15 Aralık 2007 Cumartesi

ΕΦΥΓΕ Ο ΜΑΓΓΙΝΑΣ.ΗΛΘΕ (ΠΑΛΙ) Η ΦΑΝΗ ΠΑΛΗ ΠΕΤΡΑΛΙΑ




Σε παραίτηση αναγκάστηκε ο υπουργός κ. Μαγγίνας .
Τον έφαγε η φιλοξενία του. Οπαδός της Αρχαίας Ελληνικής Φιλοξενίας.
Φιλοξενούσε Πακιστανούς. Ήταν οπαδός του Ξένιου Δία.
Επίσης στο χώρο που φιλοξενούσε τους Πακιστανούς είχε στήσει και ένα αναψυκτήριο για να τους διασκεδάζει.
Πλήρης φιλοξενία.
Επίσης σαν πατέρας τι έκανε;;;
Αποκατέστησε τη κόρη του. Την έβαλε να εργασθεί στον ΟΤΕ.
Τώρα ήλθε η Φάνη Πάλη Πετραλιά. Έφυγε πριν 3 μήνες από την κυβέρνηση και τώρα ήλθε σαν ιδανικότερη να λύση το ασφαλιστικό.
Καλά αυτή η κυβέρνηση δεν έχει άλλους .

13 Aralık 2007 Perşembe

13 aralık

bir aralık bulunca dışarı çıkmak isteğiyle yanıp duruyoruz, larvalarımızdan. bir aralık bulup kaçıp gitmek isteği, evlerimizden...

bir aralık bulsam da gözlerine baksam isteği duyanımız var elbet. bir aralık istiyoruz, zamanın akışının donduğu. bir aralık ki tüm hataların geri alındığı, tüm gidenlerin döndüğü...

paralel evrenlerin arasında bir aralıkta durmak istiyoruz.ayın ışığının bir aralıktan içimize sızmasını bekliyoruz. bir aralık olsun,aralasın tavan arasındaki hücremizi...

onca işi olsa da bir aralık bulucaktır, en kötü ihtimalle telepati kurar deyip oturuyoruz. bir aralık hüzün basıyor, fark etmediğiniz bir aralık uzaklaşmasını da biliyor...

ömrümüz kocaman bir aralıkmış diyoruz belki de,fark etmemeşiz hiç birşeyi...onca yılın ardından bir aralık bulup bişiler yazıyoruz...

Unutmak mı Unutulmak mı Unuttrulmak mı ?

Aslında hepsi basımıza gelmiştir ama en acı olan hangisi en cok acıtan en cok kanayan hangisi .
UNUTMAK eger vicdan sahibiyseniz can sıkar. Özellikle unutuugnuz bi eşya değilde kişiyse cıldırtır ''Nası unuturum nası yaparım ben bunu '' şeklinde cümleler kurmanıza sebep olur kucuk kafalarınızın içinde unutulan sey bi eşya ise vede önemli ise sanki sag bacağınızı asansör kapısında bırakmıs gibi bi his wermeye kadar gidebilir. Eger benım gibi B12 vitamini eksikliği cekmiyorsanız vede esyalarınız cuzdanıznızı bi yerlerde unutup onları gerı almak ıcın 250 ila 500 kilometre arasında yol yapmaya alısmamıssanız bi sure sonra cılgın kurtulus cumleniz imdadınıza yetişir '' Demek ki okadar da önemli değilmiş önemli olsa unutmazdım'' ve hayat az da olsa kolaylaşır.

UNUTULMAK eger ezikseniz lise yıllarında arka sıralarda oturmus her tenefüs camdan yagan yagmuru izlemiş yıllarca sacınızı uzatmaya calısmıssanız alısmıs oldugunuz bı durum olup her tekrarlanısında daha cok acıtır . Unutan her zaman baska bi adem torunu olacağı için ve hata yapan siz olmadıgınız için olusan duygunun hüzünden sinire geçişini fark edemeyeceksiniz. En kısa süreli can yakanın bu oldugunu düşünürüm kısa süre can yakar ama thataya bi çivi daha çakılıp sökülmüştür artık.

UNUTTURULMAK en az 3 kişi gerekiyor sanırım. Unutan unutturan birde unutulan. Biz burda unutulan sahıs oluyoruz ve unutturan gerizkalı öküzden nefret ediyoruz. Sinir ve hüznü aynı anda yaşıyoruz çünkü unutan şahsa bi kırgınlık war ''Bu kadar mıydı? '' '' Bu kadar kolay mıydı?'' cumlelerini kuruyoruz.
Hepsini aynı gün içinde yasamış bir insan olarka hepsinden tiksindim durumlar hüzün nefret iç içe girdi ayrıca bi insan evladının bu kadar cok duyguyu aynı anda yaşaması kesinlikle sacma adaletsiz bi tarfta o gün hiç bir şey hissetmeyen bir dolu angut warken ben neden hepsini aynı anda yasamak zorundayım ki nedir bu yani acıklı türk filmimi ceviriyoruz burda

Ebabil bir kuşsa saka daha kuştur

“biraz garip bir şey bu. şu gezegende belki beş milyar insan yaşıyor. ama işte tutup birini seviyorsun ve onu başka hiç kimseyle değişemiyorsun”

Eğer bir dış etken seni üzerse duyduğun acı o şeyin kendisinden değil senin ona verdiğin değerden geliyordur. Onu da her an ortadan kaldırma gücün vardır denmişti bir zamanlar. Mutlu olmaya çalışmıyor da değildim hani. Ama insanın bir şeyi en çok özlediği anın en mutlu olduğu olduğu an olduğuna inanmak için yeterince sebebim var artık. kalktım bütün dış etkenlere kendimi kapadım, haftalarca evimden çıkmadım. Gerçi bu sefer uyurken sızıyor dış etkenler rüyalara ama olsun, durum fena değildi. Sonra bir gün dışarı çıkıyorsun, büyük ihtimalle şehrin en güzel apartmanından boğaza bakıyorsun, Istanbul kendi kendine insanı çok mutlu edip de üzebilecek bir dış etken zaten ya, her şeye en başından başlıyorsun.

Eh ben de evimde oturmaya devam ediyorum, duvar kağıdındaki çiçekleri sayıyorum, sabahın köründe elli birlik desteyle fal bakıyorum, sigara içip çizgi film izliyorum. Çünkü ne kadar az yaşarsam o kadar az özlediğimi öğendiğimden beri işin kolayına kaçıyorum. Bunu anlamak o kadar zor olmasa gerek.*




*(biliyorsun, ne yapsam ayrılamam senden asla
hafife alma aşk vurur insana
bir de yer vurur sonra
masa tenisi, hafife alma) / çandarlı halil paşa - histoire et description de la suisse et du tyrol - sayfa 42


12 Aralık 2007 Çarşamba

ΜΕΓΑΛΕΙΩΔΗΣ ΣΥΓΚΕΝΤΡΩΣΗ ΕΡΓΑΖΟΜΕΝΩΝ




Σύμφωνα με πληροφορίες η σημερινή συγκέντρωση ήταν από τις μεγαλύτερες των 20 τελευταίων ετών.
Οι εργαζόμενοι ενωμένοι εναντιώθηκαν στα μέτρα της κυβέρνησης,
Το σύνθημα που ακουγόταν πριν πολλά χρόνια ήλθε πάλι στην επικαιρότητα

ΕΜΠΡΟΣ ΛΑΕ
ΜΗ ΣΚΥΒΕΙΣ ΤΟ ΚΕΦΑΛΙ
ΜΕ ΤΑ ΣΥΝΔΙΚΑΤΑ
ΑΝΤΙΣΤΑΣΗ ΚΑΙ ΠΑΛΙ.