Blog İpuçları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Blog İpuçları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Aralık 2013 Çarşamba

Türk Blogosferinde Başarı İçin 3 Yıllık Gözlemler

Blog Hocam’ı açalı neredeyse 3 sene oldu. Bu, benim Türkçe içerikli yazdığım en ciddi ve en uzun soluklu blog deneyimim oldu. Açık söyleyeyim Blog Hocam’ı açtığımda ne Türk blogosferi hakkında bir deneyimim ne de bir blog yazarı arkadaşım vardı. Hedef kitlesi blog yazarları olan bir blog için çok sıkıntılı bir durumdu aama çok şükür kısa sürede üstesinden geldim. Artık yüzlerce blogger arkadaşım ve Türk blog dünyası hakkında ciddi deneyimlerim var. Bunları sizlerle paylaşmak isterim. Belki blog yazmaya yeni başlayanlara ışık tutar.

dersler

Para Kazanmak İçin acele Etmeyin

Blog yazamaya yeni başlayan herkesin aklında az da olsa bir miktar para kazanmak vardır. Bunun için bloglarını açıp  1-2 içerik girdikten sonra genellikle AdSense’e başvururlar. Ancak tahmin edeceğiniz gibi başvuruları kabul edilmez.

Blog yazarak para kazanmanın tek yolu elbette AdSense değil. Affiliate marketing, direkt reklamlar, advertorial içerik yayınlamak gibi pek çok yöntem mevcut ama yönteminiz ne olursa olsun para kazanmak için acele etmemelisiniz, kazanamazsınız.

Örneğin ben Blog Hocam’ı ilk açtığımda  hiçbir reklam teklifini kabul etmemiş, hiçbir para kazanma yöntemine başvurmamıştım. Çünkü blogu sağlam temellere oturtmadan gelecek 50-60 lira kaynedeceklerimin yanında hiçbir şeydi. Zamanımı ve gücümü içerik oluşturmaya, blogumu geliştirmeye harcadım. Devamı kendiliğinden geldi zaten. Reklam, sponsorluk ve iş ortaklığı teklifleri ardı ardına gelmeye başladı. Bu tekliflerin çok küçük bir kısmını değerlendirmeme rağmen Blog Hocam her ay bir asgari ücret kadar kazandırıyor diyebilirim.

Sevdiğiniz Şey Hakkında Blog Yazın

Google’da en çok aranan ve bana en çok sorulardan biridir “hangi konuda blog yazmalıyım?” sorusu. Affiliate marketing yapacakları bir kenara bırakırsak benim gibi yazmayı ve paylaşmayı seven, bu işi keyif için yapaccak kişiler bu sorunun cevabını kendileri vermelidir.

Bundan yaklaşık 3 yıl önce yani kafamda Blog Hocam fikri yokken ama içimdeki blog yazma isteğine karşı koyamazken  “ne yazsam” diye ben de düşündüm. Daha önce bahsettiğim huni yöntemi sayresinde “blog yazarlığı“ hakkında yazmaya karar verdim ve bir kez daha gördüm ki huni yöntemi gerçekten işe yarıyormuş.

Bildiğiniz, ilgi duyduğunuz, sevdiğiniz bir konuda blog yazmanın sayısız faydası var. Herşeyden önce yazarken keyif alaıyorsunuz, yazı konularını araştırırken yeni şeyler öğreniyorsunuz, kolay kolay tükenmişlik hissi yaşamıyorsunuz ve en önemlisi o konudaki kanaat önderlerinden biri haline gelebiliyorsunuz.

Sosyal Medya Hesaplarınızı Aktif Bir Şekilde Kullanın

İstatistikleri tam olarak bilmiyorum ama Türkiye’de ki Facebook ve Twier kullanımının çoğu ülkenin üstünde olduğuna eminim. Blog Hocam’ı kurduğumda sosyal medya platformlarında da hesap açmış fakat uzun süre aktif olarak kullanmamıştım. Türk internet kullanıcısının bu kadar Twitterkolik veya Facebookkolik oladuğunu tahmin etmemiştim. Çünkü ben öyle değildim :) Zamanla anladım ki sosyal meyda ciddi ciddi yatırım yapılması gereken bir mecraymış.

Türkiye’de BH dahil hemen her blogun trafik kaynaklarında, tanıtım  ve iletişim kanallarında sosyal medya ilk 3’te yer alıyor. Bu ne demek? Blogunuzun daha çok okunmasını, daha fazla kişiye ulaşmasını, okuyucuyla daha kolay iletişim kurulmasını sağlaması açısından sosyal medya eşsiz br platfom. Özellikle Türkiye’de.

Günümüzde sosyal medyaya fazlasıyla önem vermeli, oralara özel içerik üretmeli, kısacası sosyal medyaya yatırım yapmalısınız.

Konu Dışına Çıkmayın

Türk blogosferinde en zor şeylerden biri sadık, düzenli olarak  blogu ziyaret eden, yorumlarla katkıda bulunan bir okuyucu kitlesi oluşturmak. Bunun temel sebebi ise belli bir konuda yoğunlşamamak yani niş olamamak. Türk blogcusunun diğer ülkelerin blogcularından en büyük farkı da bu. Bizim için önemli olan şey hit. Gelsin de nasıl gelirse gelsin, kim gelirse gelsin mantığındayız. Yabancılar ise sadece yazdığı konuyla ilgili kişilerin gelmesini ister. Çünkü bilir ki bir komünite, bir okuyucu kitlesi oluşturmanın en önemli yolu budur. Bu yüzden belli bir konuya odaklanır ve o konuda yazarlar. Sırf hit getirecek diye konu dışına çıkmazlar.

Bence Türk internet kullanıcısı ve Türk blog okuyucusunun böyle niş bloglara ihtiyacı var. Yazdığa konuya bağlı, tutarlı bloglara gösterilen ilgi artıyor ve artacak da. Dikkat ederseniz o tür blogların sadık bir okuyucu kitlesi olduğunu, yorum bölümünde çok güzel diyalogların geçtiğini görürsünüz. Böyle bir blog sahibi olmak istersiniz öyle değil mi? O halde kendinize bir konu belireyin ve tabiri caizse o konuya yapışın.

Okuyucularla İletişim Kurun

Bir kişiye bloga bağlamanın çeşitli yolları var. Bunların başında blogun tasarımı, içeriğin kalitesi, ve yazarın tonunu sayabiliriz. Fakat biz Türkler sıcak kanlı ve duygusal bir toplumuz. Birbirimizle bağ kurmak için somut şeylerden çok duygulara ihtiyacımız var.

Blogunuzu ziyaret edenlerle iletişim kurmak, onların yorumlarını ve fikirlerini önemsemek, sorularını samimi bir şekilde cevaplamak onları blogunuza bağlayacak, hatta onlar sayesinde yeni okuyucular kazanmanızı sağlayacaktır. Dolayısıyla her platormda onlarla iletişim halinde olun, onları önemsediğinizi hissettirin.

Her Zaman En İyi İçeriği Sunun

Bloglar, dijital dünyada insanların içerik ihtiyacını karşılayan en önemli mecralardır. Dolayısıyla aslında içeriğiniz kadar kaliteli bir blogsunuzdur. Göreviniz belli; iyi içerik üretmek.

Yazdığınız konuda yüzlerce blog, binlerce içerik olabilir. İnsanların sizi tercih etmeleri için daha iyi  ve fark yaratacak içerikler üretmelisiniz. Blog dünyasında ayakta kalmanın temel şartlarından biridir kaliteli içerik.

Devamlılık ve güncellik blog yazarlığında çok önemli kavramlardır ama sırf blogunuzu güncel tutmak için özensiz ve nispeten kalitesiz içerik üretmek okuyucunun tepkisine yol açabilir. Bunu bizzat yaşadım ve dersimi aldım. Haftada 3 yazı düzenine bağlı kalmak adına zaman zaman BH standartlarının altında kalitede içerikler ürettim ve misafir yazılar yayınladım. Okuyucu bu duruma hemen tepki gösterdi ve beni geri adım attırmak zorunda bıraktı.

Sizlere dee tavsiyem sadık okuyucularınıza değer verin ve onlara hakketiği içerikleri oluşturun. Beklentileri ve ihtyaçları karşılayan içerikler üreterek standartlarınızı koruyun.

 

Söz Sizde

3 yıllık Blog Hocam serüvenimde Türk blog dünyasına dair gözlemlerim ve deneyimlerin sonucunda verebileceğim temel tavsiyeler bunlardı. Kişisel deneyim ve görüşlerim olduğu için sizin de blog dünyasında gözlemlediğiniz, blog yazmaya yeni başlayacaklara ışık tutacağını düşündüğünüz şeyleri okumak isterim. Sonuçta her blog ayrı bir maceradır…

4 Aralık 2013 Çarşamba

Blog Yazısını Sonlandırmak Ciddi Bir İştir

Blog yazmaya yeni başladığımda, yazılarımda beni en çok zorlayan şeylerden biri yazıların sonuydu. Evet, garip ama gerçek. 500-600 kelimelik makaleler yazmak zor gelmiyordu ama yazıyı bitirirken nasıl bitireceğime karar vermek, son noktayı koymak beni bir hayli zorluyordu.

Konuyu bitir bitirmez yazıyı sonlandırmak hiç bana göre değil. Biriyle sohbet ettikten sonra vedalaşmadan orayı terk etmek gibi geliyor. Bu yüzden yazıyı sonlandırdığım cüle ya da paragrafa azami özeni gösteriyorum. Belki okuyucuya saygıdan, belki des adece bir takıntı olduğu için bunu yapıyorum, bilemiyorum ama eminim benimle aynı durumda olan blog yazarları vardır. Bu yüzden kendi kullandığım yazı sonlandırma şablonlarını ve yöntemlerini pasylaşmak istedim.

Blog Yazısını Sonlandırmak Ciddi Bir İştir

1. Konun Özetini Yazabilirsiniz

Özellikle bilgi içeren bir yazı yazdığınızda kullanabileceğiniz bir yazı sonlandırma tekniğidir. Yazıda anlatılmak istenen ana fikire vurgu yapabilir, üzerinde durulan konuları madde imleriyle özetleyebilir, kısaca bu yazıda ne anlatılmak istendiğini yazabillirsiniz.

2. Soru Sorabilirsiniz

Benim en sık kullandığım yöntem biri soru sormaktır. Özellikle nitelikli yorumlar gelmesine neden olduğu için yazıları bir veya birkaç soruyla sonlandırmayı seviyorum. Yazıya ekleyecek birşeylerinin olup olmadığını, anlatılan konuyla ilgili deneyim ve düşüncelerinin neler olduğunu sorarak yazıyı bitirmek güzel bir alternatif.

3. İlgili Linkler Verebilirsiniz

Çoğu blogda “benzer yazılar eklentisi” olduğu için blogda daha önce benzer kategoride yazılmış yazılar otomatik olarak öneriliyor. Fakat ilaveten yazıyı yazarken faydalandığınız kaynakların ve konuyla ilgili internette yazılmış başka yazıların linklerini okuyucuyla paylaşabilirsiniz. Eminim hoşlarına gidecektir.

4. Okuyuculara Ödev Veya Görev Verebilirsiniz

Birkaç kez denediğim ve çok güzel reaksiyon aldığım bir yöntem bu. Örneğin Blog Hocam’ın 5N1K’sını yazdığım okuyuculardan da kendi 5N1K’larını yazmalarını isteyerek sonlandırmıştım. Böylece hem okuyucuyla aranızdaki bağ güçlenir hem de güzel yorumlar alabilirsiniz.

