lütfen! (Gelen arama sorguglarını nasıl göreceğinizi bilmiyorsunuz bu yazıyı okuyabilirsiniz.)

23 Ekim 2013 Çarşamba

Her Yönüyle Bumerang Network

Bumerang, çoğu blog yazarının bildiği, üye olduğu bir blog ağı. Fakat üye olanların bir kısmı ne işe yaradığını, Bumerang’ın faydalarını bilmiyor. Daha da kötüsü bazı topluluklarda “hiçbir işe yaramaz”, “sakın üye olmayın”  gibi yorumlarla insanları yanlış yönlendiriyorlar.

BH okuyucularından da Bumerang hakkında çok soru gelince konuyla ilgili detaylı bir yazı yazmanın iyi olacağını düşündüm. Bumerang’ın en eski üyelerinden biri olarak her yönüyle “Bumerang”ı anlatmak istiyorum.

bumerang



Bumerang Nedir?


Öncelilke hiç bilmeyenler için Bumerang’ın ne olduğundan bahsedeceğim. Bumerang, Hürriyet’in blog yazarlarına yönelik ücretsiz bir servisidir. Bünyesindeki bloglara trafik ve para kazandırmanın yanında çeşitli organizasyonlar ve etkinliklerle bloggerların sosyalleşmsini sağlayan bir network projesidir. Peki Hürriyet bunları blogları çok sevdiği için mi yapıyor? Elbette hayır : ) Hürriyet’in de çıkarları var. Blogları bünyesine katarak portföy oluşturuyor ve Bumads isimli reklam platformu arcılığıyla, bünyesindeki bu blogları kullanarak pazarlama yapıyor. Markalardan, bloglar aracılığyla sosyal medya üzerinden tanıtım yapmak için belli bir ücret alıyor. Bu ücretin bir kısmını kendi alıyor, bir kısmına da blog sahibine gönderiyor. Kazan-kazan durumu diyebiliriz.


Bumerang’a Üye Olmak Bana Ne Kazandırır?

Bumerang’ın blog yazarlarına sunduğu 4 temel hizmet vardır. Bunlar; Yazarkafe, Bumerang teklifleri, Hurriyet.com.tr tanıtımları ve Hürlist’tir. Bu servisleri açıklayacak olursak:

 

  • Yazarkafe: Yazarkafe, ayda 500.000’den fazla kişinin ziyarettiği söylenen, blog yazılarının yer aldığı bir imleme servisidir. Bumerang üyeleri blog yazılarını bu siteye ekleyerek oldukça yüksek trafik elde edebilirler.
  • Bumerang teklifleri: Zaman zaman blogunuzda yayınlamanız üzere advertorial içerikler yani tanıtım yazıları gönderilir. Bunlara Bumerang teklifleri denir ve bu teklifleri blogunuzda yayınlamanız karşılığında belli bir ücret alırsınız.
  • Hurriyet.com.tr tanıtımları: Alexa verilerine göre Hurriyet.com.tr Türkiye’nin en çok ziyaret edilen 6. sitesidir. Blogunuza ekleyeceğiniz Bumerang şablonlarının ve link paylaşımlarının tıklanma sayısına göre Hurriyet.com.tr’in belli sayfalarında blogunuzun gösterilmesini sağlayabilirsiniz.
  • Hürlist: Hürlist, bir dönem çok popüler olan web dizinleriin Türkiye’de ki en son ve en prestijli örneğidir. Bumerang üyeleri bloglarını Hürlist’e kleyerek hem buradan trafik elde edebilir, hem de SEO için çok önemli olan backlink  kazanarak arama motoru performanslarını arttırabilirler.

 

Üyeli Tipleri Nelerdir? Nasıl Belirlenir?

 

Yukarıda saydığım sevislerden her blogger faydalanamıyor. Bumerang, belirlediği kriterlere göre üyelerini Platin, Altın ve Bronz olmak üzere üçe ayırıyor.

 

  • Platin üyelik en üst üyelik tipidir ve yukarıdaki servislerin tümünden faydalanabilir. Platin üye olabilmek için blog içeriğinizin özgün, faydalı ve ilgi çekici olması gerekir. Ayrıca üyelik başvurusu sırasında blogunuza yerleştirdiğiniz Bumerang şablonlarının görüntülenme sayısının yüksek olması gerekir.
  • Altın üyelik ikinci en yüksek üyelik tipidir ve yukarıda yazdığım hizmetlerden Yazarkafe dışında tümünden faydalanabilirler.
  • Bonz üyelik ise en düşük üyelik tipidir ve yukarıdaki servislerden sadece Hürlist servisini kullanabilirler.

Eğer blogunuz yeni bir blogsa içerik sayısına göre bronz veya atın üye olarak başlama ihtimaliniz çok yüksektir fakat ilerleyen zamanlarda blogunuzu içerik ve trafik olarak geliştirdikçe yeniden değerlendirme talebinde bulunabilir, uygun görüldüğü taktirde bir üst üyelik tipine geçebilisiniz.

 

 

Bumerang Paneli Ve İstatistikler

 

Bumerang panelinize giriş yaptığınızda aşağıdaki resimdekine benzer bir panel karşılar sizi. Burada Tanıtmlarım kısmında paylaşılan linklere ve eklenen şablonlara tıklanmasıyla kazanılan Hurriyet.com.tr ggösterimleri gözükür. Yanındaki Yazarkafem’de ise Yazarkafe’de yer alan yazılarınız ve bunlara kaç kez tıkandığı yazar. Tekliflerim kısmında katıldığınız veya katılmanız beklenen Bumerang teklifler vardır. Şablonlarım yazan yerde blogunuza eklediğiniz Bumerang şablonlarının kaç kez görüntülendiği ve bu şablonlara kaç kez tıklandığı vardır. Link Paylaşımlarım bölümünde de Hürriyet sitelerine ait linkleri kısaltrak sosyal medyada paylaşmanız sayesinde bu linklere kaç kez tıklandığı yazar.

 

bumerang panel

 

Burada şablonlarım ve link paylaşımlarım bölümlerinin tanıtımlarım bölümüne etkisini raporlara baktığınızda görebilirsiniz. Bumerang şablonlarınıza ve paylaştığınız linklere ne kadar çok tıklanırsa, ücretsiz gösterim sayınız o kadar artar.

 

 

Link Paylaşımı Nedir? Nasıl Yapılır?

 

Link paylaşımları, yukarıda da bahsettiğim gibi Hurriyet.com.tr sayfalarında yapılacak tanıtım için önemlidir. Link paylaşımı dediğimiz şey Hürriyet, Bumerang ve Hurlist’e ait sayfaların, Bumerang panelinde ki link kısaltma aracını kullanarak oluşturulan linkin sosyal medya siteleri, bloglar veya forumlarda paylaşılmasıdır. Paylaştığınız bu linklere gelen tıklamanın 10 katı kadar ücretsiz gösterim kazanrsınız.

 

Video: Link paylaşımının nasıl yapıldığını anlatan videoyu izlemek için buraya bakabilirsiniz.


Açıkçası link paylaşımı yaparak kazandığınız ücretsiz gösterimlere tıklanma çok çok düşük. Herkes için böyle mi bilmiyorum ama benim 1/100.000 gibi bir şey :) Bu yüzden link paylaşımlarına ve ücretsiz gösterimlere  çok önem vermiyorum. Üyeliğimin etkilenmemesi için zaman zaman Yazarkafe’de gördüğüm, blog yazarlığı ile ilgili faydalı ve ilgili çekici yazıları paylaşıyorum.

 

 

Yazarkafe Trafik Getiriyor Mu?

 

Bumerang’ın bence en güzel hizmeti Yazarkafe. Blog yazılarınızı Yazarkafe’ye ekledikten sonra trafiğinizde ciddi bir artış oluyor. Örneğin Blog Hocam’ın Google ve sosyal hesaplardan sonra en önemli trafik kaynağı Yazarkafe’dir. Yazarkafe’ye eklediğim bir yazı ortalama 100 kez tıklanıyor. Eğer yazı öne çıkarılırsa yani manşete alınırsa bu sayı 5-6 katına kadar çıkabiliyor.

Yazarkafe’ye eklediğiniz yazıların tıklanma oranını arttırmak istiyorsanız 2 şeye dikkat etmenizi öneririm; başlık ve görsel. Yazı başlığı da görsel de ilgi çekici ve merak uyandırıcı olmalı. Ayrıca, Yazarkafe içeriklerinin de Google tarafından indexlendiğini hatırlatmak isterim. Bunu fırsata çevirmek için gerçek yazı başlığınızla o yazıyı Yazarkafe’ye eklerken kullandığınız yazı başlığını farklı seçmenii öneririm. Yazarkafe’ye içerik eklerken girmeniz istenen açıklama kısmına da farklı bir şeyler yazın. Böylece aynı yazı için birden fazla arama sorgusundan organik trafik elde edebilirsiniz.

 

 

Bumerang Teklifleri İle Para Kazanılır Mı?

 

Bumerang’da altın veya platin üye olduktan sonra teklif almaya başlarsınız. Fakat bazı kişiler ilk teklifin ücreti çok düşük olduğu için Bumerang’ın kazandırmadığını iddia ediyorlar. Halbu ki ilk Bumerang teklifleri düşük ücretle başlar ve perormansınıza göre artar.

Örneğin gelen ilk teklifin 1 TL değerinde olduğunu düşünün. Bu teklifi blogunuzda yayınladıktan sonra o içeriğin okunma sayısı ve sosyal medyada paylaşım sayısına göre sonraki teklifler 30-40 TL gelebilir. Kısacası Bumerang’da ne kadar kazanacağınızı sizin performansınız belirler. Sanıyorum en fazla 100 TL teklif veriyorlar ama bunu açıklamak kullanıcı sözleşmesine aykırı olduğu için net bilgi yok.

 

 

Hangi Teklifler Hangi Bloglara Gider?

 

Bumerang’ın bir yayıncı katoloğu vardır. Reklam vermek isteyen firma ya da ajans, hazırladığı içeriğin bu katalogdan hangi bloglara gönderileceğine kendisi karar verir. Yayıncı kataloğunda bloglar konularına, trafiklerine, popülaritelerine ve teklif ücretlerine göre sınıflandırılır.  Reklam veren firma ya da ajans, bu katalogdaki çeşitli filtreleri kullanarak sadece teknoloji blogları, trafiği aylık 20bin olan bloglar veya 30-50 TL ücret aralığındaki bloglar gibi seçimler yapabilir. Kampanyanın içeriği ve bütçesine buna kendisi karar verir.

 

Burada ilmeniz gereken şudur; herhangi bir blogda gördüğünüz teklif, illa size de gelecek diye bir şey yoktur. Bu tamamen reklamverenin seçimine kalmıştır.


Gelen Tekliflerin Ücretini Nasıl Arttırabilirim?

Bumerang’ın amacı gönderdiği teklifleri yani advertorial içerikleri daha fazla kişiye ulaltırmaktır ve bunu başaran bloglar Bumerang’ın gözünde değerlidir. Bildiğiniz gibi warez bir içerikler Google’dan çok trafik getirir. Atıyorum “BH oyunu full indir”  sorgusunun ayda 500bin kez arandığını ve bu konuda yazdığınız bir yazının ilk sırada çıktığunu düşünün. Aylık trafiğiniz yüzbinleri bulur ama sürekli takipçiniz olmadığı için yayınlayacağınız bir Bumerang teklifinin okunma sayısı büyük ihtimalle 100’ü geçmez. Bu durumda warez içeriğinize gelen milyonlarca trafiğin zerre kadar önemi yoktur. Kısacası önemli olan yazılarınızı sürekli takip eden abonelerinizin olmasıdır.

Bu durumda Bumerang tekliflerinin ücretlerini arttırmak için yapılması gerekenler de az çok ortaya çıkıyor. Düzenli, özgün ve kaliteli içerik üreterek sağlam bir okuyucu kitlesi oluşturmalısınız. Bunun yanı sıra sosyal medyada da nitelikli takipçi sayısını arttırmak ve bu takipçilerle etkileşim içinde olmak. Kısacası geri dönüşüm oranı yüksek bir blog ya da bloggersanız Bumerang size gereken değeri verecektir.

 

 

Bumerang Ödeme Yapıyor Mu?

Bumerang tekliflleri ve bonuslarla kazandığınız toplam miktarı Bumerang panelinizdeki Tekliflerim bölümünde, Güncel Bakye yazan yerden görebiliyorsunuz. Burada biriken ücret minimum 50 TL’ye ulaştıktan sonra IBAN ile banka hesabınıza ödeme yapılmasını talep edebiliyorsunuz. Ancak elinize geçen net miktarın 50 TL olmayacağını söylemeliyim. Yasal zorunluluk olan %20 oranında stopaj kesintisi yapılacaktır. Yani bakiyenizde gözüken miktarın %80’i gönderilecektir. Bunun dışında hiç bir problem yaşamadan ödeme alabiliyorsunuz.


Bumerang Gerçek İçerik Üreticisinin Yanıda Mı?

Bumerang her fırsatta kaliteli içeriğin ve içerik üreticisinin yanında olduğunu, onları desteklediğini ve değer verdiğini belirtir. Bu çoğunuza pek inandırıcı gelmeyebilir. Tam bu noktada sizle bir anımı paylaşmak istiyorum.

Yazarkafe’yi ziyaret ettiğim bir gün, internet dünyası kategorisinde alt alta 5 adet yazı gördüm. Yazı başlıkları çok tanıdık geldi. Merakla linkleri tıkladığımda hepsinin daha önce benim yazdığım yazılar olduğunu fark ettim. Blogu incelediğimde ben dahil 4-5 farklı blogdan aldığı yazıları yayınladığını ve bizim yazılarımız sayesinde Bumerang’da platin üye olduğunu gördüm. Önce Bumerang’a kızdım. “Hani özgün içerik istiyordunuz?” dedim. Daha sonra, Bumerang’ın her yazıya özgünlük kontrolu yapmasının mümkün olamayacağını düşündüm ve durumu Bumerang yetkililerine ilettim. Aynı gün ilgilendiler ve o blogun platin üyeliğini iptal ettiler.

 

İşte o gün anladım ki Bumerang gerçekten içerik üretenin yanında!



Son Sözler

Bumerang, ben dahil pek çok bloggerın hayatında önemli bir yer teşkil ediyor. Hatta çoğu blogun kaderini değiştirdiğini bile söyleyebilirim. Bumerang sayesinde trafiğinizi arttırabilir, Türkiye şartlarında fena sayılmayacak kadar gelir elde edebilir, Bumrang’ın deneyim günleri ve aktivitelerine katılarak güzel vakit geçirebilir, yeni şeyler öğreneblilir, küçük ama size kendinizi özel hissettirecek hediyeler kazanabilirsiniz.

Aksini iddia eden, Bumerang’ı karalayacak tarzda söylemlerde bulunan kişiler bence sorunu kendilerinde aramalılar. Blogunuzun ve yazılarınızın çok iyi olduğunu düşünüyor ancak Bumerang’da platin üye olamıyorsanız sorun muhtemelen şudur: Bumerang’ın iyi blog ve iyi içerik anlayışı sizinkinden çok farklı. Bumerang hiç bir blogun PageRank, Alexa gibi değerleriyle ilgilenmez. Bumerang için önemli olan ürettiğiniz içerik ve okuyucuyla kurduğunuz etkileşimdir. Sonuçta burada yapılan iş “içerik pazarlaması”

22 Ağustos 2013 Perşembe

Blog Dünyasının En İyi Kitap Blogları

Her iyi “bog yazarı” aynı zamanda iyi bir okuyucuğudur. Hatta yazdığından daha çok okur diyebilirim. Bolca blog gazete, dergi, kitap vs okuyan bloggerlar kendilerini o kadar belli ediyor ki… Yazı dilleri, kullandıkları kelimeler, kurdukları cümleler sıradanlıktan çok uzakta oluyor. Kitap bloggerlarının yazılarını okumak bu yüzden çok keyifli oluyor. Okuyana her defasında “Vayy bee” dedirtebiliyorlar.

 

Blog Hocam’ı takip edenler zaman zaman belli kategorilerdeki bloglardan beğendiklerimi bir araya getirerek tanıttığımı bilirler. Daha önce moda bloglarıyemek blogları, kişisel bloglar, teknoloji blogları ve gezi bloglarını derlemiştim. Bu kez yukarıda bahsettiğim kitap bloglarından bir derleme yapmak istiyorum.

 

 

Vampirellanın Güncesi

 

Vampirella'nın Güncesi

 

Temmuz 2011’den beri yayında olan Vampirellanın Güncesini, Türkiye'nin tek "genç yetişkin" kitap blogu olarak nitelendiyor yazarı. Vampirella’nın Güncesi’nde hangi kitapların, nereden, ne kadara alındığı, bu kitaplar hakkında yorumlar ve fotoğrafların yanı sıra yazarlarla yapılan söyleşiler kitap kurtlarının ilgisini çekiyor. Ayrıca Vampirella’nın puan tablosunda, yazarın okuduğu kitaplara verdiği puanları görebilir ve saın almayı düşündüğünüz kitaplar hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

 

 

Zimlicious

 

zimlicious

 

Zimlicious’ın yazarı Simay Hanım blogunda en büyük tutkusu olan kitaplarla ilgili herşeye yer veriyor. Uzun yıllardır blog yazarlığıyla uğraşan Simay Hanım, okuma yazma ile alakalı ilgisini çeken şeyleri Zimlicous’da paylaşıyor. Zimlicious’ın başarısı konusunda en önemli e-dergilerde biri olan “Kitapçı”nın da dikkatini çektini ve 5. sayısında bu bloga yer verdi.

 

 

Kitaplık Kedisi

 

Kitaplık Kedisi

 

Aslında bir kültür sanat blogu olarak nitelendirebileceğimiz Kitaplık Kedisi'nde kitap ağırlıklı yazılar yazıldığı ve ilgi gördüğü için bu listeye eklemek istedim. Kitap haberleri ve yorumlarının yanı sıra, blogun yazarı Elif Hanım’ın dekorasyon kategorisinde paylaştığı birbirinden güzel kitaplık resimlerine mutlaka göz atmalısınız.

 

 

The Reading Lady

 

The Reading Lady

 

Yaklaşık 1 yıllık bir blog olan The Reading Lady’nin içerik sayısı listedeki diğer bloglara göre az olsa da kalitesiyle öne çıkmayı başaran bir blog. Özellikle birbirinden değerli yazarlarla yapmış olduğu röportajlar, diğer ziyaretçilerinin olduğu gibi benim de dikkatmi çekti.

 

 

Rafların Arasından

 

Rafların Arasından

 

2010 yılında yayın hayatına başlayan Rafların Arasından, 3 yılı aşkın süredir güncel kalmayı başarmış ve kitap hastalarını dopdolu içerik sunan bir blog. Şuan 4 adet yazarı bulunan blog, her hafta bir konuk yazar ağırlayarakiçeriğini çeşitlendiriyor.

 

 

Kitap Delisi Gizem

 

Kitap Delisi Gizem

 

Blogun yazarı Gizem Hanım, en büyük tutkusu olan kitaplarını, yaşadıklarını, gördüklerini ve öğrendiklerini samimi bir şekilde okuyucularıyla paylaşıyor. Okuduğu kitaplar hakkında bilgi vermekle kalmıyor, kara sıra kişisel yazılar da yazıyor Gizem Hanım.

 

 

Liste elbette bunlarla sınırlı olamaz. 100’e yakın blogu yaklaşık 1 dk. inceledikten sonra içime sinenleri sizlerle paylaştım ama kitap kurtları için çok daha fazla takip edilecek blog var. Onlar da yorum bölümünden zamanla paylaşılır.

 

 

Special Thanks To…

 

Yukarıda blogları olmasa da, bu yazının oluşmasında katkıları olan Betil Hanım, Pınar Hanım ve Zehra Hanım’a çok teşekkür ederim.

12 Temmuz 2013 Cuma

İdeal Blog Okuyucusu/Ziyaretçisi Nasıl Olmalı?

Sosyal medya hesaplarımı takip eden blog yazarlarına sorular sormaya ve gelen cevapları kullanarak yeni yazılar oluşturmaya devam ediyorum. Bu kez bloggerların ziyaretçilerden/okuyuculardan beklentilerini sordum. Biraz daha açacak olursam blogumuzu ziyaret eden kişilerden nasıl davranmalarını, neler yapmalarını isterizi konuştuk. Böylece ideal bir ziyaretçi profili ortaya çıkarmaya çalıştım. İşte gelen cevaplar doğrusunda ideal bir blog ziyaretçisinin profili…

 

ziyaretciler

 

 

Türk Blog Yazarları Nitelikli Yorum İstiyor

 

Takipçilerim arsında her türde blog yazan arkadaşlar olduğu için çok çeşitli cevaplar bekliyordum fakat gelen cevapların hemen tamamı yorumlarla ilgiliydi. Örneğin;

 

 Adige Rıdvan Candar ve Kadircan Kırkoyun ziyaretçilerinden sadece yorum yazmalarını beklediklerini söylediler.

 

Çoğunluk ise yorumların niteliğinden bahsetmiş. Engin Güşen, ziyaretçilerinden yapıcı yorumlar yapmalarını ve bu yorumları yaparken hitap şekline dikkat etmelerini bekliyor. Ali Ünal, @usglm ve Ruhsuz Atmaca ise yorumlarda objektiflik ve eleştiri bekliyorlar. Uğur Karadeniz ve Nagehan Kadıoğlu Öge ‘nin ziyaretçilerden beklentisi ise yazıyı tamamen okuduktan sonra konuyla alakalı mantıklı yorumlar yapılması.

 

Polat Buyukarslan da yorumlarda ve sorularda ziyaretçiden kendisini iyi ifade etmesini bekliyor. "Yapamıyorum yardım edin" gibi bir yorum yerine yardıma ihtiyaç duyduğu sorunu detaylıca anlatabilmeli diyor.

 

 

İdeal Bir Blog Ziyaretçisi Sadık Olmalı

 

Mertcan Ermiş okuduğu yazıyı beğenen ziyaretçilerin, blogu terk etmeden önce diğer yazılara da göz atmasını bekliyor. Benzer şekilde @EypCvz de ideal bir ziyaretçinin blogu terk ettikten sonra tekrar ziyaret etmesi gerektiğini yazdı. Bunları sadakat başlığı altında toplayabiliriz sanırım.

 

 

İdeal Bir Blog Ziyaretçisi Paylaşmalı

 

Hepimizin blogunda yazıların sonunda sosyal paylaşım butonları var. Bu butonlar oraya şıklık için konulmuyor elbette. Caramba Carambita ve Hasan Ekşi de bu konudaki beklentilerini dile getirdiler ve ideal bir ziyaretçinin beğendiği yazıları paylaşmaları gerektiğini yazdılar.

 

 

Gelen cevaplardan çıkardığım şey; blogları bir otomobile benzetirsek, bu otomobilin benzini yorumlar. Büyük çoğunluk böyle söylüyor. Ancak benim hayalimdeki blog ziyaretçisi yorum yazmaktan çok daha fazlasını yapmalı :)

 

Hayalimdeki blog ziyaretçisi…

 

… RSS beslemelerime abone olmalı.

… Sosyal medya hesaplarımı takip etmeli.

… bloguma link vermeli.

… beni arkadaşlarına tavsiye etmeli.

… sık konuk yazar olmalı.

… reklamlara tıklamalı.

… düzenlediğim anketlere katılmalı.

… bloguma reklam vermeli.

… sattığım bir ürün olduğunda almalı.

 

Bana hayal gücümün çok yüksek olduğunu söyleyeceksiniz biliyorum ama yazının konusu bu zaten; hayalimdeki blog ziyaretçisi :)

 

Katkıda bulunan arkadaşlara çok teşekkür ederim. Umarım her blog yazarının bilinçli ve nitelikli ziyaretçi sayısı artar.

 

İyi bloglar!

28 Haziran 2013 Cuma

Blog Yazarlarının Çileden Çıktığı Anlar

Blogların ve blog yazarlığının neden bu kadar popüler olduğunu sorguladığım yazıda farklı bir şeyler denemek istemiştim. Amacım konuyu sosyal medya hesaplarımı takip eden blogcu arkadaşlara da sorarak yazıya onların fikirlerini de eklemekti. Yani bir nevi imece post :) Sağolsunlar ilgi gösterdiler ve ortaya keyifli bir yaz yazı çıktı. Bunun üzerine bu imece usulü çalışmaya devam etmek istedim. Bu kez konumuz blog yazarının çileden çıktığı anlar…

 

Blog yazarlığının ne kadar keyifli bir uğraş olduğu konusunda hiçbirimizin şüphesi yok. Ancak ne kadar keyifli olsa da hepimiz zaman zaman keyfmizi kaçıracak, sinirlerimizi bozacak, moral ve motivasyonumuzu düşürecek hatta bizi çileden çıkaracak olaylarla karşılaşıyoruz. İşte bu olayları sosyal medyadaki hesaplarımı takip eden blogculara sordum ve gelen cevaplara kendi yorumlarımı da ekleyerek böyle bir yazı ortaya çıkardım.

 

sinirli

 

 

Yorumlar… Yorumlar… Yorumlar….

 

Blog yazarlarını çileden çıkaran olaylarla ilgili yazılan düşüncülerde en çok üzerinde durulan konu tahmin ettiğim gibi  yorumlar oldu. Gürkan Bilgisu, Arzu Batur ve @herbihalt yazıyla hiç bir ilgisi olmayan, tutarsız, küfürlü, yazıyı dahi okumadan yapılan yorumların kendilerini çileden çıkardığını söylerken Hakan Çolak ve evde yazar reklam amaçlı, link içeren yorumların kendilerini sinirlendirdiğini belirttiler.

Bu yorum konusu ile ilgli tespit, sitem ve öneri içeren detaylı bir yazı yazdığım için buraya bir ekleme yapmayacağım. Yorumlarla ilgili içimi döktüğüm yazıyı bekleyin lütfen.

 

 

Emeğe Saygı Lütfen!

 

Elimden geldiğince belli bir kalitede içerik üretmeye çalışan bir blogcu olarak bu şekilde emek ve zaman harcayarak okuyucuları için içerik üreten blogculara saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hasan Ekşi ve Ruhsuz Atmaca da harcanan emeğin hiçe sayılarak art niyetli tepkiler gelmesinin ve haksız eleştiriler yapılmasını çok üzücü olduğunu düşünüyorlar.

 

Benzer şekilde Furkan Özden de yazılarında bir kusur aranmasının kendisini üzdüğünü yazdı. Düşünsenize bir konu hakkında 10 tane bilgi vermişsiniz bunların 9’u doğru ve aralarından birinde küçük bir hata var. Art niyetli okuyucu da bu hatayı cımbızla çekiyor ve bunu afişe ederek yazarı zor duruma düşürmeye çalışıyor. Gerçekten çok sinir bozucu.

 

 

Değerler, Sıralamalar, İstatistikler

 

Bazı blogcular Pagerank, Alexa ve trafik değerlerini her gün kontrol ederek bu olayı takıntı haline getirebiliyorlar. Mehmet Öztürk de Alexa sıralamasındaki anlamsız değişmelerin çok sinir bozucu olduğu yazmış.

 

Bu işie kafayı fazlaca takıp çeşitli grupların ve değer arttırmaya yönelik yapay yöntemlerin peşinde koşanlar olduğunu çok iyi biliyyorum.  Blog Hocam’ın Alexa sıralamsını çok takip eden biri olmadığım bu konu beni çok rahatsız etmiyor açıkçası : ) Size de önerim bu işlere fazla takılmamanız.

 

 

Tema Seçimi Ve Düzenlenmesi

 

Blogcular için ihtiyaçlarını karşılayacak, zevkine hitap edecek birtema seçmek ve uzun süre aynı temayı kullanmak nerdeyse imkansız. Bu yüzden her geçen gün birbirinden farklı özelliklerde ve tasarımlarda blogger temaları paylaşılıyor.

 

Blogcuları çileden çıkaran şey ise zar zor seçilen bir temanın düzenlenmesi aşamasına çıkan küçük problemler ve bu küçük problemleri düzelteyim derken tüm temanın berbat edilmesi olması gerek. Mehmet Bahadır Durmaz da bu konuya değinmiş. Blogu için tema seçerken ve seçtiği bir temayı yeniden düzenlerken yaşadığı sıkıntıların kendisini çileden çıkardığını yazmış.

 

 

İçerik Hırsızlığı Ve İletişim Formu İle Gönderilen Mesajlar

 

Gelelim bu yazılanlar dışında beni çileden çıkaran durumlara.

 

Benim için en sinir bozucu şeylerden biri saatlerce uğraşarak oluşturduğum içeriklerin başkaları tarfından çalınmasıdır. Açıkçası bu konuda hiç yorum yazılmamasına şaşırdım. Sanırım artık alışıyoruz bu duruma :)

 

Sinirimi bozan diğer bir olay da iletişim formu aracılığıyla gönderilen spam, saçma ve gereksiz mseajlar. İletişim sayfamın başına “sağlıklı bir iletişim için formu eksiksiz doldurun” yazmama rağmen gelen mesajların yarısı eksik.

 

 

Aslında misafir blogculuk, taklitçilik, sosyal medya ve daha pek çok konuda çileden çıktığım anlar oluyor fakat yazıyı çok uzatmamak adına burda kesiyorum. Yaptıkları yorumlarla bu yazının oluşmasına katkı sağlayan arkadaşlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu tür imece yazıların devamı gelecek. Önümüzdeki yazılara siz de katkıda bulunmak isterseniz Blog Hocam’ın Facebook ve Twitter hesapları ile benim Google+ profilimi takip edebilirsiniz.

21 Haziran 2013 Cuma

Saygı Günenç İle Blogların Kariyere Etkilerini Konuştum

Blogların kariyer üzerinde etkilerine ve yeni kariyer fırsatları yarattığına dair görüşlerim daha önce defalarca paylaşmıştım.  Hatta insanlra yardımcı olmak, bidiklerimi paylaşmak ve yazma isteğimi tatmin etmek için oluşturduğum bu blog sayesinde bile pek çok iş fırsatı ve teklifiyle karşılaştım.

 

Uzun zamandır bir insan kaynakları uzmamnıyla bu konu hakkında görüşmek, sohbet etmek istiyordum akat fırsat bulamamıştım. Geçtiğimiz günlerde iletişim formu aracılığıyla bana bir soru soran Saygı Hanım’ın blogunu incelediğimde beklediğim fırsatla karşılaştığımı düşündüm. Kendisi de sağolsun beni kırmadı ve söyleşi teklifimi henen kabul etti.

 

Saygı Gönenç

 

İşte blog yazarlığı ve blogların kariyere, işe alım sürecine ve iş hayatına etkileri üzerine yaptığımız kısa söyleşiden kalanlar…

 

Merhaba Saygı Hanım. Söyleşi teklifimi kanbul ettiğiniz için teşekkür ederim. Öncelikle sizi okuyucalara tanıtmak istiyorum. Kısaca kendinizden bahsedebilirmisiniz?

 

Sizinle bu röportajı yapmaktan son derece mutlu olduğumu belirterek başlamak istiyorum.

İşletme Fakültesi mezunuyum. Uzun yıllar bir kitabevinin koordinatörlüğünü yaptıktan sonra, bir işletmenin insan kaynağının ne kadar önemli olduğunu anladım ve bu alana yöneldim. İnsan Kaynakları yetkilisi olarak mesleğimin beşinci yılındayım. Hani tırnaklarımla geldim derler ya, işte öyle benim hikayemde. Antalya ve hinterlantında sektörün ilk İK departmanını oluşturdum. Zorlu bir dönemde, sağlam temeller atarak, bir çok konuda eğitimler aldım. İK süreçlerinin uygulanmasının yanı sıra, heybeme biriktirdiğim mesleki tecrübeler, uzun soluklu kişisel gelişim eğitimleri ve mesleki eğitimlerle; şirket içinde kurulan akademinin doğal öğretmeni oldum. Şirket eğitim danışmanı ile birlikte ortalama 500 çalışanın, kişisel gelişim ve mesleki eğitimlerini vermeye hala devam ediyoruz.

 

İK ve kişisel gelişim konularında yazıları yazdığınız bir blogunuz var. Bu blogu oluşturmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz? 

 

24 Nisan 2013 de İK’ya dair her şey… adıyla blogumu başlattım. Sanırım geç bile kaldım. İnanıyorum ki bilgi paylaşılmadıkça bir şey ifade etmez. Deneyimlerinizi, kazanımlarınızı paylaşmak hem sizi hem de çevrenizi güçlendirir. Kısaca bunun, hem insani hem de mesleki olarak bir görev olduğunu düşünüyorum. Modern,fütürist, inovatif bir İnsan Kaynakları yetkilisinin de teknolojiyi kullanmaması düşünülemez. Kısa bir araştırma ve planlamadan sonra bir kaç günlük süreçte blogumu açtım. Bugün çok beğendiğim paylaşımlarımla ilgili, ilerleyen süreçde, “ne kadar da acemice” diye düşündüğüm an iyi bir blogcu olacağıma inanıyorum.

 

İşe alım sürecinde kişisel blogların rolü nedir? Bloglar kişinin yetenek ve deneyimleri ile ilgili portföy olarak kullanılabilir mi? İnsanların uzman oldukları konuda blog yazmalarının kariyerlerine katkı sağladığını düşünüyor musunuz?

 

Hayat bir sunumdur! Blogunuz ise bir çok konuda, tecrübelerinizi, başarılarınızı paylaşabileceğiniz, mesleki yetkinliklerinizi sunabileceğiniz mükemmel bir alan. Emek harcanmış ve önemsenen bir blog, kariyerinizle ilgili bir görüşmede, söylemlerinize görsel destek olacaktır. Sanal ortamda kuracağınız bu kütüphane, işe alımcının hakkınızda ki fikirlerini olumlu yönde fazlasıyla etkileyecektir. Ayrıca blogla ilgili çalışmalar yaparken, araştırmanın size katacağı katkı da yadsınamaz.

 

CV’lerde blog veya Facebook, Twitter gibi sosyal ağ profillerinin yazılmasına İK profesyonellerin bakışı nedir? Modern bir CV'de blogların ve sosyal ağların yeri var mıdır?

 

Sosyal cv’ler artık hayatımızda. Bir çok firma klasik özgeçmişin yanı sıra sosyal cv’ler oluşturmanız için imkan da sağlıyor. Bu konu meslektaşlarımın arasında da oldukça tartışılır. Özel hayat ile iş arasında oluşturulması gereken sınırı kurmakta zorlanan gençlerimiz, iş başvurularında da maalesef bu dengeyi kuramıyorlar. Sahte profil resimlerinin ve bilgilerinin olduğu ya da şirket yapısıyla örtüşmeyecek paylaşımların olduğu sosyal profillerin, işe alımda dezavantajını yaşıyorlar. Bence modern cv’de adayın blog ve sosyal ağ adreslerini vermesi gerekli. Adayın hem bu teknolojinin bir parçası olduğunun bilinmesi hem de özüyle sözünün aynı olduğunu gösterebilmesi için son derece önemli.

 

Dünyada blog yazarlığı ciddi bir iş olarak olarak görülüyor. Markaların ve kurumların çoğu profesyonel blog yazarlarıyla çalışıyor. Sizce blog yazarlığı Türkiye’de de bir meslek olacak mı? Blog yazarlığının geleceğini nasıl görüyorsunuz?

 

Blog yazarlığı gerçekten ciddi bir iş. Oluşturduğum, henüz küçük bir çadır olan blogumda bile harcadığım zaman ve emek bu işin ciddiyetini anlamam için yeterli oldu. Burada sizin misyonunuzun önemine de değinmeden geçemeyeceğim. Yol göstericiliğinizi, başarılı çalışmanızı da gönülden kutluyor, işinize verdiğiniz öneme saygı duyuyorum. Lütfen bu profesyonellikle devam edin. Gençlerimizin iyi örneklere ihtiyacı var.

Özellikle Y ve Z kuşağı olarak tabir ettiğimiz(1980 sonrası doğan) siber gençlerimizin iletişim kanalı artık sosyal dünya. Markalar ve kurumlar da bu mecranın önemini biliyorlar. Elbette ki işi profesyoneline bırakmak, başarılı olmanın anahtarı olacaktır. Ülkemizde de vizyon sahibi şirketlerin, umulandan çok daha hızlı bir şekilde blog yazarlığının önemini anlayacağına eminim. Bu noktada bir sıkıntı yok. Sadece bir çok konuda olduğu gibi, uygulamamız, hayata geçirmemiz biraz geç olacaktır diye düşünüyorum. Optimist yaklaşırsak, bu zaman blog yazarlarının kendilerini yetiştirmeleri ve gelecekte vazgeçilmez bir mesleğe sahip olabilmeleri için bir avantaj olacaktır.

 

Bu keyifli ve yol gösterici söyleşi için çok teşekkür ederim.

 

Sizinle sohbet güzeldi. Teşekkür ederim.

 

 

Son Söz

 

Blog yazmak kariyer her alanında insanın hayatını olumlu etki edecek bir aktivite. Eğitim safhasında ileride yapmayı düşündüğünüz mslekle ilgili blog yazmak sizi teorik bilgi anlamında çok geliştirecektir. Devamında ise blogunuz sizin için bir portföy ve online itibar aracı olacaktır. Blog yazmaktan vazgeçmeyin.

 

Yazıyı bitirirken Saygı Günenç’e bir kez daha teşekkür ediyorum. Saygı Hanım’ın insan kaynakları, kişisel gelişim ve iş hayatına dair paylaşımlarını takip edebileceğiniz adresler şöyle:

 

- Blog: http://www.saygigunenc.com/

- Facebook: https://www.facebook.com/saygigunenc 

- Twitter: https://twitter.com/saygigunenc

- Linkedin: http://tr.linkedin.com/in/saygigunenc

19 Haziran 2013 Çarşamba

Bloglar Ve Blog Yazarlığı Neden Bu Kadar Popüler?

İlk bilgisayarımı alıp internetle tanıştığımda lise hazırlık sınıfındaydım. Bilen bilir o dönemlerin fenomeni mIRC adlı chat programıydı. Kıs sürede ben de kendimi yabancılarla chat furyasına kaptırmıştım.

 

Bilgisayarı daha iyi kullanmaya başladıkça ve internetin ne olduğunu kavradıkça yeni şeyler keşfetmem uzun sürmedi. Okulda üst sınıflardan bir arkadaşın olduğunu öğrendiğim ve ücretsiz bir host üzerine kurulan statik HTML siteyi görünce ilgim bir anda o noktaya kaymıştı ve kısa zamanda ben de temel HTML komutlarını öğrenerek ilk sitemi daha doğrusu web sayfamı yapmıştım :)

 

Üniversiteye yeni başladığım dönemde mIRC yerini MSN Messenger’a bırakmıştı. Sohbet teknolojisi ilerlerken web teknolojisinin yerinde sayması belkenemezdi elbette. HTML sitelerin yerini forumlar ve portallar almıştı. Tabi bunlarda da geri kalmadım ve gelişen web teknolojisine hemen adapte oldum.

 

O yıllarda yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan bloglar ise benim üniversiteyi bitirdiğim dönemlere doğru patlama yaparak tüm dünyada olduğu gibi bizde de yaygınlaştı her geçen gün daha da popülerleşti. Peki neydi blogları ve blog yazarlığını bu kadar popüler yapan? Bu soruyu sosyal medyada takipçilerime sorarak imece usulu bir yazı ortaya çıkarmak istedim. Sağolsunlar ilgi gösterip cevaplayanlar oldu ve ortaya böyle bir yazı çıktı.

 

Bloglar Ve Blog Yazarlığı Neden Bu Kadar Popüler?

 

 

Herkes Kolaylıkla Blog Oluşturabiliyor

 

Engin Gürşen blogların ücretsiz bir şekilde, teknik bilgi gerektirmeden kolaylıkla açılabilen ve yönetilebilen sitemler olmasının bloglraı cazip kıldığnı yazdı.

 

 

Kendini İfade Etmenin En Etkili Yollarından Biri Blog Yazmak

 

Gizem Sakallı, Nagehan Kadıoğlu Öge, Hasan Ekşi ve @aayparcasii ise insanların kendilerini ifade etmek ihtiyaçlarını karşıladığı, birilerine bir şeyler anlatmanın en kolay yolu blog yazmak olduğu için blogların bu kadar popüler olduğunu yazdılar.

 

 

Beğenilme İhtiyacı Ve Popüler Olma İsteği

 

Evde yazar, Eren Evren ve @Tancello ‘ya göre pek çok kişi blog yazarak ün belli bir üne kavuşmak ve takip edilmek istiyor. Önlerinde Pucca gibi bir örnek varken bunu doğal karşılamak gerekir.

 

 

Blog Yazarak Kolay Para Kazanıldığına Olan İnanç

 

Yine Engin Gürşen, Evde Yazar ve @56denklem; insanların blog yazarak kolay para kazanıldığa olan inançlarından dolayı blog oluşturduklarını ve bu sayede blogların popülaritesinin arttığını düşünüyorlar.

 

 

Yazma İhtiyacı

 

Gürkan Bilgisu ve Emre Demirer’in dediği gibi bir şeyler karalama, bilgiyi ortaya koyma ve insanlara yardımcı olmanın en etkili yollarından birinin blog yazmak olduğunu göz önüne alırsak bu düşüncedeki kişilerin neden bloglara ilgi gösterdiklerini daha iyi anlayabiliriz.

 

 

Yazar Ve Okuyucu Arasındaki Etkileşim

 

Ruhsuz Atmaca olaya farklı bir açıdan yaklaşarak boglara olan ilgiye okuyucunun aşısından baktı. Bloglar  okuyucuyla yazar arasında bir köprü oluşturuyor ve iki taraf arasında samimi bir bağ kuruyor. Bu yüzden insanlar blog okumayı çok seviyor. Bu da blogların popüler olmasındaki önemli etlkenlerden biri.

 

 

O Açmış, Benim Neyim Eksik?

 

Yukarıdaki tüm etkenlere katılmakla beraber özenme ve taklit etmenin de blogların popüler olmasında önemli etkenlerden biri olduğunu düşünüyorum. Biraz daha açıklamam gerekirse “onun şöyle bi blogu var, benim neden yok?” mantığıyla açılmış binlerce blog olduğunu ve blogların bu şekilde viral bir etkiyle giderek popülerleştiğini düşünüyorum.

 

 

Diğer web trendlerinin aksine blogların daha uzun ömürlü olacağını ve giderek önemini arttıracağını düşünüyorum. Artık yaş da geçiyor, yeni bir web teknolojisine ayak uydurabileceğimi hiç sanmıyorum :) Bloglar iyidir, kalsın….

 

Bu arada sosyal medya hesaplarımdan sorduğum soruya cevap vererek bu yazının ortaya çıkmasında yardımcı olan, yukarıda isimlerini yazdığım arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ederim. Bu şekilde imece bir yazı oluşturmak bana çok keyif verdi. Eğer okyucunun da ilgisini çekerse ileride benzer şekilde yazılar oluşturmak isterim.

 

Yorumlarınızı bekliyorum!

10 Haziran 2013 Pazartesi

Türkiye’nin En İyi Gezi Blogları

Kendi kategorilerindeki en iyi blogları sizlere tanıtmaya devam ediyorum ve bu olay oldukça keyifli olmaya başladı. Araştırma yaparken onlarca yeni blogla tanışmış oluyorum. Başarı hikayelerinden bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.

 

Yemek bloglarıyla başladığım, moda blogları, kişisel bloglar ve teknoloji bloglarıyla devam ettiğim blog turunda sırada gezi bloglarında.

 

İtiraf etmeliyim ki gezi bloggerları benim en kıskandığım blogger türleri. Düşünsenize yeni yerler görüyorlar, yeni insanlarla tanışıyorlar, farklı maceralar yaşıyorlar ve bunları blog yazarak okuyucuyla paylaşıyor. Kıskanmamak elde değil : )

 

En iyi gezi bloglarını listelerken çok zorlandım. Zira bu kadar çok ve kaliteli gezi bloglarının varlığından haberdar değildim. Bu yüzden önceliği bir kaç istisna dışında yazılarına duygu ve heyecan katan, amatör ruhla yazılmış bloglara verdim. İşte benim gözümden Türkiye’nin en iyi gezi blogları…

 

 

Az Gezmiş

 

Az Gezmiş

 

Zehra Arslan ve Hakkı Ceylan’ın Türkiye’ de ve Dünya’ da gezip gördüklerini, fotoğrafladıklarını paylaştıkları, bu arada gezecek olanlar için ipuçları niteliğinde bilgiler verdikleri bir paylaşım ortamı olmuş durumda.

 

 

I Can Travel

 

I can travel

 

Kerimcan Akduman’ın gezdiği şehirlerden, seyahat etmeye dair pratik ip uçlarına kadar bir çok konuyu yazdığı kişisel gezi blogu I Can Travel 2008 yılından beri yayında ve çok sayıda takipçisi var.

 

 

Gezentigiller

 

gezentigiller

 

Gezmeyi çok seven Hasan ve Şahika çiftinin 2009 yılından beri gezdikleri gördükleri yerleri yazdıklları sıcak bir blog. Giitikleri yerlerde yaşadıklarını bloglarında yazarak hem anılarını canlı tutmak, hem de o yerlere gitmek isteyenlere fikir  vermeyi amaçlıyorlar.

 

 

Gezmek Güzel

 

Gezmek Güzel

 

Gezmeyi seven bir ailenin, gezilerini paylaşarak buralara seyahat edeceklere fayda sağlamayı amaçladıkları bir blog. Özellikle yurt dışı seyahtine çıkacaklar için güzel bir klavuz.

 

 

Gezgin Martı

 

Gezgin Martı

 

Listeye son olarak eski bir okuyucumu (hala takip ediyor mu emin değilim) ekleyeceğim. Gezi bloglarına olan merakım ve hayanlığım kendisinin bir sorusu üzerine blogunu ziyaret etmemle başlamıştır. Gezdiği gittiği yerleri eğlenceli fotoğraflarla ve enerjik yazılarla anlatması çok hoşuma gitmişti. 2007 yılından beri aynı enerjiyle blog yazmaya devam ediyor.

 

 

Aslında tanıtılacak, çok kaliteli onlarca gezi blogu daha var ama listeyi çok uzatmak istemiyorum. Ve yazının başında da dediğim gibi daha çok amatör ruhla ve samimi bir dille yazılan blogları tanıtmayı tercih ettim. Keyifli okumalar…

3 Haziran 2013 Pazartesi

İlham Veren Blog Girişimleri Ve Girişimcileri

Daha önce Yemeksepeti.com’un hikayesinden öğrendiklerimi paylaştığım yazımda blogunu bir adım öteye taşıyarak bir girişime dönüştürmek isteyenlere önemli notlar vardı. Fakat blog yazarlığı ile girişimciliği bağdaştıramayanlar olduğunun farkındayım. Bu yüzden kazançları ve geldikleri noktayla size ilham vereceğini düşündüğüm bazı blogları tanıtmak istiyorum.

 

 

The Huffington Post

 

The Huffington PostListenin ilk sırasında 20 milyon doların üzerinde bir değere sahip olduğu bilinen Huffington Post ve bu blogun sahibi Arianna Huffington var. The Huffington Post tüm dünyadan haberleri ve son dakika gelişmelerini paylaşan oldukça aktif bir blog. Alexa verilerine göre dünyanın en çok ziyaret edilen 97. sitesi olan The Huffington Post’un ana gelir kaynağı PPC reklamları ve günlük kazancının $30.000 civarında olduğu söyleniyor.

 

 

Mashable

 

MashableSırada teknoloji meraklılarının yakından tanıdığı bir blog olan Mashable ve sahibi Pete Cashmore var. 11.5 milyon doların üzerinde bir değeri olan Mashable’ın ana gelir kaynağı ise banner reklamları. Alexa verilerine göre dünyanın en çok ziyaret edilen 360. sitesi olan Mashable’ın günlük kazancının $15.000 civarında olduğu söyleniyor.

 

 

Smashing Magazine

 

Smashing MagazineYaklaşık 5 milyon dolar değeri olan Smashing Magazine kodlama, tasarım ve grafik konularında yayın yapan bir blog. Vitaly Friedman’ın sahibi olduğu Smashing Magazine’in gelir yöntemi de banner reklamları. Alexa verilerine göre dünyanın en çok ziyaret edilen 1301. sitesi olan Smashing Magazine’in günlük kazancı yaklaşık $6.000.

 

 

Perez Hilton

 

Perez HiltonMario Lavandeira’nın sahibi olduğu Perez Hilton dünyanın en popüler magazin blogu ve 2.5 milyon dolardan fazla bir değere sahip. Alexa verilerine göre dünyanın en çok ziyaret edilem 1184. sitesi olan Perez Hilton’un ana gelir kaynağı banner reklamları ve günlük kazancı $3.500 civarında.

 

 

Life Hacker

 

LifeHackerBlog girişimcilerine vermek istediğim son örnek Nick Denton ve 5 milyon dolara yakın bir değere sahipolan blogu Life Hacker.  İş ve yaşam verimliliğini arttırmaya yönelik paylaşımların yapıldığı blogun ana gelir kaynağı banner reklamları. Alexa verilerine göre dünyanın en çok ziyaret edlien 644. sitesi olan Life Hacker’ın günlük kazancı $4.000’dan fazla.

 

 

Farklı konularda yayın yapan blogları örnek göstermeye çalıştım ama listenin sadece bunlarla sınırlı olduğunu sanmayın. Türkiye şartlarında bu kazançlar hayal gibi gözükse de daha önce de dediğim gibi her şey hayal etmekle başlar :)