18 Aralık 2013 Çarşamba

Türk Blogosferinde Başarı İçin 3 Yıllık Gözlemler

Blog Hocam’ı açalı neredeyse 3 sene oldu. Bu, benim Türkçe içerikli yazdığım en ciddi ve en uzun soluklu blog deneyimim oldu. Açık söyleyeyim Blog Hocam’ı açtığımda ne Türk blogosferi hakkında bir deneyimim ne de bir blog yazarı arkadaşım vardı. Hedef kitlesi blog yazarları olan bir blog için çok sıkıntılı bir durumdu aama çok şükür kısa sürede üstesinden geldim. Artık yüzlerce blogger arkadaşım ve Türk blog dünyası hakkında ciddi deneyimlerim var. Bunları sizlerle paylaşmak isterim. Belki blog yazmaya yeni başlayanlara ışık tutar.

dersler

Para Kazanmak İçin acele Etmeyin

Blog yazamaya yeni başlayan herkesin aklında az da olsa bir miktar para kazanmak vardır. Bunun için bloglarını açıp  1-2 içerik girdikten sonra genellikle AdSense’e başvururlar. Ancak tahmin edeceğiniz gibi başvuruları kabul edilmez.

Blog yazarak para kazanmanın tek yolu elbette AdSense değil. Affiliate marketing, direkt reklamlar, advertorial içerik yayınlamak gibi pek çok yöntem mevcut ama yönteminiz ne olursa olsun para kazanmak için acele etmemelisiniz, kazanamazsınız.

Örneğin ben Blog Hocam’ı ilk açtığımda  hiçbir reklam teklifini kabul etmemiş, hiçbir para kazanma yöntemine başvurmamıştım. Çünkü blogu sağlam temellere oturtmadan gelecek 50-60 lira kaynedeceklerimin yanında hiçbir şeydi. Zamanımı ve gücümü içerik oluşturmaya, blogumu geliştirmeye harcadım. Devamı kendiliğinden geldi zaten. Reklam, sponsorluk ve iş ortaklığı teklifleri ardı ardına gelmeye başladı. Bu tekliflerin çok küçük bir kısmını değerlendirmeme rağmen Blog Hocam her ay bir asgari ücret kadar kazandırıyor diyebilirim.

Sevdiğiniz Şey Hakkında Blog Yazın

Google’da en çok aranan ve bana en çok sorulardan biridir “hangi konuda blog yazmalıyım?” sorusu. Affiliate marketing yapacakları bir kenara bırakırsak benim gibi yazmayı ve paylaşmayı seven, bu işi keyif için yapaccak kişiler bu sorunun cevabını kendileri vermelidir.

Bundan yaklaşık 3 yıl önce yani kafamda Blog Hocam fikri yokken ama içimdeki blog yazma isteğine karşı koyamazken  “ne yazsam” diye ben de düşündüm. Daha önce bahsettiğim huni yöntemi sayresinde “blog yazarlığı“ hakkında yazmaya karar verdim ve bir kez daha gördüm ki huni yöntemi gerçekten işe yarıyormuş.

Bildiğiniz, ilgi duyduğunuz, sevdiğiniz bir konuda blog yazmanın sayısız faydası var. Herşeyden önce yazarken keyif alaıyorsunuz, yazı konularını araştırırken yeni şeyler öğreniyorsunuz, kolay kolay tükenmişlik hissi yaşamıyorsunuz ve en önemlisi o konudaki kanaat önderlerinden biri haline gelebiliyorsunuz.

Sosyal Medya Hesaplarınızı Aktif Bir Şekilde Kullanın

İstatistikleri tam olarak bilmiyorum ama Türkiye’de ki Facebook ve Twier kullanımının çoğu ülkenin üstünde olduğuna eminim. Blog Hocam’ı kurduğumda sosyal medya platformlarında da hesap açmış fakat uzun süre aktif olarak kullanmamıştım. Türk internet kullanıcısının bu kadar Twitterkolik veya Facebookkolik oladuğunu tahmin etmemiştim. Çünkü ben öyle değildim :) Zamanla anladım ki sosyal meyda ciddi ciddi yatırım yapılması gereken bir mecraymış.

Türkiye’de BH dahil hemen her blogun trafik kaynaklarında, tanıtım  ve iletişim kanallarında sosyal medya ilk 3’te yer alıyor. Bu ne demek? Blogunuzun daha çok okunmasını, daha fazla kişiye ulaşmasını, okuyucuyla daha kolay iletişim kurulmasını sağlaması açısından sosyal medya eşsiz br platfom. Özellikle Türkiye’de.

Günümüzde sosyal medyaya fazlasıyla önem vermeli, oralara özel içerik üretmeli, kısacası sosyal medyaya yatırım yapmalısınız.

Konu Dışına Çıkmayın

Türk blogosferinde en zor şeylerden biri sadık, düzenli olarak  blogu ziyaret eden, yorumlarla katkıda bulunan bir okuyucu kitlesi oluşturmak. Bunun temel sebebi ise belli bir konuda yoğunlşamamak yani niş olamamak. Türk blogcusunun diğer ülkelerin blogcularından en büyük farkı da bu. Bizim için önemli olan şey hit. Gelsin de nasıl gelirse gelsin, kim gelirse gelsin mantığındayız. Yabancılar ise sadece yazdığı konuyla ilgili kişilerin gelmesini ister. Çünkü bilir ki bir komünite, bir okuyucu kitlesi oluşturmanın en önemli yolu budur. Bu yüzden belli bir konuya odaklanır ve o konuda yazarlar. Sırf hit getirecek diye konu dışına çıkmazlar.

Bence Türk internet kullanıcısı ve Türk blog okuyucusunun böyle niş bloglara ihtiyacı var. Yazdığa konuya bağlı, tutarlı bloglara gösterilen ilgi artıyor ve artacak da. Dikkat ederseniz o tür blogların sadık bir okuyucu kitlesi olduğunu, yorum bölümünde çok güzel diyalogların geçtiğini görürsünüz. Böyle bir blog sahibi olmak istersiniz öyle değil mi? O halde kendinize bir konu belireyin ve tabiri caizse o konuya yapışın.

Okuyucularla İletişim Kurun

Bir kişiye bloga bağlamanın çeşitli yolları var. Bunların başında blogun tasarımı, içeriğin kalitesi, ve yazarın tonunu sayabiliriz. Fakat biz Türkler sıcak kanlı ve duygusal bir toplumuz. Birbirimizle bağ kurmak için somut şeylerden çok duygulara ihtiyacımız var.

Blogunuzu ziyaret edenlerle iletişim kurmak, onların yorumlarını ve fikirlerini önemsemek, sorularını samimi bir şekilde cevaplamak onları blogunuza bağlayacak, hatta onlar sayesinde yeni okuyucular kazanmanızı sağlayacaktır. Dolayısıyla her platormda onlarla iletişim halinde olun, onları önemsediğinizi hissettirin.

Her Zaman En İyi İçeriği Sunun

Bloglar, dijital dünyada insanların içerik ihtiyacını karşılayan en önemli mecralardır. Dolayısıyla aslında içeriğiniz kadar kaliteli bir blogsunuzdur. Göreviniz belli; iyi içerik üretmek.

Yazdığınız konuda yüzlerce blog, binlerce içerik olabilir. İnsanların sizi tercih etmeleri için daha iyi  ve fark yaratacak içerikler üretmelisiniz. Blog dünyasında ayakta kalmanın temel şartlarından biridir kaliteli içerik.

Devamlılık ve güncellik blog yazarlığında çok önemli kavramlardır ama sırf blogunuzu güncel tutmak için özensiz ve nispeten kalitesiz içerik üretmek okuyucunun tepkisine yol açabilir. Bunu bizzat yaşadım ve dersimi aldım. Haftada 3 yazı düzenine bağlı kalmak adına zaman zaman BH standartlarının altında kalitede içerikler ürettim ve misafir yazılar yayınladım. Okuyucu bu duruma hemen tepki gösterdi ve beni geri adım attırmak zorunda bıraktı.

Sizlere dee tavsiyem sadık okuyucularınıza değer verin ve onlara hakketiği içerikleri oluşturun. Beklentileri ve ihtyaçları karşılayan içerikler üreterek standartlarınızı koruyun.

 

Söz Sizde

3 yıllık Blog Hocam serüvenimde Türk blog dünyasına dair gözlemlerim ve deneyimlerin sonucunda verebileceğim temel tavsiyeler bunlardı. Kişisel deneyim ve görüşlerim olduğu için sizin de blog dünyasında gözlemlediğiniz, blog yazmaya yeni başlayacaklara ışık tutacağını düşündüğünüz şeyleri okumak isterim. Sonuçta her blog ayrı bir maceradır…

13 Aralık 2013 Cuma

Google Ve Arama Sorguları Vol 3

Google Analytics’e girip metrikleri incelerken Goolge’dan gelen aramalarla gelen aramalarla ilgili uzun zamandır yazmadığımı hatırladım ve hemen son 1 ay içerisinde Blog Hocam’a trafik gönderen anahtar kelimelerin listesini açtım. Yine trajikomik ve ilginç birçok anahtar kelimeyle karşılaştım.

Bu garip sorgularla aradıkları şeyi Blog Hocam’da bulmaları mümkün değil elbette ama onlara bu yazı vasıtasıyla cevap vermeye çalışayım :)

sorgu

 

yazılı kağıdına fazla not verdim: Hocam geçti artık notu verdiniz bir kere. Bırakın öğrenciniz sevinsin. Şimdi notunu düşürürseniz yaşayacağı hayal kırıklığı size kin ve nefret olarak geri dönebilir. Hiç gerek yok.

 

özbekçe merhaba nasıl yazılır: Almanca “hallo”  ingilizce “hello” diye yazıldığını söyleyebilirim ama özbekçem yok, üzgünüm.

 

ölüm nasıl adlandırılır: Ölüm dediğin nedir gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım… Soru mu bu arkadaşım. Ölüm işte, hepimizin yaşayacağı bir olay.

 

organik trafik satın almak: Aslında bu sorgu Blog Hocam’la ilgili ama bir çeşilkiyi gündeme getirmek için listeye ekledim.  Organik trafik satan veya satın alan insanlar var bu Web piyasasında. Onlara sormak istiyorum “ organik ne demek?” Trafiği satın alırsan o zaten organik olmaz ki. Bırakın bu işleri lütfen!

 

mp3 ile ilgili sloganlar: Mp3 indirme hakkımız engellenemez… Yaşasın müzikal mücadelemiz… MP3 olunmaz, MP3 doğulur… Bize her yer MP3… Yeterli mi?

 

lego kutu oyunlarının yararları: Çocukken çok oynardım, sonuç ortada :) Şaka bir yana yeğenime bol bol alıyorum lego oyuncaklar. elbette uzman ve bilgili eğilim ama çocuğun yaratıcılığını ve zekasını geliştirir gibi geliyor bana. Etabletlerle oynayacaüğına legolarla oynamasını tercih ederim.

 

kızlarla eşyaların benzerlikleri: Daha önce kızlarla blogların benzerliklerini yazmıştım ama eşyalarla kızlar arasında nasıl bir benzerlik olabilir ki? İkisi de çok kullaınrsan eskir? İkisinin de kalitelisine çok para harcamak gerekir? Çok çirkinleştim, farkındayım. Sustum!

 

kimseyi gözünüzde fazla büyütmeyin: Bence de. Kimseyi gözünde büyütüyüp ulaşılmaz olarak görme. Onlar da etten kemikten insan. Gözünde büyütme ama yerme veya kötüme de lütfen. Takdir et, örnek al. Sezar’ın hakkı Sezar’a’!

 

kendime yeni tip yapmak istiyorum: Hayırdır arkadaşım tipinden neden memnun değilsin? Daha da önemlisi Google’da bu aramayı yaparak nasıl bir yanıt bulmayı umuyordun? Düşünsenize böyle bir aplikasyon oldupuğunu. Fotoğrafını gönderiyorsun, bilgilerini yazıyorsun, aplikasyon sana en uygun tipi oluşturrup öneride bulunuyor. Çok yaratıcı değl mi? Girişimci arkadaşlara duyurulur :)

 

kaynak robotu ayarı neden bozulur: ODTÜ gibi teknik eğitim en iyi verildiği okullardan birinde okudum, seçmeli olarak kaynak dersi de aldıım ama teoriyi pratiğe dökmeyince böyle kalırsın işte. Kaynak cihazlarını bilemiyorum ustam. Kaynak hatalarının kalite kontrolü üzrine eğitim aldık. Üzgünüm :(

 

höst nedir: İnsanlık dışı, rahatsız edici davranışlarda bulunan kişilere tepki olarak söylenen bir nida olabilir. Çüşşş, bbbrrrrssssst gibi alternatifleri de vardır.

 

google kapanacak mı yarın: Yok vallahi öyle bir duyum gelmedi bize. Şaka bir yana bir ara böyle bir söylenti çıkmış sanırım. “Google kapanırsa ne yapacağız?” gibi benzer arma sorgularına da rastladım çünkü. Endişelenmeyin, hergün milyonlarca dolar para akışının olduğu bir şirket kolay kolay kapanmaz.

 

bedava blog açtığımızda herhangi bir ücret veriyor muyuz: Bu ne saçma bir soru? Bedava bir şeye para verildiği nerede görülmüş? Adı üstünde bedava. Parar verilse bedava denmezdi öyle değil mi?

 

adsense kullanmak helal mi: Diyanet işleri onay verdi, kullanabilirsiniz.

 

Şunu belirtmek isterim ki niyetim kimseyi kırmak veya rencide etmek değil. Sadece biraz eğlenmek için yazıyorum bunları. Birilerini kırdıysam affola. Bu arada daha önce okuma fırsatı bulmadıysanız Google Arama Soruları Vol 1  ve Vol 2’yi de okuyabilrsiniz.

Söz Sizde

Siz de Analytics hesabınıza girerek son 1 aylık arama sorgularını kontrol edin ve blogunuzla hiç alakası olmayan trajikomik ya da ilginç bulduğunuz anahtar kelimeleri yorum bölümünden yazın lütfen! (Gelen arama sorguglarını nasıl göreceğinizi bilmiyorsunuz bu yazıyı okuyabilirsiniz.)

10 Aralık 2013 Salı

Seyahat Ederken Kontörsüz Kalmak!

Son yıllarda seyahat bloglarının sayısı arttı. Bunu Blog Hocam’ın okuyucu profilinden de anlayabiliyorum. Son zamanlarda pek çok seyahat/gezi blog yazarından yorum ve mesaj alıyorum. Bu kez onların ve sık sık yurt dışı seyahati yapanların işine yarayacak bir yazı yazmak istedim.

 
Yurtdışı seyahatlerinde yaşanan en büyük problemlerden biri (eğer faturalı bir hattınız yoksa) kontör problemidir. Düşünsenize bir Roma seyahatinizde ailenizi, eşinizi, dostunuzu özlediniz ve sesini duyma ihtiyacı hissetiniz ama kontörünüz yok. Roma’da nerede bulacaksınız bir Turkcell, Vodafone veya Avea bayisi. Aynı durum yurt dışına giden sevdikleriniz için de geçerli. İşte bu çok büyük bir problem ama bu yazıda tanıtacağım site olan Fonmoney bu probleme son verecek.



Fonmoney Nedir?

 
Fonmoney farklı ülkelerdeki cep telefonları için kontör yüklemeyi sağlayan bir online satıcıdır. Kontör yüklenecek cep telefonu numarasını girdikten sonra, o cep telefonu hattına ne kadar kontör yükleneceğine ve ödeme şekline karar verdikten sonra kontör yükleniyor. Ödemeler Paysafecard, kredi kartı ve banka havalesi ile yapılabiliyor ve kontör yükleme işlemi sadece birkaç saniye sürüyor. Aşağıda nasıl kontör yükleneceği ile ilgili hazırlanan videoyu izleyebilirsiniz.





Fonmoney hakkında daha detaylı bilgi edinmek için www.fonmoney.net ve http://www.facebook.com/FonmoneyTuerkiye adreslerini ziyaret edebilirsiniz.

9 Aralık 2013 Pazartesi

Türkiye'nin İlk İnteraktif Aşk Hikayesi: Seviyorsan Git Sor!

Samsung, dünyanın ilk interaktif ürün inceleme video projesini, Türkiye’nin ilk interaktif aşk hikayesi ile birlikte hayata geçiriyor.

İstanbul, 28 Kasım 2013 – Samsung Electronics Türkiye, aynı anda iki farklı ilke bir arada imza atıyor. Samsung, bu yıl tanıtımını gerçekleştirdiği en yeni ürünlerine yönelik hazırladığı interaktif ürün inceleme videolarını, Türkiye’nin ilk interaktif aşk hikayesi ile birlikte youtube.com/samsungturkiye kanalında kullanıcıların beğenisine sunuyor.

seviyorsan git sor
Samsung Türkiye, son dönemlerde tanıtımını yaptığı ve satışa sunduğu Galaxy Note 3 ve Galaxy Gear ile birlikte, Galaxy S4, Smart TV ve NX300 fotoğraf makinesi ürünleri için, gerek bu ürünleri satın almayı amaçlayan gerekse de hali hazırda bu ürünleri kullanmakta olan müşterileri ve takipçilerinin ürünler hakkında ihtiyaç duyduğu bilgilere, bugüne kadar sunulandan çok daha farklı şekilde ulaşmalarını amaçlayarak, 4 farklı interaktif ürün inceleme videosunu Uzmanına Sor adıyla Youtube kanalında yayınladı.

Samsung, ürün inceleme videolarına ek olarak YouTube kanalında “Seviyorsan Git Sor” adıyla bir de hikaye yayınlıyor. Hikaye, Türkiye’nin ilk interaktif aşk hikayesi olarak adlandırılıyor. Video, ana karakterlerden Çağrı’nın, Melis’e ilk görüşte aşık olmasıyla başlıyor. Tüm film boyunca Çağrı, Melis’in sorusuna yanıt bulmak için çözümler bulmaya çalışıyor. İşin en ilginç tarafı ise; bu hikayeye kullanıcıların da ortak edilmesi. Kullanıcılar, filmi izlerken video içerisinden Çağrı’yı yönlendirebiliyor, diğer karakterleri hikayeye entegre edebiliyor ve gidişata yön verebiliyor. Video boyunca karşılaşılan farklı karakterlerle izleyicileri eğlenceli dakikalar bekliyor.

Samsung Uzmanına Sor projesi; Galaxy Note 3 ve Gear, Galaxy S4, NX300 fotoğraf makinesi ve Samsung Smart TV’nin en önemli ve dikkat çekici özelliklerini çok farklı deneyimlerle anlatıp ve kullanıcılara video içerisinden en merak edilen özelliklere doğrudan gitmelerini sağlayarak, dünya üzerinde bir ilk olma özelliği de taşıyor. Samsung Uzmanına Sor, Youtube üzerindeki ilk interaktif ürün inceleme projesi olarak hayata geçiyor.

Siz de dilerseniz, "Seviyorsan Git Sor" kampanyasının romantizmini interaktif olarak yaşadıktan sonra, Uzmanına Sor videolarına yönelip, ürünlerle ilgili detaylı tüm bilgilere bugüne kadar hiç yaşamadığınız bir video deneyimiyle erişebilirsiniz. Ayrıca, video içerisndeki karakterleri #seviyorsangitsor hashtag’i ile de paylaşabilirsiniz.



Proje dahilindeki tüm interaktif videolara youtube.com/samsungturkiye adresinden ulaşabilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

6 Aralık 2013 Cuma

TemplateMonster Sponsorluğunda Tema Kazanma Şansı!

Bugüne kadar genellikle Blogger kullanıcılarının işine yarayan paylaşımlar yaptığım için Wordpress ve Joomla kullanıcısı okuyucularımdan haklı olarak pek çok talep geldi. Belki onların taleplerini karşılayacak içerikler üretmem şuan için söz konusu değil ama yılın son günlerinde onların da çok işine yarayacak bir etkinlik düzenlemek istedim. 3 kişiye çekilişle dilediği bir Template Monster teması vereceğim. Fakat öncelikle bu çekilişe sponsor olan Template Monster hakkında biraz bilgi vermek isterim.

Tema çekilişi

TamplateMonster; profesyonel şablon ve tema sektöründe dünyaca bilinen ve uzun yıllardır hizmet veren bir firmadır, bu firmanın mağazasında 20,000 ‘in üzerinde çeşitli temalar bulunmaktadır. Joomla temalar, WordPress temalar, Web sitesi şablonları ve saymadığım bir çok hazır CMS sistemleri için fazlasıyla tema arşivine sahiptirler. Firmanın yaptığı işleri incelemek isterseniz www.templatemonster.com/tr/ adresini ziyaret ederek şablon ve temalara yakından göz atabilirsiniz.

Kulağa oldukça hoş geliyor deyilmi? Bir çok okuyucumun bu çekilişe katılacağından eminim fakat sadece 3 şanslı okuyucum bu temalara ücretsiz olarak sahip olabilecek. Çekiliş sonucunda kazanan okuyucularım TemplateMonster sitesinde bulunan herhangi bir şablon veya temayı hiçbir kısıtlama olmaksızın projelerinin gereksinimlerine göre özgürce alma hakkı kazanacak. Tabi ki, ömür boyu tema destegi, tema lisansı ve bütün avantajlardan sınırsızca yararlanabilecekler. Şimdi bu çekilişe katılabilmek için yapmanız gerekenlere bir göz atalım.

Premium Tema Çekilişline Nasıl Katılabilirim?


Aslına bakarsanız işin en kolay kısmı burası diyebiliriz. Yapmanız gereken oldukça basit; bu yazının altına yorum yapmanız yeterli olacaktır. Ancak hangi temayı neden kazanmak istediğinizi yazmanız gerekmektedir.

Örnek katılım şablonu:

İsim:Serdar Kara
E-mail: bloghocam@gmail.com
Seçim: Kendime ait bir kişisel blog sayfası kurmak istiyorum bu yüzden #36392 numaralı WordPress temanın benim için iyi bir başlangıç olabileceğine inanıyorum.

Sizlere tema seçimlerinizde ufak bir tavsiye vermek isterim. İleriye yönelik bir atılım düşünüyorsanız seçiminizi Responsive temalardan yana yapmanız akıllıca bir hareket olacaktır. Günümüz web dünyası mobil üzerinde yoğunlaşmaya başladı ve bu temalar her türlü ekran çözünürlüğünde çalışabildiği için size bir avantaj sağlayacaktır.

Temaları www.templatemonster.com/tr/ adresinden özgürce seçebilirsiniz!

Katılım Koşulları

Tüm okuyucularım sadece 1 kez çekilişe katılma hakkına sahip olacaklarıdır ve ayrıca çekilişe katılmış olduğunuz mail adreslerinizin doğru olduğundan emin olmalısınız, çünkü sizlere yollayacağımız promosyon kodlarını e-posta yolu ile ileteceğiz.

Premium tema çekilişimiz 06 – 13 Aralık tarihleri arasında geçerliliğini koruyacaktır.


Hepinize bol şanslar!

 

 

Kazananlar:

 

16-12-2013 12-17-16

Hüseyin Ünlü

Yasemin Yiğit

Mehmet Alemdar