5. Takip Etmelerini Veya Paylaşmalarını İsteyebilirsiniz

İddialı ve kaliteli bir yazı yazdıktan sonra yazıyı “bunun gibi yazılardan haberdar olmak için şuradan takipedebilirsiniz” şeklinde sonlandırarak hem sosyal kanallardaki takipçi sayınızı hem de abone sayınızı arttırabilirsiniz. Ayrıca yazıyı sosyal medyada paylaşmalarını da isteyebilirsiniz. İsteyenin bir yüzü… :)

Söz Sizde

İşte bu da listedeki 2 numaralı  yazı sonlandırma yöntemi :) Sizlerin yazı sonlandırırken kullandığınız veya kullanabileceğimiz yöntemleri paylaşmanızı rica ediyorum. Zihnimizi açın lütfen!

18 Kasım 2013 Pazartesi

Google’ın Başarısından Feyz Alabilmek

Dünyanın hemen her ülkesinde en çok ziyaret edilen site olan Google, bir arama motorundan çok daha fazlası. 1998 yılında Stanford Üniversitesi’nde tanışan Larry Page ve Sergey Brin kurduğu şirket, 15 yıl gibi kısa sayılabilecek gibi bir sürede olağanüstü işler başararak dünyanın en büyük şirketlerinden biri haline geldi.

Geçen 15 yıllık süreci inceleyip Google’ın davranışlarını ve hamlelerini analiz ettiğimizde, başarısını destekleyen bazı sırlara ulaşmamız çok zor değil. Google’ın bu sırları elbette blogumuzu bir dünya şirketi yapmayacak ama daha iyi  bir blog olma yolunda önemli adımlar atmamızı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Google’ın da bloglarımızın da internet kullanıcısına hitap ettiğini unutmayalım. 

Google’ın Başarısından Feyz Alabilmek

Kullanıcı Odaklı Olmak 

Google’ın en temel ilkesi her zaman kullanıcıya en iyi hizmeti vermek oldu. Gerek arama motorunda, gerek Gmail, Chrome, Blogger gibi diğer ürünlerinde önceleği hep kullanıcının memnuniyeti olmuştur. Bildiğiniz gibi Gogle ana sayfasının en büyük özelliği basit ve hızlı olması. Google aramalarında yer alan reklamlar bile aranan kelimeyle ilgilidir. Bizler de Google’ın bu ilkesinden feyz alarak kullanıcı dostu bloglar oluşturmaya özen göstermeli, ziyaretçiyi rahatsız edecek içerik ve öğeleri blogumuzda kullanmamalıyız. Blogumuzun tasarımını yenilerken, reklam alırken, içerik oluştururken, kısacası blog yazarlığının her aşamasında kullanıcıların penceresinden bakabilmeliyiz.


Belli Bir Alanda Uzmanlaşmak

Hepimiz  biliyoruz ki arama dendiğinde akla Google gelir. Ne zaman bir araştırma yapacak olsak ya da bir sorunun cevabını öğrenmek istesek onu arayacaımız yer Google’dır. Çünkü Google geliştirdiği teknolojiler, algoritmalar ve çalışmalar sonucunda arama konusunda uzmanlaşmıştır. Biz de blog yazarken tek bir konuya odaklanırsanız daha kolay başarıya ulaşabilir ve okuyucu kitlesi oluşturabiliriz. Uzmanlaştığımız konuda yeni ve yaratıcı fikirler geliştirerek bunları okuyucuya sunmak, bunlar sayesinde o konuda otorite sahibi bir blog oluşturmak Google’ın başarısından çıkaracağımız önemli derslerden biri.


Daha İyi Olmaya Çalışmak

Yukarıda da bahsettiğim gibi Google kullanıcılarını en iyi hizmeti vermek için sürekli güncellemeler yapıyor, algoritmalar geliştiriyor, farklı teknoloiler deniyor. Mevcutla yetinmeyip her zaman bir adım daha iyisini yapmaya çalışıyorlar. Peki ya biz blog yazarları? Daha iyi bir blog olabilmek için ne kadar çaba sarf ediyoruz? Hem okuyucuya daha iyi bir blog deneymi yaşatmak, hem de blog yazmaktan aldığımız keyfi arttırmak için blogumuza ne gibi iyileştirmeler ve yenilikler yapabileceğimiz üzerinde daha fazla durmalıyız.


Para Kazanırken Başka Şeyleri Kaybetmemek

Google’ın AdWords ürünü sayesinde yüzbinlerce reklam veren Google arama sonuçları sayfalarına ve AdSense kayıtlı yayıncıların web sitelerinde reklam gösterebiliyor. Google’ın temel geliri de bu reklamlar. Fakat Google reklam yayınlayarak para kazanırken bile kullanıcıyı rahatsız etmemeyi birinci ilke olarak benimsemiş. Google reklamları sadece o reklamla ilgili aramalarda veya web sayfalarında gözükür. Bu sayede hem reklam veren hedef kullanıcıya ulaşmış olur, hem de kullanıcı ilgisini çeken reklam sayesinde istediği ürün veya hizmete ulaşablir. Biz de blogumuza reklam alırken okuyucunun tepksini öngörmeliyiz ve reklamları ona göre seçmeliyiz. Biraz daha fazla kazanmak uğruna okuyucu kaybetmek bence ahmaklık olur.

Daha pek çok başarılı şirket ve girişimden kendimize dersler çıkarabiliriz. Başkalarının başarılarından feyz almak önemlidir ve güzeldir ama yaptığımız hatalardan da ders almayı unutmamalıyız öyle değil mi?

 

Şimdi isterseniz Google’ın gittiği yoldan gitmek adına kendimize bir kontrol listesi oluşturalım.


Sade ve hızlı yüklenen bir tema kullan.
Bloguna arama kutusu, arşiv sayfası ve iletişim formu ekle
Okuyucu yorumlarını ve tavsiyelerini önemse
Okuyucunun ilgisini çekecek konularda yaz
Yazılarını medya öğeleriyle zenginleştir
Reklam alırken seçici davran
Reklam yapmak uğruna itibarını zedeleme

Sizce Google’ın bu müthiş başarısından ne gibi çıkarımlar yapabiliriz?

25 Ekim 2013 Cuma

20 Aylık Yeğenimden Bloggerlara 5 Ders

Blog Hocam bilgi, deneyim ve fikir aktarımına yönelik bir blog olduğu için özel hayatımdan bahsettiğim kişisel yazılar yayınlayamıyorum. Bu yazının çıkış kaynağı benim biricik, dünyalar tatlısı yeğenim olduğu için biraz ailemden bahsedeceğim.

 

Biz 3 kardeşiz. Benden 3 yaş büyük bir abim ve 4 yaş küçük bir kız kardeşim var. Abim 4 yıllık evli. Zeynep isminde 20 aylık bir bebeği var ve amcasına yani bana çok düşkün :) Yeğenimin 20 aylık kısa yaşamında her önemli anına tanık oldum. İlk hastalığı, ilk diş çıkarışı, ilk konuşması vs. Zeynep’in neredeyse her anını gözlemledim ve neye nasıl tepki verdiğini, neyi sevip neyi semediğini öğrendim. Sonra da bu yazıyı yazma fikri geldi aklıma. Çünkü düşündüm de bir bebeğin 20 aylık yaşamıyla bir bloggerın 20 aylık yaşamı arasında paralellikler var. Hatta açık söyleyeyim bebeklerden çıkarmamız gereken dersler var. “Ne saçmalıyor bu adam?” demeyin, yazının devamını okuduğunuzda eminim bana hak  vereceksiniz.

 

zeynep

 

 

Bir…İki….Düştüm

 

Zeynep’i ilk yürütme çabalarımızı hatırlıyorum. Bizimkine özgü bir durum mu bilmiyorum ama ilk adımlarını hep parmak ucunda atmaya çalışırdı. Ayaklarını yere sağlam basamadığı için bir kaç adımdan sonra dengesini kaybeder ve düşerdi. Ama hiç ağlamazdı, kalkar tekrar tekrar denerdi. Ta ki dengesini kaybetmeden nizami yürümeyi becerene kadar.

Ders 1: Blog yazarlığı hayatında başına ne gelirse gelsin hedefe ulaşmak için çabalamaktan hiç bir zaman vaz geçme. Asla pes etme!

 

 

Amca Bu Ne?

İleride Zeynep’in çenesi çok düşük olacak sanırım. Henüz 20 aylık olmasına rağmen bir konuşuyor ki sormayın. Bana ilk önceleri “aga” diyebilirken şimdi “amca” hatta “serdar”  diye çağırıyor beni :) 3-4 kelimeyi bir araya getirerek cümle kurmaya başladıktan sonra innılmaz soru sorar oldu. Soruları sadece “bu ne?” şeklinde oluyor ama merak ettiği herşeyi sorarak öğreniyor, öğrendiğini de aklında tutuyor. Çok zeki benim güzel yeğenim :)

 

Ders 2: Bilmediğin şeyleri sormaktan, yeni şeyler öğrenmekten, araştırmaktan çekinme. Hata bunu alışkanlık haline getir.

 

 

Amca, Park!

 

Zeynep tam bir çocuk parkı delisi. Onu kıramadığımı bildiği için ne zaman onlara gitsem, kapıda beni görür görmez ayakkabılarını getirir ve “amca park” diyerek oturdukları sitenin çocuk parkına götürmemi ister. Park delisi olduğuna bakmayın. Onun işi oradaki oyuncaklarla değil, diğer çocuklarla. Soysalleşmeyi, arkadaşlık kurmayı o kadar seviyor ki sitenin bütün çocukları Zeynep’i tanımış artık.

Ders 3: Zamanın ciddi bir bölümünü network kurmaya harca. Yeni bloggerlarla tanış, onların blogunu ziyaret et, yazılarına yorum yaz. Blog dünyasında yalnız ilerlemek çok zor!

 

 

Ben Kırdım!

 

Zeynep’e büyük-küçük-orta kavramlarını öğretirken evdeki sehpanın üzerinde duran 3 farklı boydaki vazo tarzı süs eşyasını kullanıyordum. Bir kaç defa gösterdikten sonra Zeynep’ten bu vazoları büyükten küçüğe sıralamasını istedim. Bunu yaparken vazolardan birini kırdı. Annsei kırılma sesine salona gelip “kim kırdı bakyım bunu?” diye sorunca hemen “ben kırdım” dedim fakat bizimki yalan nedir bilmiyor tabi. Gayet masum ve samimi bir şekilde “hayır, ben kırdım” demez mi :)

Ders 4: Okuyucu kitlene karşı daime dürüst ve samimi ol. Sonucu ne olursa olsun onlara yalan söyleme.

 


Pepee… Pepee…

 

Zeynep’le tanıdım Türk çizgifilm karakteri Pepee’yi. Meğerse kendisi tam bir fenomenmiş. Hatta çoğu annenin imdadına yetişen bir süper kahraman :) Zeynep’e yemek yedirirken veya huysuz bir zamanında sakinleştirmeye çalışırken imdadımıza hep Pepee yetişir. Yüzlerce farklı çizgifilm açın, gözünü kapar ama Pepee’nin jenerik müziğini duyunca kalkıp oynamaya başlar :)

 

Ders 5: Okuyucunun sadakatini kazanmak, onu blogunda tuabilmek zordun ama bunu başarabilirsen onların vazgeçilmez blogu olabilirsin.

 

 

Yazıya ailem hakkında bir şeyler yazarak başlamıştım, bitirirken de kişisel bir şeyler yazmmak istedim. Allah’ın izniyle Zeynebimize bir kız kardeş geliyor. Henüz annesinin karnında ve 4 aylık. Umarım Allah onlara yaşam şansı verir. Ülkelerine hayrlı evlatlar olurlar.

Son olarak bir hayalimi paylaşayım. 10-15 sene sonra Zeyep burada yazılanları kavrayacak yaşa geldiğinden bu yazıyı okumasını çok isterdim. Müthiş bir anı olurdu öyle değil mi? Kim bilir belki de bu hayal gerçekleşir.

7 Ekim 2013 Pazartesi

Affiliate Markting İle Kazanmaya Başlıyoruz

Bildiğiniz gibi daha önce affiliate marketing ile ilgili teorik bilgi içeren bir makale paylaşmıştım. O makaleyi okuduysanız satış ortaklığı hakkında genel bilgilere sahipsiniz demektir. Şimdi işi bir adım ileriye götürerek somut örneklerle devam etmek istiyorum. Bu makalede size Türkiye’nin en önde gelen ve en kazançlı affiliate ağı olan adtriplex.comadtriplex.com ’u (*) tanıtacak ve farklı konularda bloglar için ürün seçeneklerinden bahsdedeceğim.

 

1. Adım: Adtriplex’e Üye Oluyoruz

 

Adtriplex üyelik

 

Öncelikleadtriplex.comadtriplex.com (*) sitesine giderek yeni üye ol butonuna tıklıyor ve klasik üyelik formlarında olduğu gibi bu formu dolduruyoruz. Adtriplex’e üye olmak tamamen ücretsizdir fakat her blogun kabul edilmediğini söylemeliyim. Bu aşamada bilgilerinizi doğru ve eksiksiz doldurmanız çok önemli. Adtriplex çok güvenilir bir firma olduğu için bilggilerinizi rahatlıkla verebilrsiniz. Üyelik formunu doldurduktan sonra blogunuzun değerlendirme süresi 1 hafta kadar sürebilir. Bu aşamada sabırlı olmanızı vecevap gelene kadar ikinci bir başvuru yapmamamınızı öneririm.


2. Adım: Blog Türüne Göre Ortaklık Programı Seçiyoruz.

 

Üyelik başvurunuz kabul edildikten sonra onlarca marka ve firmanın ortaklık programları sizi bekliyor olacak. Sıra ortaklık programlarının detaylarını inceleyerek cazip olanlara başvurmakta. Adtriplex, performansa dayalı bir sisteme sahip olduğu için üyelerinin her programa katılmasına izin vermez. Blog ve ortaklık programı birbirine paralel olmadır. Bundan sonrasını blog konularına göre örnekleyerek anlatmak istiyorum.

 

Dizi & Film & Sinema Blogları


frameby

 

Dizi, film veya sinema ile ilgili bir blogunuz varsa Frameby.com ortaklık programına katılabilir ve sosyal bir film kulübü olan Frameby.com’a göndereceğiniz üye başına 0.70 TL kazanabilirsiniz. Blogunuzu ziyaret edenlerin bu siteyle direkt ilgili olduklarını düşündüğümüzde kazancınız epey yüksek olabilir. Ayda 1000 üye gönderirseniz kazancınız 700 TL olacaktır.

 

Moda Blogları

 

netmoda

 

Çok ayıda moda bloggerının Blog Hocam’ı takip ettiğini biliyorum. Adtriplex’de moda blogları için fazla sayıda ve kazançlı ortaklık programları var. Bunlardan biri de Netmoda.com’un ortaklık programı. Ziyaretçileriniz sizin referansınızla üye olduğunda 0.50 TL kazanırsınız. Bu kişi netoda.com’da bir kombin yaptığında ise 1 TL kazanırsınız. Yani 1 kişiden 1.50 TL kazanabilirsiniz. Ayda 1000 kişiyi netmoda.com’a üye yapıp kombin yaptırabilirseniz kazancınız 1.500 TL olacaktır.

 

Takı Blogları

 

lelaq

 

Bayanların sıkça yazdığı konulardan biridir takı & tasarım ve bijuteri. Adtriplex’de takı blogları için çok cazip programlar var. Bunlardan biri de Lelaq.com. Sizin referansınızla lelaq.com’a giden ve buradan alışveriş yapan biri olursa ödediği ücretin %12’si sizin olur. Lelaq.com’da ki ürünlerin nispeten ekonomik ve baka yerde bulunmayan ürünler olduğunu düşünürsek satış yapma olasılığı oldukça yüksektir.

 

Kozmetik & Kişisel Bakım Blogları

 

bellamola

 

Bayan blogları için affiliate marketing fırsatları oldukça fazla. Pek çok ünlü marka ve firmanın cazip ortaklık programları mevcut. Bunlaradan biri de kozmetik blogları için Bellamola.com. Parfüm’den, cilt bakım ürünlerine, kozmetikten, saç bakımına kadar binlerce orijinal ürün sunan bellamola.com’a bir ziyaretçi gönderdiğinizde v o ziyaretçi siteden alışveriş yaptığında %8.40 gib bir komisyon alıyorsunuz.

 

Oyun Blogları

 

goalunited

 

Bilgisayar oyunlarıyla ilgili yayınlar yapan ve bu alanda takipçi kitlesi olan bloglar için çok cazip ortaklık programları var Adtriplex’de. Bunlnardan biri de GoalUnited. Online oynanan bir menajerlik oyunu olan Goalunited’a gönderdiğiniz üye başına 0.50 TL alırsınız. Ayda 500 üye gönderseniz 250 TL gibi bir kazanç elde edersiniz.

 

Teknoloji Blogları

 

kliksa

 

Bilgisayardan beyaz eşyaya, TV’den ofis ürünlerine kadar binlerce ürünün satıldığı Kliksa.com’un ortaklık programına katılığınızda atış başına %3-6 arası komisyon alırsınız. Bu oran ürünün kateorisne göre değişiyor. Ürün adedinin ve fiyat aralığının çok geniş olduğunu düşünürsek, doğru stratejilerle epey satış yapabilirsiniz gibi gözüküyor.

 

Kitap Blogları

 

maxkitap

 

İnternetten en çok satınan alınan ürünlerin başında sanırım kitaplar geliyor. Bu yüzden kitap bloglarının affiliate mraketing ile gelir elde etme şansını çok yüksek görüyorum. Adtriplex’de kitap blogları için en uygun ortalık progralarında biri Maxkitap.com’un. Satış başına %6 komisyon alıyorsunuz. Kitaplar henellikle ucuz ürünler oldukları için satış başına kazanç düşük gibi gözükse de satılan ürün sayısı nispeten fazla olacağı için kazancınız hızla artacaktır.

 

Kişisel Ve Genel Bloglar

 

Yukarıda bahsetmediğim daha pek çok kategorideki bloglar için çok cazip ortaklık programları Adtriplex’de mevcut. Özellikle kişisel veya genel bloglar (kendi tabirleriyle) bu programların büyük bölümüne başvurabilirler. Bu programların tümünü görmek ve incelemek isterseniz aşağıdaki bannera tıklayabilirsiniz.

 

adtriplex.com

 

 

3. Adım: Affiliate Linklerimizi Alıyoruz

 

Pazarlamak istediğiniz ürün veya ürünlere karar verdikten sonra başvurunuzu yapıp programa uygun olup olmadığınızın incelenmesini bekliyorsunuz. Adtriplex panelinizdeki Partnerprogram sekmesinden başvurduğunuz programları, aktif olanları veya reddedilenleri görebilirsiniz. Programa başvurunuz kabul edildiğinde e-mail ile bilgilendirilirsiniz.

 

Birkaç günlük bekleme süresinden veprograma kabul edildiğinize dair mail geldikten sonra Adtriplex hpanelinize girerek aktif programlar listesinden o programa ait affiliate linklerini alabilirsiniz.

 

Bu bölümde çeştli boyutlarda bannerlar ve text linkler vardır. Bunların hemen altındaki kutularda ise o banner veya linke ait affiliate kodları bulunur. Blogunuza eklyeceğiniz kodlar işte bunlar.

 

Örneğin blogunuzun sidebarına 250x250 boutunda bir affiliate bannerı eklediğinizi düşünelim. Ziyaretçi bu bannera tıklayıp ilgili siteyi ziyaret ettiğinde affiliate kodu sayesinde sizin referansınızla geldiği kaydedilir. Cookie süresi bitene kadar o siteden alış veriş yaptığına veya üye olduğunda belirlenen komisyon tutarındaki ücret Adtriplex hesabınıza geçer.

 

4. Adım: Ürünümüzü Blogumuzda Pazarlıyoruz

 

Affiliate linklerinizi alıp blogunuzun çeşitli yerlerine banner veya text link olarak ekleyerek affiliate marktingde başırılı olacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Özellikle satış başına ödeme alacağıız bir programa katıldıyanız, o ürünü pazarlamak için banner eklemekten çok dahafazlasını yapmalısınız. Bunların başında ise içerik pazarlaması ve e-mail pazarlaması geliyor. E-mail pazarlaması ile ilgli bugüne kadar bir bili paylaşmadığım için o konuyu sonraya bırakıyorum ama içerik pazarlamasının üzerinde durmaımız gerek.

 

İçerik pazarlaması dediğimiz şey okuyucularınız için bilgi veren ve eğlediren içerik oluşturarak ilgiyi pazarlamak istediğiniz ürüne toplamaktır. Blogunuzda pazarlamak istediğiniz ürünün faydalarını, neden gerekli olduğunu, kişisel deneyimlerinizi, multimedya öğelerinde desteğiyle içerik olarak paylaşmanız, ziyaretçiyi ürünü alma kousunda teşvik edecektir. İçerik pazarlamasının amacı da budur zaten.

 

Uzun lafın kısası ürününüz için bol mktarda ilgi çekici ve faydalı içerik üretmeniz gerekkmetedir.

 

Şimdilik Adtriplex ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Zamanla hem affiliate marketing, hem de Adtriplex ile ilgili detaylı incelemelere ve stratejilere geçeceğim. Sormak istediklerinizi yorum bölümünden sorabilirsiniz.

 

Herkese bol kazançlar!

* Affiliate linkidir. Bu linke tıkladığınızda referansınız ben olmuş olurum.

25 Eylül 2013 Çarşamba

Affiliate Networkler Ve Ürün Seçimi

Affiliate marketing yazı dizisinin ilk bölümünde Affiliate marketing kavramından genel hatlarıyla bahsedip, konu hakkında bilgi vermeye çalışmıştım. Eğer gerçekten bir pazarlamacı gibi davranmaya, blogunuzu efetktif bir pazarlama aracı olarak kullanmaya ve para kazanmaya hazırsanız yazı dizisinin bu ikinci bölümünü okumaya devam edebilirsiniz.

Serinin bu bölümünde bazı önemli affliliate ağlarını tanıtarak, blogunuz için en uygun ürünleri nasıl seçebileceğinizi anlatacağım. İşte Türkiye’nin en popüler 5 affiliate ağı:

Affiliate networkler ve ürün seçimi

 


Gelir Ortakları

2008 yılından beri Türkiye pazarında olan Gelir Ortakları, Türkiye’nin en popüler satış ortaklığı platformlarından biridir. Hesabınızda 100 TL biriktiken sonra ödeme alabiliyorsunuz.

Zanox

Zanox, avrupanın öncü pazarlama ağlarından biridir. Binlerce firma ve ortalık programını desteklediği ve düzenli ödeme yaptığı için son yıllarda global çapta bir popülariteye kavuşmuştur. Her ay 1 kez ödeme yapılır ve ödeme alabillmek için hesabınızda 25 euro birikmelidir.

AdTriplex

Türkiye’nin yeni affiliate networklerinden biri olan AdTriplex, yeni fakat iddialı bir firma. Hesabınızda 50 TL biriktikten onra ödeme alabiliyorsunuz. Firma hakkında fazla şikayete rastlamadım. Sadece destek konusunda yetersiz kaldığı söyleniyor.

Click Merkez

Büyük firmalardan ziyade küçük çaplı tedarikçilerin ürünlerinin yer aldığı Click Merkez, ödeme yöntemlerinin esnekliği nedeniyle Türkiye’de yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Hesabınızda 50 TL biriktikten sonra Paypal veya EFT ile ödeme alabiliyorsunuz.

Reklam Action

Kısa sürede sektörün öncü firmalarından biri haine gelen Reklam Action, yayıncıların performansını arttırmak için her türlü desteği veriyor. Katıldığınız programın yapısına bağlı olarak pazarlama taktikleri vermesi, önemli kampanyalarıve çok kazandıran programları öne çıkarması ve 30 gün içerisinde ödeme yapmasıfirmanın güzel özellikleri.

 

Hangi Ürünleri Seçmeliyim?


Bu affiliate ağlarına üyelik başvurusu yaptıktan sonra blogunuz incelenecek ve uygun görüldüğü taktirde sisteme kabuul edilecektir. Bu affiliate ağlarından birine kabul edildikten sonra sıra pazarlanacak ürünü seçmeye geliyor.

Ortaklık programlarını incelediğinizde size satış başına veya lead başına ne kadar verileceği ve programın içeriği hakkında detaylar yazar. Peki hangi ürünü seçmelisiniz? Ürün seçmeden önceden kendinize şu soruları sormanızı ve vereceğiniz ceaplara göre bir ürün seçmenizi öneririm.

1. Ürün blogumun konusuna uygun mu? Ürün eseçiminde en önemli faktör; ürünün blogunuzun konusuyla alakalı olmasıdır. Örneğin teknoloji ile ilgili bir blogunuz varsa ortaklık programları arasından teknoloji ile ilgili olanları seçerek işe başlayabilirsiniz.

2. Ürün okuyucu kitleme hitap ediyor mu? Teknoloji örneğinden devam edelim. Okuyucu kitlesi blogdan bloga değişir. Bazı teknoloji blogları öğrencilere ve nispeten daha genç bir kitleye hitap ederken, bazı teknoloji blogları çalışan kesme hitap edebilir. Okuyucularınız yaş ortalamması, yaşadıkları yer, gelir düzeyleri, cinsiyetleri, medeni durumları gibi bilgileri yaklaşık olarak bilmeniz çok önemlidir. Okuyucu kitlenizin demografik bilgileri, sürün seçerken göz önüne almanız gereken ikinci faktör olmalıdır.

3. Kazanç tatmin edici mi? Seçeceğiniz üründen satış veya lead başına verilen oran ya da ücret bellidir. Ürünün satış potansiyelini, ürünü satarken yapacağınız masrafı ve karşılığında elinize geçecek net miktarı kabaca hesaplayın. Eğer uğraştığınıza değmeyecek bir miktarsa o ürünü seçmeyin.

4. Ürünü tanıyor muyum? İlk üç sorudan sonra geriye muhtemelen bir kaç ürün kalmıştır. Aslında affiliate marketingde en çok hata da bu adımda yapılır. İnsanlar hiç bilmediği bir ürünü satmaya çalışırlar. Halbuki bir ürünü satmak için o ürün hakkında detaylı bilgi sahibi olmalı, okuyucuyu teşvik edecek içerik üretmeli ve okuyucunun her türlü sorunu yanıtlayabilmelisiniz. Seçeceğiniz ürün veya hizmeti mutlakaya tanıyın, hatta mümkünse önce kendiniz satın alarak her yönyle ürünü inceleyin.

Affiliate marketing yazı dizisinin devamında seçtiğiniz ürünleri blogunuz üzerinden nasıl satabileceğiniz ile ilgili bilgiler vermeye devam edeceğim. Takipte kalın!

23 Eylül 2013 Pazartesi

Reklamverenlerin Bloglardan Beklentileri

Blogundan ufak da olsa ek gelir elde etmeyi her blogger ister öyle değil mi? Bunun için en sık başvurulan yöntem AdSense reklamları olsa da, blogunuza banner, link veya tanıtım yazısı olarak direkt reklamlar almak hem daha pratik hem de trafiği nispeten düşük bloglar için daha kazançlı bir yöntemdir.

Bildiğiniz gibi bir süredir ben de Blog Hocam’da advertorial içerikler ve banner reklamları yayınlıyorum. Bu süreçte 10 reklam verenle anlaşarak reklamlarını yayınlasam da reklam görüşmesi yaptığım kişilerin sayısı sanırım 50’den fazladır. Önceliğim okuyucu memnuniyeti olduğu için bu konuda seçici davrandım ve gelen reklam tekliflerinin çoğunu kibarca reddettim.  Ancak bu kadar çok kişiyle reklam görüşmesi yapmak, bana reklamverenin yayıncıdan beklentleriyle ilgili bazı şeyler öğretti.

reklamveren 
İşte bu yazımda, reklamverenlerin yayıncılardan beklentilerinden bahsetmek istiyorum. Böylece direkt reklam yayınlayarak para kazanmak isteyen bloggerlar kendilerini ve bloglarını bu duruma hazırlayabilirler.


İçerik

Rerklamverenlerin çok büyük bölümü içeriği özgün ve kaliteli blogları tercih ediyorlar. İçeriği sağdan soldan kopyalanan yazılarla veya tanıtım yazılarıyla dolu olan bloglar, reklamverenin gözünde pek değerli değiller.

Tasarım

Blog tasarımı da reklamverenin tercih sebeplerinden biri. Orijinal ve dikkat çekici tasarıma sahip bloglar reklamverenin ilgisini çekerken, temanın sadeliğine de özen gösteriyorlar. Yerleştirecekleri reklamın ziyaretçi tarafından kolayca farkedilmesini istiyorlar.

Konu

Aslında blogunuzun konusu reklmverenin kim olacağını belirleyen temel faktör. Kendimden örnek vereyim. Blg Hocam’ın konusu itibariyle okuyucu kitlesinin tamamına yakınını blog yazarları oluşturuyor. Dolayısıyla hedefi blog yazarları olan reklamverenler için Blog Hocam iyi bir pazar olabilir.

Değerler

Aylık veya günlük trafik, PageRank, Alexa gibi değerler firmaların değil ama küçük çapta reklamverenlerin sorguladığı değerler olabiliyor. Bu değerlerinzin yüksek olması sizin için bir avantaj.

Etkileşim

Bu da büyük firmaların ve markaların yayıncıdan beklentisi. Bu tür büyük reklamverenlerin genellikle pazarlama departmanları olduğu için, geri dönüşüm oranı, etkileşim oranı gibi asıl önemli olan değerlere bakıyorlar.


Esneklik

Fiyat ve ödeme konusunda esnek olmanız da sizi tercih edecek reklamveren sayısını etkileyecektir. Esneklikten kastım; farklı reklam modellerine, fiyat aralıklarına ve ödeme yöntemlerine sahip olmanızdır.

 

Reklamverenlerin bu beklentilerini karşılayıp, etkileyici bir “Reklam” sayfası oluşturduktan sonra pek çok reklam teklifi alacağınıdan emin olabilirsiniz.

Herkese bol kazançlar!

20 Eylül 2013 Cuma

Affiliate Marketing Nedir?

Blogunuzdan para kazanma konusunda daha önce PPC (tık başına ödeme) ve Google AdSense reklmlarından bahsetmiştim. Bu yazıda tanıtacağım yöntem ise performansa dayalı bir CPA (Cost Per Action) yöntemi olan Affiliate Marketing. Türkçeye iş ortaklığı pazarlaması olarak çevirebileceğimiz affiliate marketing, yayıncı yani blogger ve reklam veren arasındaki ilişkiyi tanımlar.

 

 

Affiliate Marketing Nedir?

 

Firmalar için en ucuz ve etkili şekilde kitlelere ulaşmanın yolu şüphesiz sanal ortam. İnternetin bu  gücünden faydalanmak isteyen firmalar affiliate networkleriyle anlaşarak ya da kendi ortaklık programlarını yayınlayarak yayıncılardan bu ürün ve hizmetlerin satışında yardımcı olmalarını isterler. Burada yayıncı biz yani blog yazarları oluyoruz. Ve sattığımız her ürün için daha önce belirlenen komisyonu alıyoruz.

Affiliate Marketing

 

İşte affiliate marketing, bloggerlar için bu kadar basit ve kazançlı bir para kazanma yöntemi. Affiliae mrketing ile hem ürün sahibi firma, hem aracı olan affiliate network, hem de yayıncı olan blogger kazanır. Yani affiliate markteting “win-win” prensibiyle işler.

 

Affiliate marketingin uygulama ve ödeme şekli açısında 2 önemli yöntemi vardır.

 

1. CPS (Cost Per Sale): Bu yöntemde satış yaptığınız ürün başına komisyon alırsınız. Örneğin %5 komisyon veren bir firmanın 100 liralık ürünlerinden ayda 20 adet satttığınızı düşünelim. Bu durumda kazancınız (100x5/100)x20=100 TL olacaktır.

 

2. CPL (Cost Per Lead): Bu yöntemde ise ürünü satmanıza gerek yoktur. Üye toplamak isteyen sitelere gönderdiğiniz üye veya doldurttuğnuz form başına komisyon alırsınız.

 

 

Affiliate Markting’e Başlamadan Önce Bilmeniz Gerekenler

 

Affiliate marketing yaparak blogunuzdan para kazanmaya başlamadan önce size bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum. Bunları okuduktan sonra affiliate marketinge başlamakta fayda var. Nelerle karşılacağınızı bilmek istersiniz öyle değil mi?

  • Satacağınız ürünleri dikkatli seçin: Affiliate marketing sektöründe pek çok ortaklık programı ve affiliate networkle karşılaşacaksınız. Buralarda yüzlerce firma ve ürün göreceksiniz. Size tavsiye içinize sinen, mümkünse bizzat kullandığınız veya inandığınız, blogunuz konusuyla ilgili, ziyaretilerinize hitap eden ürünleri tercih etmeniz.
  • Öğenmeye açık olun: Affiliate marketing performansa dayalı bir pazarlama modelidir. Satışlarınızı arttırmak için çeşitli yöntemler geliştirmeye, bunları öğrenmeye ve uygulamaya, bol bol okumaya, yeni terimlerle tanışmaya hazırlıklı olmalısınız.
  • Şehir efsanelerine inanmayın: Affiliate marketing yapmaya karar verdikten sonra çeşitli araştırmalar yapacağınızdan eminim. Bu araştırmalarınıda size büyük meblağlar kazandırdığını iddia ederek çeşitli setler satmaya çalışan onlarca hatta yüzlerce siteyle karşılaşacaksınız. Bunlara inanmayın. Affiliate marketingin sırrı veya sihirli yöntemi gibi şey yoktur!
  • Daha fazla içerik: Sadece ürünü tanıtan bir yazı yayınlarak o ürünü satabileceğinizi düşünüyorsunuz bunun pek mümkün olmadığını söylemeliyim. Ürün hakkında pek çok yeni içerik üreterek ziyaretçiyi ürünü alması konusunda teşvik etmelisiniz. Bu, blogunuza daha çok zaman ayıracaksınız demektir.

 

Google Ve Affiliate Marketing

 

Google’ın affiliate marketing yapan bloglara nasıl baktığını, herhangi bir ceza verip vermediğini merak edebilirsiniz. Hemen cevaplayayım. Google’ın affiliate marketing yapan bloglarla bir alıp veremediği yok. Google’ın asıl hedefi sadece affiliate marketin için açılan bloglar ve web siteleri.

 

Halihazırda bir blogunuz varsa, satış yaptığınız ürüne ait yazı, blogunuzun içeriğinin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturur. Bu, Google’ın kabul bettiği bir durumdur. Fakat sadece ürün satmak içerik oluşturulan bloglar, yeterince orijinal içeriğe ve katma değere sahip olmadığından Google aramalarında üst sıralarda çıkma ihtimali çok azdır.

 

Bu konu hakkında daha fazla bilgi almak için Google satış ortaklığı yönergelerini okuyabilirsiniz.

 

 

Affiliate Marketing’i Neden Seviyorum?

 

Affiliate marketing, blogunuzdan para kazanabileceğiniz yöntemlerden hem daha kazançlı hem de uğraşması çok daha keyifli. Blogunuz bir mağaza ve siz de bu mağazanın pazarlama müdürüsünüz. Yapmanız gereken şey yeteneklerinizi konuşturmak ve satışlarınızı arttırmak. Üstelik sıfır risk ve pasif gelir. Yani siz uyurken bile birileri blogunuzdaki yazılardan etkilenerek o ürünü satın alabilir, siz de uykunuzda kazanabilirsiniz :)

9 Eylül 2013 Pazartesi

Kişisel Blog Nasıl Olmalıdır?

Günümüzde bloglar o kadar popüler hale geldi ki artık neredeyse her internet kullanıcısının bir blogu var. Blogun ne olduğunu öğrenen, bir blog okumaya başlaya hemen herkes en kısa sürede kendine bir blog oluşturuyor ve ismine de “kişisel blog” diyor. Blog oluşturmak teknik olarak çok kolay bir işlem olabilir. Peki oluşturulan her bloga “kişisel blog” diyebilir miyiz? Maalesef bu iş o kadar kolay değil. Kişisel blog olmanın da bir yolu yordamı var. Öncelikle kişisel blog kavramını iyi anlamak gerekiyor.

 

Kişisel Blog Nasıl Olmalıdır?

 

 

Kişisel Blog Nedir?

 

Kişisel bloglar için insanın kendini en özgür hissettiği blog tipi diyebiliriz. Çünkü kişisel blogların belli bir konusu olmaz/olamaz. Konu ne olursa olsun yazar kendi düşüncelerini ve gözlemlerini paylaşır. Kişisel blogu diğer blog türlerinden ayıran esas nokta budur işte. Yazarın kendi düşünceleri… Örnek verecek olursam; bir teknoloji blogu yazarı, yeni çıkan bir ürünü tanıtır ve onun özelliklerini yazar. Kişisel blog ise o ürünü kullandıktan sonra, ürün hakkındaki düşüncelerini ve o ürünle yaşadığı olayları yazar.

 

 

Kişisel Blog Ne Değildir?

 

Kişisel blog bir ansiklopedi gibi her konuda bilgi veren, bir gazete gibi her haberi duyuran bir blog türü değildir. Kişisel blog sağdan soldan kopyalanan yazıların yer aldığı bir mecra hiç değildir. Kişisel blogda hit ve gelir kaygısı olmaz/olmamalıdır. Yazar dışında birinin görüşüne yer verilmez. Adı üstünde, kişiseldir…

 

 

Kişisel Bloglarda İsim Ve Domain Seçimi

 

Kişisel blogların isim ve domain seçiminde en yaygın olan kişinin ismi ve soyadından oluşan (Örn: serdarkara.com veya serdarkara.blogspot.com) domainlerdir. Zaten en mantıklı olan da bu gibi gözüküyor. Ancak kimliğini ifşa etmek istemeyen kişiler de olabilir elbette. Bu durumda 2 seçenek var. Ya serdaringunlugu, serdaryaziyor, serdarinblogu gibi isminizin yanına getirilecek bazı kelimelerle yeni kombinasyonlar üreteceksiniz, ya da yaratıcılığınızı konuşturup orijnal ismler bulacaksınız. Kelimelerbenim buna güzel bir örnek.

 

 

Kişisel Blog Teması Nasıl Olmalı?

 

Her blog türünde olduğu gibi kişisel bloglarda da üzerinde en çok durulan, en çok mesai harcanan konu şüphesiz tema seçimidir. Bana göre kişisel bir blogun tema seçiminde, o blogu yazanan kişinin ve hedef kitlesinin profili çok önemli rol oynar. Şöyle ki; eğer blog yazarı 15- 16 yaşlarında neşeli, coşkulu teenage biri ise tema seçimi de ona uygun hareketli ve renkli bir tema olabilir. Veya yazar 30lu yaşlarda, işinde gücünde biriyse seçeceği tema daha sade şatafattan uzak olmalıdır.

 

Fakat ne olursa olsun tema seçiminde blog sahibinin zevki kadar okuyucunun beklentileri de göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla tema değiştirmeden önce okuyucunun fikrini almak çok önemlidir.

 

 

“Hakkımda” Sayfası Olmazsa Olmaz!

 

Eğer kişisel bir blogunuz var, insanlar sizin fikirlerinizi, görüşlerinizi, deneyimlerinizi okumak için blogunuzu ziyaret ederler. Ve bu yazıları yazanan kişinin kim olduğunu merak ederler. Mutlaka bir hakkımda sayfanız olsun ama “öylesine” değil. Okuyan kişiyi hakkınızdan gerçekten bilgi veren, eğlenceli ve samimi bir “hakkımda sayfası” oluşturmak için çaba gösterin. Bu sayfanın size okuyucu kazandırma veya kaybettirme potansiyelinin olduğunu unutmayın.

 

 

Kişisel Bloga Neler Yazılır?

 

Kişisel blogda konu sınırlaması olmadığını daha önce söylemiştim. Ancak bunu “karşılaştığım her bilgiyi blogda paylaşırım” şeklinde algılamamak gerek. Kişisel blog niteliği gereği bir tür dışa vurumdur. Yine daha önce söylediğim gibi bir ansiklopedi veya gazete değildir. Kişisel blog her zaman “BEN” odaklı olmalıdır. Peki kişisel bloga neler yazılabilir? Gelin biraz beyin fırtınası yapalım...

 

Gidilen yeni bir mekan veya şehirde yapılan gözlemler, kişisel planlar/hedefler/beklentiler, karşılaşılan ilginç/komik/sıradışı olaylar, okulda öğretmene/ofiste patrona söylemek istenip söylenemeyenler, gündemdeki olayara dair görüşler, okunan bir kitaptan/dinlenen bir albümden/izlenen bir filmden kalanlar… Liste uzar gider.

 

Tüm kişisel blog yazarlarına başarılar ve keyifli bloglar!

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Google AdSense Reklamları İçin Başlangıç Rehberi

Blog yazarak para kazanma yöntemleri arasında en yaygını PPC yöntemidir. PPC, Pay Per Click kelimelerinin baş harflerinden oluşmuş bir kısaltmadır ve ziyaretçilerin blogdaki reklamlara tıklamalarından para kazanma esasına dayanır. Dünyada ve Türkiye’de en popüler PPC reklamları ise Google AdSense reklamlarıdır. Blogunuza Google AdSense reklamlarını yerleştirerek hiç bir şey yapmadan pasif olarak para kazanmaya başlayabilirsiniz.

 

 

Kayıt Olmadan Önce

 

Google AdSense ile para kazanmak kulağa çok hoş geliyor fakat bu sisteme kabul edilmek çok da kolay değil. Bazı şartları sağlamış olmanız gerekir.

  • Öncelikle 18 yaşından büyük olmalısınız.
  • Blogunuz pornografik ve şiddet barından içerik içermemeli .
  • Blogunuzda ağır küfür, ırkçı hoşgörüsüzlükle ilişkili veya herhangi bir şahıs, grup veya kuruluş aleyhinde propaganda niteliğindeki içerik yer almamalı.
  • Blogunuzda hack, crack, warez ve  uyuşturucu ile ilgili içerikler olmamalı.
  • Blogunuzda alkol, tütün, reçeteli ilaç, silah, markaların taklit ürünleri, tez, ödev gibi şeylerin satışı yapılmamalı.
  • Blogunuz yasa dışı, yasa dışı etkinlikleri teşvik eden veya başkalarının yasal haklarını ihlal eden diğer herhangi bir içerik içermemeli.
  • Blogunuz Google’ın kalite yönergelerine uygun olmalı.
  • Ayrıca blogunuzda bir “gizlilik politikası” sayfası oluşturmalısınız. Gizlilik politikası oluşturmayla ilgili bilgi almak için buraya bakabilirsiniz.

 

Kayıt Aşaması

 

Blogunuzu kayıt aşamasına hazır hale getirdikten sonra Blogger kumanda panelindeki Kazançlar sekmesinden veya AdSense kayıt sayfasından başvurunuzu yapabilirsiniz.

 

1. Onay Süreci: Başvurunuzu yaptıktan sonra yaklaşık 2-3 günlük inceleme sürecinin ardından ilk onayı alıp almadığınızla ilgili bir e-posta gönderilir. Eğer blogunuz onaylandıysa sizden reklam birimi oluşturarak blogunuza eklemeniz istenir.

 

2. Onay Süreci: Reklam birimi oluşurmak için Google AdSense hesabınıza giriş yaparak Reklamlarım > Reklam birimleri > Yeni reklam birimi yolunu izleyerek istediğiniz boyutlarda bir reklam birimi oluşturduktan sonra verilen kodu blogunuza eklemelisiniz. Onay aşamasında 1 adet reklam birimi oluşturmanız yeterlidir ve bu reklam birimine ait kodu Blogger kumanda panelinde Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/JavaScript Gadget yolunu takip ederek ekleyebilirsiniz.

 

Onay sürecinin tamamlanması yaklaşık 1 ata sürer bu sürede eklediğiniz reklam biriminde boş bir alan gözükür. Blogunuzun incelenmesi tamamlanıp ikinci onayı da aldıktan sonra size bir bilgi e-postası gönderilir ve birkaç saat içinde boş reklamların yerinde AdSense reklamları gözükmeye başlar. Bu andan itibaren ziyaretçileriniz reklamlara tıkladıkça hesabınızda para birikmeye başlar.

 

Kayıt ve onay işlemi tamamlandaıktan sonra da Google blogunuzu incelemeye devam eder sizden bazı kurallara uymanızı ister.

  • Kendi reklamlarınıza tıklamayın, kimseden Google reklamlarınızı tıklamasını istemeyin.
  • Reklamların yanlışlıkla tıklanmasını sağlayacak numaralardan kaçının.
  • Bir sayfaya en fazla 3 reklam birimi ekleyin ve reklam kodlarında değişiklik yapmayın.

 

Reklam Yerleşimi Ve Optimizasyonu

 

Reklam birimlerinin yerleşimini yaparken performansı olduğu kadar kullanıcı deneyimini ve Google AdSense politikalarını da göz önünde bulundurmalısınız.

  • Blogunuzun içeriğini mantıklı bir şekilde düzenleyin ve blogunuzda gezinmeyi kolaylaştırın.
  • Reklamlarınızı kullanıcıların ilgilendikleri içeriğin yakınına yerleştirin ve kullanıcıların aradıkları içeriği kolayca bulabildiklerinden emin olun.
  • Blogunuzdaki resimleri reklamlarınızla hizalamayın veya reklamın yakınındaki içeriğin reklamlarınızın biçimlendirmesini taklit etmemesine özen gösterin.
  • Reklamları, menü, gezinme veya indirme bağlantılarıyla karıştırılabilecekleri konumlara yerleştirmeyin.

AdSense yetkilileri  yaptığı araştırmalar ve A/B testleri sonucunda bloglar için en uygun reklam yerleşiminin şu şekilde olduğunu tespit etmişlerdir:

 

AdSense reklam yerleşimi

 

 

AdSense Reklamları Ne Kadar Kazandırır?

 

AdSense reklamları ile elde edilen kazanç siteden siteye farklılık gösterir. Kazancınızı belirleyecek 2 temel faktör vardır. Reklamlara tıklanma sayısı ve tıklama başına maliyet. Örneğin reklamlarınıza bir ayda 100 kez tıklandıysa ve TBM (Tıklama Başına Maliyet) 0.5$ ise o ay kazancınız 100x0.5 = 50$ olur.

 

Reklamlara tıklanma sayısını arttırmaya yönelik yerleşim ipuçlarından yukarıda kısaca bahsettim. Şimdi de TBM yani tıklama başına maliyeti arttırmak için neler yapabileceğinizden bahsedelim.

  • Reklam birimlerinizin tümü için hem metin reklamların hem de resim reklamların/zengin medya reklamlarının gösterilmesi seçeneğini etkinleştirin.
  • Filtre listenizi kısa tutun, böylece yüksek ödeme yapan reklamları engelleyerek gelir potansiyelinizi azaltmamış olursunuz.
  • Yerleşim hedeflemeye yönelik özel kanallarınızı oluşturarak siteniz için rekabet eden reklam sayısını artırın.
  • Blogunuzda belli konulara odaklanarak kaliteli içerik üretin.

 

Başlangıç için bu kadar bilgi yeterli diye düşünüyorum. İlerleyen günlerde AdSense reklamları ile daha fazla kazanmanıza yardımcı olacak makaleler yazmaya devam edeceğim.

 

Bol kazançlar!

Faydalandığım kaynaklar: - https://support.google.com/adsense/

                                  - http://adsense.blogspot.com/

                                  - http://productforums.google.com/forum/#!forum/adsense-tr

26 Haziran 2013 Çarşamba

Blogların %90’ı Başarısız Oluyor

Günümüzde, dijital ortamda içerik oluşturup yaymanın en kolay yolu blog yazmak olduğu için, blog dünyasına her geçen gün yeni bloglar ekleniyor.

 

Bazıları ne kadar şık giyindiklerini gösteriyor, bazıları mutfaktaki ne kadar hünerli olduğunu ıspatlıyor, bazıları Pucca gibi bir üne kavuşarak gazetede bir köşe kapmayı hayal ediyor, bazıları da satış yaparak veya reklam alarak para kazanmanın peşine düşüyorlar.

 

Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz fakat bilinmesi gereken bir gerçek var ki amacı ne olursa olsun oluşturulan bu blogların %90’ı başarısız olarak kendi haline bırakılıyor ya da kaptılıyor.

 

Blogların %90’ı Başarısız Oluyor

 

Blog Hocam’ın içeriği ve misyonundan dolayı çok sayıda blog yazarıyla tanışıyorum, fikir alış verişinde bulunuyorum. Bunların arasında yeni blg oluşturacaklar veya oluşturmayı düşününler de oluyor. Açıkçası blogu yazacak kişiyi biraz tanıdıktan sonra oluşturacağı blogun bbaşarılı olup olmayacağı hakkında bir kanaat sahibi  oluyorum. (Bu kanaatimi asla karşımdakine söylemiyorum elbette) Çoğunda da yanılmadığımı söyleyebilirim.

 

Hiç düşündünüz mü açılan blogların %90’ı neden başarısız oluyor diye? Benim bu konuda bazı tespitlerim var.

 

 

Bilgi Veya Tutku Eksikliği

 

En sık karşılaştığım soruların başında “şu konu tutar mı?” veya “hangi konuda blog yazsam tutar?” şeklinde sorular geliyor. Asıl hata da tam olarak burada başlıyor. Örneğin Blog Hocam’ın popüler bir blog olduğunu görenler blog yazarlığı konusunda yeterli bilgisi ve bu konu hakkında yazma hevesi olmadan blog oluşturuyorlar. Bu şekilde yazmaya çalıştığı konu hakında bilgi ve tutku eksikliği olan kişiler hem içerik üretme, hem de fark yaratma noktasında tıkandıkları için başarısızlık kaçınılmaz oluyor.

 

 

İlgisizlik

 

Aslında bu sebep kişinin çok da elinde olan bir şey değil. Blog yazma hevesiyle yanıp tutuşan bir insan, yazdığı konuda çok bilgili olsa, anlatımı ve yazı tonu kusursuz olsa bile bloguna yeteri kadar vakit ayıramıyorsa o blogun da başarılı olmasını beklemek zor olur. Belki de sektörlerindeki öncü kişilerin blog yazmak yerine Twitter kullanmayı tercih etmeleri bu yüzdendir. 

 

İş hayatı veya okul  hayatı yoğun olan blog yazarları iyi bir planlama yapar ve zaman yönetimi konusunda kendilerini geliştirirlerse blog yazmaya da vakit ayırabileceklerini düşünüyorum. En canlı örneği şu an bu yazı yazıyor : )

 

 

İlk Günden Para Kazanma Hayali

 

Blog yazarak para kazanmak elbette hayal değil fakat hiç bir emek harcamadan ve bu uğurda bir şeyler yapmadan reklam tekliflerinin gelmesini veya affiliate satışlarının gerçekleşmesini beklemek çok ütopik olur.

 

Blog yazarak para kazanmayı da gerçek hayattaki yatırımlar gibi düşünün. Belli bir sermaye ile küçük bir işletme kurarsınız. Zamanla o işletmenizin hizmet kalitesini arttırır, pazarlama faaliyetlerini yapar ve marka değerini yükseğe çıkarırsınız. Blogları da böyle düşünmek gerekiyor. Bir değer yaratmadan gelir beklemek hayal olur.

 

 

Sıradanlık

 

Her geçen gün onlarca yeni blogun eklendiği blogosferde sizinle aynı konuda yayın yapan onlarca hatta yüzlerce blog olabilir. Eğer bir şekilde fark yaratamaz ve ziyaretçinin dikkatini çekemezseniz başarısızlık kaçınılmazdır.

 

Bazen orijinal bir tema, bazen sıradışı bir içerik, bazen de kendine özgü hitap gücü blogunuzun fark edilmesine yardımcı olur.

 

 

Bunlar blogların %90’ının neden başarısız olduğu konusunda benim tespitlerimdi. Elbette daha çok sebep eklenebilir fakat en sık karşılaştıklarım bunlar. Eğer yeni blog oluşturma gibi bir düşünceniz varsa veya blogunuzu yeni oluşturduysanız bu yazıda yazdıklarımı dikkate almanızı öneririm.

 

Herkese bol şans ve keyifli bloglar!

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Bir İnternet Girişimcisinden Blog Yazarlarına Notlar

Hangü gündü, hangi saatti, hangi kanaldı hatırlamıyorum ama girişimcilikle igili bir TV programında Yemek Sepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın’ı görünce ne anlatıyor diye izlemeye başladım.

 

İsmini vermek istemediğm bir kaç internet girişimcisinin ukala konuşmaları ve tavırları beni internet girişimcilerinden ciddi anlamda soğutmuştu. İnternet girişimciliğinin yanında Nevzat Aydın’ın Enpara.com’un reklamlarında oynadığını düşünürsek onun da diğerlerinden farklı olmadığını düşünüyordum. Ancak Nevzat Aydın program boyunca yaptığı samimi konuşmaları ve alçak gönüllü tavırlarıyla kendisine, dolayısıyla internet girişimcilerine olan ön yargımı kırdı.

 

Nevzat Aydın programda sadece başarılarından bahsetmedi elbette. Yemek Sepeti’nin Rusya versiyonun ne kadar başarısız olduğunu, bu başarısızlık karşısında yaptığı hamleleri, çıkardığı dersleri de anlattı. Rusya pazarındaki başarısızlığa rağmen Birleşik Arap Emirlikleri’nde Foodonclick.com’u kurması onun girişimci kişiliğinin açık bir göstergesi sanırım.

 

Blogunuz sizin için ne ifade ediyor bilmiyorum. Belki boş zamanlrınızı değerlendirdiğiniz bir oyuncak, belki geniş kitlelere ulaşmanıza aracılıık yapacak bir platform. Kim blir belki de blogunuzu ciddi gelir getiren bir girişime dönüştürme gibi bir hayyaliniz var. Unutmayın Webrazzi Arda Kutsal tarafından yazılan bir blog iken şuanda ciddi bir girişime dönüştü.

 

Girişimciler

 

Aşağıda Yemek Sepeti’nin başarı hikayesinden çıkardığım bazı önemli dersleri yazdım. Eğer blogunuzu ciddiye alıyor ve ileride bir girişime dönüşmesini hayal ediyorsanız bu tavsiyeler altın değerinde.

 

 

Herşey Hayal Etmekle Başlar Ama Yetmez

 

Her büyük girşimin hayal ederek başladığı doğrudur fakat projelendirilmeyen bir girişim hayali hiç bir şey ifade etmez. İlk adım blogunuzun varmasını istediğiniz yeri ve şekli hayal etmektir. Ardından bu hayal fikre dönüştürülür. Hayalinizdeki blog projesinin fizibilitesini yaptıp, artılarını/eksilerini karşılaştırdıktan sonra hala bu hayali gerçekleştirmek istiyorsanız gzünüzü karartmalı ve fikrinizi eyleme geçirmelisiniz.

 

 

En Büyük Risk, Hiç Risk Almamaktır

 

Blog projenizi gerçekleştirmek için hayattı bazı riskler almanız gerekecektir. Bunların başında maddi riskler gelir. Risk almadan başarıya uaşmanız imkansızdır. Ancak risk alırken akıllıca düşünmelisiniz. Olumsuz bir durumda uğrayacağınız zararın altından kalkamayacaksınız, o riski almak pek mantıklı değil.

 

 

İlk Siz Yapın

 

Projenizin daha önce yapılmamış olması veya çok az kişi tarafından yapılmış olması önemlidir. İnternet girişimlerini incelediğinizde türünün ilk örneklerinin taklitlerinden çok ilerde olduğunu göreceksiniz. Yine Yemek Sepeti’nden örnek vereyim. 2000 yılında ilk kurulan yemek siparişi sitesiydi. Yemek Sepeti’nden sonra 30 civarında benzer site kurulmasına rağmen Yemek Sepeti’nin pazar payı %99.

 

 

Ekibinizi İyi Kurun

 

Her gün güncellenen bir blogu bile tek kişi idare edemezken blogunuzu bir girişime dönüştürmek istiyorsanız sağlam ve güvenilir bir ekibe ihtiyacınız var. Ekip arkadaşlrınızı seçerken dkkatli davranın, onların projeyi sahiplenmesi için gerekli hissiyatı yaratın.

 

 

Yetinmeyin, Büyük Düşünün

 

Denklem çok basit; büyük başarılar elde etmek istiyorsanız büyük hedefler koymalısınız. Heefleriniz büyük olmakla beraber gerçekçi olsun. Amacınız vardığınız noktayı korumak olmasın. Her zaman çıtayı aşmaya çalışın.

 

 

Bildiğiniz İşi Yapın

 

Nevzat Aydın üzerinde çalıştığı diğer projeleri anlatırken dikkatimi çeken bir şey oldu. Bahsettiği projelerin hepsi yemek ve internet üzerinediydi. Yani bildiği, denediği, öğrendiği sektörden çok uzaklaşmıyor. Siz de yıllardır moda blogu yazdıktan sonra gezi bloguyla ilgili bir projeye girişmek istiyorsanız aman dikkat!

 

 

Blogunu bir adım öteye taşıyarak girişime dönüştürmek isteyen arkadaşların yapmaları gereken  ilk şey kendilerine güvenmeleri. Çevrenizde olumsuz tepki gösteren veya olumsuz yorum yapan çok kişi olabilir. Bu çok normal. Eğer projenize inaıyorsanız tereddüt etmeyin ve harekete geçin. Başarmak için gerekli olan güç içinizde. Sadece kendine güvenmek ve çok çalışmak!

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Blog Oluşturduktan Sonra Yapılması Gereken 4 Şey

Blog oluşturmak için neredeyse hiç bir teknik bilgiye ihtiyacınız yok. Blogların popüler olmasının nedenlerinden biri de bu değl mi zaten? Bir kaç dakika içinde kolayca kendi blogunuzu oluşturabiiliyorsunuz. Peki sonra? Kaleminiz çok güçlü, bilginiz fazla,  yazacak çok şeyiniz olabilir. Peki blog oluşturduktan sonra kafanızdakileri hemen yazıp paylaşmak doğru mudur? Blog oluşturduktan sonra yapılması gereken şeyler var mıdır?

Uzun vadede popüler ve başarılı bir blog olmak istiyorsanız en başından planlamanızı yapmalı, stratejinizi belirlemelisiniz. Ancak çoğumuzun önceliği para kazanmak olmadığı için bu detaylara girmeden blog oluşturduktan sonra yapmanız gereken 4 temel şeyden bahsedeceğim.

Blog Oluşturduktan Sonra Yapılması Gereken 4 Şey

1. Hakkımda Sayfası Oluşturun

Blogunuzu oluşturduktan sonra yapmanız gereken ilk şey bir “hakkımda” sayfası hazırlamak olmalı. Ben bir blogu ziyaret ettiğimde yaptığım ilk şeylerden biri, o blogun “hakkımda” sayfasını ziyaret etmektir. Hakkımda sayfasında o blogun ciddiyeti ve gidişatı ile ilgili pek çok ipucu bulurum. Ayrıca o RSS okuyucuma ekleyip eklemem de hakkımda sayfası önemli rol oynar. Analytics verilerinde hakkımda sayfamın okunma sayısını gördüğümde pek çok kişinin beimle ynı fikirde olduğunu anlıyorum. Zira blogumda en çok ziyaret edilen sayfalardan biri hakkımda sayfası.

Hakkımda sayfası oluşturmanın gereksinimi ve önemi çok açık fakat burada “öylesine” açılmış hakkımda sayfalarından bahsetmiyorum. O kadar çok kötü örnek var ki hakkımda sayfalarında. Bir hakkımda sayfası oluştururken yapılması ve yapılmaması gerekenleri yazmadan konuyu bitirmek istemedim.

×  : Başkasının hakkımda sayfasını kopyalamayın, kendinizi başka biriymişsiniz gibi anlatmayın.
: Samimi ve dürüst olun, hakkınızda doğru bilgi verin.
×  : Saçma sapan nicknameler ve abuk subuk avatarlar kullanmayın.
: Gerçek isminizi ve profil fotoğrafınızı göterin.
×  : “Beni tanıman için yaşaman lazım” gibi gereksiz şeyler yazmayın
: Yazdığınız konuyla ilgili bilgi ve deneyimlerinizden bahsedin.
×  : İnsanları rahatsız edecek argo kelimeler kullanmayın.
: Blogunuzun misyonu ve vizyonu hakkında bilgi verin.


2. Google Analytics’e Kayıt Olun

Google Analytics, ziyaretçilerin blogunuzda davranışları, blogunuza nereden ve nasıl ulaştıkları hakkında bilgi veren ücretsiz bir araçtır. Yazılarınızın, relamlarınızın, link kampanyalarınızın başarısını ölçmek için en ideal araçtır. Daha ilk günden bu araca kayıt lursanız blounuzun trafiğindeki gelişmey gün be gün takip edebilirsiniz. Yazıların okunma sayısı, hemen çıkma oranı gibi verilerden faydalanarak yeni stratejiler geliştirebilirsiniz. Bu ve daha saymadığım yüzlerce nedenden ötürü mutlaka Google Analytics’e kayıt olmalısınız.

Google Analytics’e bir kaç adımda kolayca kayıt olduktan en geç 24 saat sona veriler Analytics panelinizde görünmeye başlar. Google Analytics’te en dikkat etmeniz gereken metriklerden ksaca bahsedelim.

- Gerçek Zamanlı : O an blogunuzda kaç kişinin bulunduğunu, hangi kaynaktan geldiğini, hangi sayfayı okuduğunu, hangi şehirden bağlandığını görebilirsiniz.

- Kitle : Seçtiğiniz zaman aralığında blogunuzu kaç kişinin ziyaret ettiğini, o kişilere ait demografik bilgleri, ortalama ziyaret sürelerini ve hemen çıkma oranlarını görebilirsiniz.

- Trafik Kaynakları : Seçtiğiniz zaman aralığında blogunuza yapılan ziyaretlerin kaynağını, eğer kaynak Google’sa hangi aramalardan blogunuza ulaşıldığını görebilirsiniz.

- İçerik : Seçtiğiniz zaman arlığında hangi yazınızın kaç kişi tarafından kaç kez okunduğunu, ziyaretçilerin o sayfada kslma süresini görebilirsiniz.


3. Site Haritası Gönderin

Google Web Yöneticisi Araçlarını sanırım duymuşsunuzdur. Google ile blogunuz arasındaki teknik ilişkiyi görebileceğiniz, iyileştirebilecğiniz, sorunları düzeltebileceğiniz bir merkez. Google Wb Yöneticisi Araçlarıyla yapabileceklerinizden kısaca bahsettikten sonra asıl konumuz olan site haritası eklemeye geçeceğim.

- Tarama Hataları: Google botları bir sayfanızdan başka bir sayfanıza giden bağlantıları ziyaret etmek isterler. Eğer bağlantı verdiğiniz sayfayı sldiyseniz veya bağlantı verirken yazım yanlışı yaptıysanız 404 dediğimiz bulunumadı hatası ile karşılaşılır. Bu bölümde Google botlarının blogunuzu taraken karşılaştığı hataları görebilirsiniz.

- Arama Sorguları: Google’dangi kelime arandığında blogunuzun arama sonnuçlarında çktığını, ortalama kaçıncı sırada çıktığını, kaç kez tıklandığını ve tıklanma oranını bu bölümden takip edebilirsiniz.

- Sitenize Bağlantılar: Bu bölümde blogunuza hang sitelerden link verildiğini, bu linklerin hangi kelimeler üzerinden verildiğini ve hangi sayfalarınıza link verildiğini görebilirsiniz.

- Site Haritaları: Gelelim asıl mevzumuza. Site haritaları adından da anlaşılacağı gibi blogunuzun haritasını çıkararak Google’a bildirir. Böylece yazılarınız daha hızlı bir şekilde Google dizinine eklenir. Blogların en önemli trafki kaynağı Google olduğu için yazıların tam ve hızlı bir şekilde Google dizinine eklenmesi önemlidir.

Google Web Yöneticisi Araçlarına site haritanızı eklemek için Webmaster Tools ana sayfasına gidip oturum açtıktan sonra blogunuzun ismine tıklayın ve sırasıyla şu yolu izleyin: Optimizasyon > Site haritaları > Site Haritası Ekleme/Test Etme . Açılan kutuya şunu yazın: atom.xml?redirect=false&start-index=1&max-results=500 Test ettiğinizde sorun yoksa bu şekilde kaydedebilirsiniz.


4. Sosyal Medya Profilleri Oluşturun

Aynı ilgi alanına sahip milyonlarca insanı bir araya getirme gücüne sahip olan sosyal medya blog yazarları için bulunmaz bir nimet. Hedef kitlenize hızlı ve kolay bir şekilde ulaşarak onlara blogunuzu tanıtmanın yolu sosyal medya aktif olmaktan geçiyor. Bunun için hedef kitlenizin yer aldığı Facebook, Twitter, Google+, Pinterest gibi sosyal mecralarda mutlaka bir profil oluşturmalısınız.

Tabi iş profil oluşturmakla bitmiyor. Önemli olan bu profili aktif bir şekilde yönetmek ve hedef kitleyle etkileşime geçerek onları blogunuza çekmektir. Ayrıca blogunuza sosyal medya butonları ekleyerek sosyal medya profillerinize link vermeyi unutmayın.


Biliyorum bazılarınız aylardır/yıllardır blog yazıyor ve bu aşamaları çoktan geçtiler. Ancak unutmayın blog dünyasına her geçen gün yeni bloglar ve blogcular katılıyor. Blog Hocam da her seviyede blog yazarına hitap ettiği için zaman zaman onlara için de yazılar yazmam gerktiğini düşünüyorum. Bu da onlardan biriydi.

Eğer blogunuzu oluşturduysanız ve yukarıda paylaştığım 4 temel aksiyonu yaptıysanız ilk yazınızı yayınlamaya hazırsınız demektir.

Rastgele!

10 Nisan 2013 Çarşamba

4 Adımda Okuyucu Kitlesi Oluşturmak

Blog Hocam’ı yazmaya başladığımın ilk bir kaç ayı sınırlı sayıda okuyucum vardı. Hatta “RSS abone sayısını arttırmanın 6 yolu”  başlıklı yazıma bir ziyaretçi “senin 7 RSS abonen varken ne cürretle bu yazıyı yazıyorsun?” gibi bir yorum yazmıştı. Gerçekten de o dönem 7 RSS abonem vardı ve yorumu yazan “adsız” kişi haklı gibi gözüküyordu. Fakat göz ardı ettiği bir şey vardı; Blog Hocam’ı açalı henüz 2-3 ay olmuştu ve hiç bir promosyon çalışması yapmamıştım.

 

O yorumun üzerinden 2 sene geçti ve şuan beni tatmin edecek kadar abonem, sosyal ağlarda takipçilerim ve izeyicilerim var. Güzel olan şey ise bunların doğal yollarla olması. Artık bir çok blogcunun sahip olmak isteyeceği bir okuyucu kitlesine sahibim. Oturmuş bir okuyucu kitlesine sahip olduktan sonra blog yazmak çok daha keyifli bir hal alıyor. Yazılarınıza bilinçli ve nitelikli yorumlar alıyorsunuz, sosyal ağlada veya diğer bloglarda isminizden bahsedliyor ve “call to action”larınıza reaksiyon alabiliyorsunuz.

 

kitle

 

Bu yazıda Blog Hocam’ın okuyucu kitlesini oluştururken takip ettiğim stratejiden bahsetmek istiyorum. Blogunuzun konusu ne olursa olsun, benim uyguladığım stratejiyi kullanarak siz de blogunuzun çevresinde bir topluluk yani okuyucu kitlesi oluşturbilirsiniz. Haydi başlayalım…

 

1. Adım: Müstakbel Okuyucularınıza Ulaşın

 

Okuyucu kitlesi oluşturmaya potnsiyel okuyucularınıza blogunuzun varlığını haberdar etmekle başlamalısınız. Müstakbel okuyucularınıza ulaşmak için yer kanalı kullanın. Popüler sosyal ağlarda hesap oluşturun ve hedef kitlenizle bağlantılar kurun. Forumlar, gruplar ve topluluklar arasında mutlaka blogunuzun konusuyla ilgili olanlar da vardır. Buralara üye olarak hedef kitlenizin olduğu ortamlarda bulunun.

 

2. Adım: Müsatakbel Okuyucuyu Blogunuza Çekin

 

Müsatakbel okuyucularınızın yer aldığı mecralara katıldıysanız sıra onları etkileyerek blogunuza çekmekte. Bunun için yorumlarınız ve mesajlarınızla fark yaratmalıi dikkat çekmelisiniz. İnsanlar yazdıklarınızı merak ederek blogunuzu ziyaret etmeli. Ayrıca sosyal ağlarda blog yazılarınızı paylaşırken güçlü başlıklar kullanmak çok önemlidir. İnsanları blogunuza yönlendirecek en önemlifaktör ise çözüm üretmektir. İnsanlarının sorularına ve sorunlarına çözüm üretebilirseniz okuyucu kitlesi oluşturma yolunda önemli bir adım atarsınız.

 

3. Adım: Müsatakbel Okuyucularınızı Blogunuzda Tutun

 

Müsatakbel okuyucularınıza ulaştınız, onları blogunuza yönlendirdiniz. Buraya kadar herşey güzel ama bitmedi. Blogunuzun gücüne onlara göstermeli ve blogda daha fazla vakit harcamalarını sağlamalısınız. Blogunuzu ziyaret edip 30 sn sonra çıkan ziyaretçinin hiç bir kıymeti yok. Blu aşamada blog eklentileri devreye giriyor. Benzer yazılar, popüler yazılar, son yorumlar gibi eklentileri kullanarak ziyaretçiyi  blogda tutabilir ve takip ettiği taktirde neler kazanacağını göterebilirsiniz.

 

4. Adım: Müstakbel Okuyucuyu Sadık Okuyucuya Dönüştürün

 

Artık müstakbel okuyucuyu sadık okuyucuya dönüştürme zamanı. Bunun için insanlara blogunuzunu takip etmeleri için bazı seçenekler sunmalısınız. Okuyucunuz bundan sonraki yazılarınızı kolayca takip etmek ister. Bunu yapmanın en iyi yolu e-posta aboneliği sunmaktır ancak diğer seçenekleri de unutmamak gerekir.

 

Okuyucunun sadakatını arttırmak için yazı kalitenizi asla düşürmeyin. Okuyucuların yorumlarına ve mesajlarına mutlaka cevap verin. İnsanlarla iletişim kurmaktan asla vazgeçmeyin. Eğer okuyucu kitlenizi oturtursanız, blog yazmaktan kat kat fazla zevk alacaksınız. Bundan emin olabilirsiniz.

 

Herkese okuyucu kitlesi oluşturma yolunda başarılar dilerim!

20 Mart 2013 Çarşamba

Adım Adım İyi Bir Blog Sitesi Kurmak

YIllar önce tek sayfalık kişisel HTML sitelerle başlayan internet sitesi kurma trendi zamanla yerini daha dinamik sitelere ve forumlara bıraktı. Son yıllarda ise moda, bir blog sitesi kurmak. Artık herkes kişisel veya temasal bir blog kumaya başladı. Peki sıfırdan adım adım iyi bir blog sitesi nasıl kurulur?

 

1. Blogunuzun Konusuna Karar Verin

 

Bir blog sitesi kurmaya başlamadan önce karar vermeniz gereken ilk şey blog sitenizin konusudur. Eğer niyetiniz kişisel bir blog kurmaksa yani içinizden gelen şeyleri yazacaksanız bu adımı geçebilirsiniz ancak temasal bir blog kurmak istiyorsanız seçeceğiniz konuya çok önemli. Blog sitenizin konusunu belirlerken huni yöntemini kullanmanızı öneririm.

 

huni

 

Huni yönteminde 4 adet filtre kullanarak blog sitenizin konusuna karar vereceksiniz.

 

1. Sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz konuların bir listesini yapın.

2. Bu konulardan hangisinde bilgi sahibisiniz? Yeteri kadar bilgi sahibi olmadığınız konuları eleyin.

3. Bu konuya insanlar ilgi gösterirmi? Anahtar kelime araştırması yaparak insanların ilgisini çekmeyen konuları eleyin.

4. Son olarak içerik üretmekte sıkıntı çekebileceğiniz konuları eleyin.

 

Elemeler sonucunda elde kalan konulardan biri hakkında blog açarsanız başarılı olma şansınız yüksektir.

 

2. Blog İsmine Karar Verin Ve Blog Sitenizi Açın

 

İnternette ücretsiz blog açmanızı sağlayan onlarca site var. Bunlardan birini kullanarak blog sitenizi kurabilirsiniz ancak daha önce blogunuzun ismine karar vermelisiniz.

 

Blogunuzun ismi yazdığınız konuyla alakalı olmalı. Arama sonuçlarında başlık olarak blogunuzun ismi görüneceğinden ziyaretçiler başlığı okuduğunda sitenin içeriği hakkında fikir sahibi olmalıdır.

 

Blogunuzun ismine karar verdiyeniz artık blog sitenizi kurmaya geçebilirsiniz. Bu hizmeti ücretsiz veren siteler arasında en popüler olanları Blogger, Wordpress, Tumblr ve Blogcu’dur. Sizlere şu an okuduğunuz blogun da sağlayıcısı olan Blogger’ı tercih etmenizi önereceğim ve bundan sonraki anlatıma Blogger üzerinden devam edeceğim. Peki ama neden Blogger?

 

- Blogger bir Google ürünüdür ve diğer tüm Google ürünleriyle entegre bir şekilde çalışmaktadır. Kim gücünü Google’dan alan bir site istemez ki?

 

- Blogunuz Google sunucularında barındırıldığı için güvendedir. Şifrenizi kimseyle paylaşmadığınız taktirde teknik olarak hacklenme ihtimali yok denecek kadar azdır.

 

- Blogger’ın kullanıcılarına sunduğu şablon tasarımcı aracı sayesinde blog sitenizin görünümünü istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Ayrıca interrnette ücretsiz olarak dağıtılan binlerce hazır şablondan birini kolayca blogunuza uygulyabilirsiniz.

 

- Blogger bir Google ürünü olduğunda siteniz kısa sürede Google’da gözükmeye başlar ve yazılarınız hızlı bir şekilde Google veri tabanına eklenir.

 

- Blogger kurulumuyla, ayarlarıyla, şablonlarıyla, eklentileriyle kullanımı çok kolay olan bir platformdur.Bu sayede hiç kod bilmeden bile iyi bir blog sahibi olmak mümkündür.

 

blogger

 

Blogger’da bir blog oluşturmaya karar verdiyseniz adım adım nasıl yapacağınızı resimli bir şekilde anlattığım şu yazıyı okuyabilirsiniz: Blogger’da Blog Oluşturma

 

3. Blog Tasarımı Ve Şablon Seçimi

 

Blogunuzu oluştururken seçtiğiniz şablonu Blogger kumanda panelindeki Şablon sekmesinden istediğiniz zaman değiştirebilirsiniz. Blog tasarımıyla ilgili yapacaklarınız bunula sınırlı değil. Aynı yerdeki Özelleştir butonuna tıkladığınızda blog sitenizin arka planı, genişlikleri, yerleşimi, yazı tipleri, büyüklükler ve renkleri gibi pek çok özelliği değiştirmek mümkün.

 

şablon özelleştir

 

Kumanda paneli üzerinden yapabileceğiniz değişiklikler de sınırlı olduğu için internette ücretsiz olarak dağıtılan blog şablonlarını kullanabilirsiniz. Benim beğendiğim ve kullanmanızı önerdiğim bazı blog şablonları şunlar:

 

- Responsive Max Mag 2013 Blogger Teması

- Sementit Blogger Theme

- Legit Blogger Teması

- BlueBuzz

- Bloom Magazin Teması

- 3 Sütunlu Türkçe Blogger Teması: WP-OpenCart

- Elite Minima: Ücretsiz Premium Blogger Teması

- Blogcu Bayanlar İçin Blogger Teması

 

Bu şablonları nasıl yükleyeceğinizi öğrenmek için Blogger Şablon Yükleme başlıklı yazıyı okuyabilrsiniz. Yine aynı yazının içerisinde ücretsiz Blogger şablonları bulabileceğiniz sitelerin listesini görebilirsiniz.

 

4. Blogger Kumanda Paneli Ve Ayarlar

 

Blogger kumanda panelinin arayüzü basit ve Türkçe olduğu için kullanımı çok kolaydır. Zamanla hızlı ve pratik kullanmaya başlayacaksınız ancak bazı ayarlardan kıssaca bahsetmekte yarar var.

 

- Yorum ayarlarından başlayalım. Yorum konumunu gömülü yapmanızı öneririm. Aynı bu blogda olduğu gibi yazının hemen altında gözükür ve okuyucuların kolayca yorum yazmasını sağlar. “Kimler yorum yapabilir?” seçeneğini herkes olarak işaretlemenizi öneririm. Böylece Google hesabına gerek kalmadan yazınızı okuyan herkes anonim bir isimle veya kendi yazacağı bir isimle yorum yapabilir. Yorum denetlemeyi açarsnız yapılan yorumlar yayınlanmadan önce sizin onayınızdan geçmelidir. Saçma ve spam yorumları engellemek için bunu kullanabilirsiniz.

 

yorum ayarları

 

- Yapmanız gereken diğer önemli ayar ise arama tercihlerindeki arama açıklamasıdır. Arama açıklaması; blog sitenizi Google’da arattığınızda blog başlığının altında çıkan ve blog siteniz hakkında bilgi veren açıklamadır. Bu yüzden bu kısmı yazarken çok özen göstermelisiniz. Blogu sitenizin konusu ve içeriği hakkında bilgi vermelisiniz.

 

arama açıklaması

 

5. Gerekli Araçların Kurulumu

 

Blog sitenizden daha fazla verim almanızı sağlayacak ve sitenizi optimize edecek bazı ücretsiz araçlar mevcut. Bunların kurulumunu yapmalı ve kullanmaya başlamalısınız. Kısaca bahsetmek gerekirse:

 

FeedBurner:  FeedBurner, insanların yazılarınızı RSS kouyucular ve e-posta ile takip etmelerini sağlayan ücretsiz bir Google aracıdır. Nasıl kullanacağınızı öğrenmek için şu yazıyı okuyabilirsiniz: FeedBurner Kurulumu Ve Ayarları

 

Google Analytics: Google analytics, sitenizle ilgili pek çok istatistiki veriyi tutan ve bunları size detaylı olarak sunanan ücretsiz bir analiz aracıdır. Blog sitenizi kaç kişi ziyaret etmiş, nereden gelmişler, en çok hangi yazılrınızı okumuşlar, sitede ne kadar kalmışlar gibi pek çok bilgiye bu araç sayesinde ulaşabilirsiniz. Nasıl kullanacağınızı öğrenmek için şu yazıyı okuyabilirsiniz: Acemiler İçin Google Analytics Rehberi

 

Google Webmaster Tools: Yapmanız gereken ilk şeylerden biri, Google’ın site sahipleri için oluşturduğu bu merkeze site haritası eklemektir. Bu site haritası blogunuzun içerik haritasını Google’a bildirerek tüm yazılarınızın hızlı ve doğru bir şekilde Google dizinine eklenmesini sağlar. Google Webmaster Tools’a site haritası eklemek için şu yazıyı okuyabilirsiniz: Blogger İçin Google Sitemap Oluşturma

 

6. Önemli Eklentileri Ekleyin

 

Blogger’da gblogunuza işlevsellik katan bazı eklentiler vardır. Gadget veya widget adı da verilen bu eklentileri Blogger kumanda panelindeki Yerleşim sekmesinden ekleyebilirsiniz. Yerleşim sekmesini açıp gadget ekle dediğinizde Blogger’ın hazır eklentilerinin bir listesini bulacaksınız. Eklentier bunlarla mevcut değildir. Blog Hocam’da yüzlerce Blogger eklentisi mevcuttur ve her geçen gün yenileri eklenmektedir. Yeni oluşturduğnuz blog stenize eklemeniz gereken  bazı eklentiler şunlar:

 

- E-Posta Aboneliği Kutusu: Ziyaretçilerin, yazılarnıza e-poste ile abone olmasını sağlayan bir eklentidir. Yeni bir yazı yayınladığınızda, o yazınız abone olanların e-posta adresine otomatik olarak gönderilir.

 

- Click Box: Bu eklenti Facebok beğen, Twitter takip et ve Google+1 butonlarını içerir. Bu butonlar sayesinde sosyal medyada adınızdan söz edilmesini sağlayabilirsiniz.

 

- “Resimli Benzer Yazılar” Eklentisi: Her yazının altında o yazıyla ilgili diğer yazılarınızı öneren bu eklenti ile ziyaretçilerinizi daha uzun süreler sitenizde tutabilecek ve yazılarınızın kunma sayısını arttırabileceksiniz.

 

- Arşiv Sayfası: Arşiv sayfasında yazdığınız tüm yazılar etiketlere göre kategorilere ayrılarak otomatik olarak listelenir. Bu sayfa sayesinde ziyaretçileriniz yazılarınıza kolayca erişebilirler.

 

7. Yazılarınızı Yazmaya Başlayın

 

Artık blog siteniz yazı yayınlamaya uygun. Düzenli olarak özgün içerik oluşturmalı, sosyal medyayı aktif olarak kullanmalı ve çeşitli promosyon yöntemleri kullanarak okuyucu kitlesi edinmeye çalışmalısnız. Bu yolda Blog Hocam’da benim ve konuk yazarların yazdığı yazılar size yol gösterecektir. Aklınıza takılan soruları bu konunun altına yorum olarak yazabilirsiiniz.

 

İyi bloglamalar!