13 Aralık 2007 Perşembe
Unutmak mı Unutulmak mı Unuttrulmak mı ?
UNUTMAK eger vicdan sahibiyseniz can sıkar. Özellikle unutuugnuz bi eşya değilde kişiyse cıldırtır ''Nası unuturum nası yaparım ben bunu '' şeklinde cümleler kurmanıza sebep olur kucuk kafalarınızın içinde unutulan sey bi eşya ise vede önemli ise sanki sag bacağınızı asansör kapısında bırakmıs gibi bi his wermeye kadar gidebilir. Eger benım gibi B12 vitamini eksikliği cekmiyorsanız vede esyalarınız cuzdanıznızı bi yerlerde unutup onları gerı almak ıcın 250 ila 500 kilometre arasında yol yapmaya alısmamıssanız bi sure sonra cılgın kurtulus cumleniz imdadınıza yetişir '' Demek ki okadar da önemli değilmiş önemli olsa unutmazdım'' ve hayat az da olsa kolaylaşır.
UNUTULMAK eger ezikseniz lise yıllarında arka sıralarda oturmus her tenefüs camdan yagan yagmuru izlemiş yıllarca sacınızı uzatmaya calısmıssanız alısmıs oldugunuz bı durum olup her tekrarlanısında daha cok acıtır . Unutan her zaman baska bi adem torunu olacağı için ve hata yapan siz olmadıgınız için olusan duygunun hüzünden sinire geçişini fark edemeyeceksiniz. En kısa süreli can yakanın bu oldugunu düşünürüm kısa süre can yakar ama thataya bi çivi daha çakılıp sökülmüştür artık.
UNUTTURULMAK en az 3 kişi gerekiyor sanırım. Unutan unutturan birde unutulan. Biz burda unutulan sahıs oluyoruz ve unutturan gerizkalı öküzden nefret ediyoruz. Sinir ve hüznü aynı anda yaşıyoruz çünkü unutan şahsa bi kırgınlık war ''Bu kadar mıydı? '' '' Bu kadar kolay mıydı?'' cumlelerini kuruyoruz.
Hepsini aynı gün içinde yasamış bir insan olarka hepsinden tiksindim durumlar hüzün nefret iç içe girdi ayrıca bi insan evladının bu kadar cok duyguyu aynı anda yaşaması kesinlikle sacma adaletsiz bi tarfta o gün hiç bir şey hissetmeyen bir dolu angut warken ben neden hepsini aynı anda yasamak zorundayım ki nedir bu yani acıklı türk filmimi ceviriyoruz burda
Ebabil bir kuşsa saka daha kuştur
Eh ben de evimde oturmaya devam ediyorum, duvar kağıdındaki çiçekleri sayıyorum, sabahın köründe elli birlik desteyle fal bakıyorum, sigara içip çizgi film izliyorum. Çünkü ne kadar az yaşarsam o kadar az özlediğimi öğendiğimden beri işin kolayına kaçıyorum. Bunu anlamak o kadar zor olmasa gerek.*
*(biliyorsun, ne yapsam ayrılamam senden asla
hafife alma aşk vurur insana
bir de yer vurur sonra
masa tenisi, hafife alma) / çandarlı halil paşa - histoire et description de la suisse et du tyrol - sayfa 42
12 Aralık 2007 Çarşamba
Επαναστατικά chain mails...

Αναρωτίεμαι λοιπόν.Τη στιγμή που κάθεσαι στον καναπέ σου και απο το λαπτοπ που έχει wifi σύνδεση, γιατι τώρα ποιος να τραβάει καλώδια, και γράφεις αυτό το μήνυμα.Πόσες φορες δε πήρες το αμάξι για διαμαρτηρία στην κερδοσκοπική τιμή του πετρελαίου? Πόσες φορές δεν αγόρασες γάλα σαν διαμαρτηρία για την τιμή του, επιβαλόμενη απο τα καρτέλ? Πόσες φορες ταξίδεψες με τραίνο ή αλλο μεταφορικό μέσω για να διαμαρτηρηθείς για τα ακριβά μας διόδια?
ΚΑΤΑΝΑΛΩΤΗ.Η ΖΩΗ ΣΟΥ ΜΕΤΑ ΤΙΣ 15 ΔΕΚΕΜΒΡΙΟΥ ΔΕΝ ΘΑ ΕΙΝΑΙ ΠΟΤΕ ΠΙΑ ΙΔΙΑ.
Η ΕΠΑΝΑΣΤΑΣΗ (του καναπε) ΑΡΧΙΖΕΙ.
VIVA LA REVOLUTION
V FOR VLAKEIA...
10 Aralık 2007 Pazartesi
kader
-peki sen neden gelmedin derse?
- ben vardım derste esas sen neden gelmedin??
-....... hmm ben derse geç girdim sense erken çıktın..mütiş olmuş :S
film izlerken dur inme o bodrumaaa.. kaç kaç o katil demek kolay... geç kalma o derse, seçme o bölümü, sevme o kişiyi o 'katil' dese ya birileri bize...söylese ya olacakları... çeksek ya yanlış giden sahneleri tekrar... tekrar.. tekrar.... şikayet kutusu dolup taşan 'yönetmen' duysa ya sesimizi... ya da dağıtsak ya artık bu film setini aq!!!
p.s: yönetmen metaforunun azadeyle alakası yoktur, kimse alınmasın=)