"sahrayıcedit" diye bir yer var. bana her seferinde bir rüzgar adı gibi geliyor bu. bi de sanki şahane hitap olurmuş gibi. böyle cedric chan'e "benim üzümlü kurabiyem, doğu incim"dedikten sonra "sahrayıcedit'im" de diyebilirmiş gibi sanki.
bir haziran klasiği olarak bilmediğim semtlerde akşamdan kalma olarak uyanıp zar zor eve dönmeler, yavru kediler tarafından çıldırtılmalar, sene boyunca iplenmeyen power balladların niyeyse hep bu zamanda sebepsiz mide kelebekleri yaratması, bunda kesinlikle fesleğen ve hanımeli kokusunun etkisi olması falan şaşırtıcı değil. tesadüflerse doğası gereği şaşırtıcıdır. ama tesadüfler de hakedilir, hikayelerin onları anlatabilecek kişilerin başından geçmesi gibi bir şey diyebiliriz.(bu arada tesadüf farsçada trafik kazası anlamında kullanılıyormuş, sık sık boş bir bilgi aktarmazsam rahat duramıyorum.) passiflora damlattığım sütlü kahvemi onlar için hikayeler ve tesadüfler biriktirdiğimiz insanlara kaldırırken şöyle diyesim var çok içten:
run to the bedroom, in the suitcase on the left, you'll find my favorite axe.
bugün de uyduruk yazımızın sonuna geldik. hepinize uyumak için trankilizana ihtiyaç duymadığınız geceler dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder