5 Temmuz 2009 Pazar

Lily, Rosemary and the Jack of Hearts

Hikayesi olan şarkılar ne güzeldir. Bir müzikal gibi canlanır şarkı gözünüzde. Bu sıralar da böyle şarkılara sardım işte ben de. Eşlik ediyorum, hayal kuruyorum, kafamda canlandırıyorum. Burada şöyle bir sahne olsa, şuradan kız girse ve adam ateş etse falan diye yönetmenliğe soyunuyorum. Yeterli kudreti damarlarımdaki "too much caffeine"in içinden çekip çıkartabildiğim gün bir şeyler yazacağım bu şarkıların birine ve çekeceğim 3-4 dakikalık da olsa bir klip falan filan (Yoda gibi yazmışım bu ne lan?! "May the song be with you"). Eğer 2012'ye kadar çekmezsem Marduk çarpsın beni emi..


Temmuz ayını çok seviyorum. Yapmak istenilen her şey için biçilmiş kaftan. Ne ağustos gibi cayır cayır bir telaş taşıyor, ne de haziran gibi dört nala koşuyor. Temmuzu sevmeme rağmen bu temmuzum çok boş geçiyor nedendir anlayamadım. Ayın 6'sı olmuş ve ben yaptığım elle tutulur bir şeyi hatırlamıyorum bu 6 gün içinde. Umarım Temmuz Tanrısı bu yazdıklarımı okur da ayın kalan günlerinde bu söylediklerimi bir bir yedirir bana..


Temmuz dedik, Ada'ya da değinmezsek olmaz şimdi. Ada gelmiş, hoşgelmiş. Kendisini, son dizesini değiştireceğim bir Turgut Uyar şiiriyle karşılıyorum..

"Günler geçer ve çalışır şafağın değirmeni
Kim bilebilir ki kimi neyi eskittiğini
Ben ne kadar önemserdim kendimi hay allah
Sen ne kadar kumraldın aynalarda hay allah
Temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa
Gel kavuşalım birbirimize"


Bu arada Irmak doğum günümde bana attığın şiirin şu kısmı aklıma takılmıştı söylemesi buraya nasipmiş;

"ve ölürken usul usul ne tuhaf
aşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya"

Ulan ölüyor muyum ben?! Neb'çim bir mesajdır bu, insana doğum gününde böyle mesaj çakılır mı? Bunun hesabını yemeklerinden alacağım kocaman ısırıklar olarak soracağım..


Pan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder