Bulalım anam. Düşün bu konu üstünde biraz..
O çaya gelirsek; şimdi zamanında Çaykur Rize diye bir firma varmış. Avrupa'da çay üreten hiç bi ülke olmadığı için bu firma avrupaya çay ihraç ediyormuş. Sonra çernobil diye bir facia olmuş. Avrupaya çay ihraç eden (hindistandan çay filizlerini alıp sadece harmanlayan) bi' ingiliz firması da başlamış sallamaya. Sizin çayınız radyasyonlu sizin çayınız radyasyonlu diye. nese sonra tabi bu çaykurun satışları düşmüş ve bütün pazar bu liptona kalmış. işte o çay da lipton.
bu arada çernobil gibi sorumluların bile bile ölüme gitmesinden kaynaklanan (çekirdek duvarının olmaması, santralin bir çok kez uyarı vermesi ve izinsiz deneyler yapılması) bir facia yüzünden insanlık nükleer enerjiden vazgeçiyor ama gel gör ki bilgisyarlardan vazgeçmiyor.
ama ne alakası var kieeeee? deme. dünyamızın ne büyük bir yıkımdan döndüğünün haberdar değil pek kimse. sene bilmem kaç soğuk savaş dönemleri. amerika ve rusyanın nükleer füze yarışı yaptığı dönemler. hani şu eğer rusya bize füze atarsa biz de onların şu şehirlerine füze atalım muhabbetleri.
işte bu dönemlerden bir gün rusyanın nükleer füzelerle o gün ilgilenen komutanı bilgisayara bakıyor bir de ne görsün? radarda ekranda her ne zımbırtıysa 5 tane amerikan füzesi fırlatılmış. açıyor kara kaplı defteri (tabi ezbere biliyor ama gene de bi bakayım diyor) yapılacak şey belli. daha önce belirlenmiş şehirlere rus nükleer füzeleri fırlatılacak. ama ne yapıyor bu rus amca? bu füzeleri fırlatmıyor. bir arıza olabileceğini düşünüp kontrole gönderiyor ve gerçekten de arıza olduğu ortaya çıkıyor.
eğer bilgisayarlara güvenip o düğmeye basmış olsaydı bu amca şu anda dünya nüfusu bi kaç yüz milyon ya da milyar neyse işte o kadar eksik olacaktı. peki insanlık bilgisayardan vazgeçti mi? hayır. ama nedense nükleerden vazgeçiyor..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder