Babamın kalçasında bir türlü geçmeyen dolaşım bozukluğu vardı hepinizin bildiği üzre. Bilmem kaç küsür hocaya, tedaviye gittik ama hala geçmedi. En azından ilerlemedi, kalça kemiği çökmedi de şükürler olsun. Protez kesin bir çözüm olarak görülüyor ama kalça ameliyatı gibi zorlu bir ameliyatın masasından babamın kalkma ihtimali çok düşük. O yüzden yürüyemeyene kadar her türlü tedaviyi denemek istedi babam. Haklı da. Bir klimayla başlıyor hepsi de topu topu. Klima yüzünden astım. Astım yüzünden kullanılan bir ilaç. İlaç yüzünden dolaşım bozukluğu. Modern tıbbın mucizeleri işte (astımın hala geçmemiş olması da heralde tıbbın cilvesi oluyor bu durumda).
Bunun yanında perşembe günü biyopsi olucak prostatında aşırı bir büyümeye rastlanmış. Yüzde bilmem kaç kanser olma ihtimali var. Bakalım ne çıkacak sonucunda. Dua etmekten başka yapılcak bi' şe' yok sanırım. Haa bir de güçlü olmak lazım. Türk filmi repliği gibi.
Bütün bunlar için su gibi para gidiyor. Annem söylediğine göre bu biyopsi için 200 lira malzeme parası, 1000 lira da ameliyat parası ödemiş. Bir hocaya tek bir muayene olmak 150 liradan başlıyor. Ve her ay alınan yüzlerce liralık ilaçlar. İnsanlık için üzülüyorum. Biz bulmuşuz bu parayı ama ya başkaları?
Ve ben bütün bunların arasında hayaller kurmaya kalkıyorum. İnterrail'e gitmek istiyorum. Babamla belki de geçireceğim son vakitler yerine kimbilir nerede olmak istiyorum. Annemin tek başına didinip çalışarak kazandığı paraları yemek istiyorum. Hayırlı evlat işte. Karşı çıkacaklarını bildikleri halde dövme yaptırmak istiyorum (parası da onlardan çıkacak tabi). Off off.
Kısacası hayat bok gibi..
alpr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder