15 Temmuz 2013 Pazartesi

Akıllı Telefonlardan Hangisini Seçmeli?

Tatile cebinde yeni bir akıllı telefonla gitmek isteyenler için çok sayıda yeni seçenek var. Peki, beklentilerinize en iyi cevap veren ürün hangisi?

Akıllı telefon seçenekleri artarken ,”hangisini almalı?” sorusunun yanıtını bulmak da zorlaşıyor. Hangi akıllı telefonu seçeceğinize kolayca karar vermeniz için Teknolog öne çıkan modelleri inceledi.

Samsung Galaxy Note 2

img1-ddbf8acb-d69f-4b3e-bda0-318f03ef2af9Phablet sınıfı telefon-tablet karışımı cihazların ortaya çıkmasına imkân veren Galaxy Note’un üzerinden bir yıl geçtikten sonra yeni nesil Galaxy Note 2 kullanıma sunuldu. En baştan itibaren biz de dâhil çok sayıda kullanıcı böyle büyük bir cihaza karşı gelmiş ve kimse almaz demiştik ama aksine epey ilgi gördü ve başarıdan ötürü yeni model geliştirildi. Sadece boyutlarıyla fark yaratmayan Note serisinin sembolik eklentisi akıllı ve kullanışlı S Pen kalemi. Galaxy Note’u çok büyük ve taşınmaz bulduysanız bir kez daha düşünün. Yeni Galaxy Note 2’de boyutlar 151,1 x 80,5 x 9,4 mm, yani az fark da olsa ilk modelden daha büyük ama fark edilecek bir oran değil. Boyut farkının abartılı olmamasının nedeni ekran boyutunun 5,3 inç yerine 5,5 inç olması. Ciddi bir değişim yok ve HD 720p çözünürlükle devam ediliyor ama Super AMOLED panelde Pentile yerine RGB dizilim kullanılıyor. Sonuç olarak görüntü kalitesi daha da iyi seviyede.

Samsung Galaxy S4

img2-ddbf8acb-d69f-4b3e-bda0-318f03ef2af9Milyonlarca kişiye ulaşan Galaxy S serisinin 2013 modeli Galaxy S4 ile çıta bir kez daha yükseliyor. Samsung, bu modelle birlikte ilk kez Full HD 1080p Super AMOLED ekran sunmayı başarıyor ve rakiplerinin gerisinde kalmıyor. Aynı zamanda ilginç biçimde sekiz çekirdekli Samsung Exynos 5410 ve dört çekirdekli Snapdragon S600 içeren iki ayrı modelin üretimi gerçekleşiyor. Türkiye’de satılacak modelde Samsung üretimi Exynos 5 Octa 5410 işlemci yer alıyor. 2 GB RAM ve Full HD 5 inç Super AMOLED ekran da hesaba katılınca en iddialı akıllı telefonlardan biri ortaya çıkıyor. Bu kez daha da sağlam olan Gorilla Glass 3 cam tercih edilmiş. Samsung Galaxy S4’ün rakipleri kıskandıran bir diğer özelliği microSD kart yuvası içeriyor olması ve bataryanın değiştirilebilmesi.

Apple iPhone 5

img3-ddbf8acb-d69f-4b3e-bda0-318f03ef2af9Her yıl düzenli olarak gerçekleşen yeni nesil iPhone duyurularından sonra kullanıcıların heyecanla geri sayıma başladığını söylemek mümkün. Önceki iPhone 4S modeliyle sunulan az sayıdaki yenilikten sonra Apple’ın iPhone 5 ile bir kez daha büyük ses getirmesi gerekiyordu. iPhone 4S’e kıyasla ağırlığı %20 azalarak 112 grama inen iPhone 5 inanılmaz derecede hafif. Aksine ekran genişliği ise artık 3,5 yerine 4 inç ve uzunluk daha fazla. Ekran daha büyük olsa da genişlik korunuyor ve artan yükseklikle çözünürlük 960 x 640 pikselden 1136 x 640 piksele çıkıyor. Sonuç olarak çözünürlük 720p HD değerine bile ulaşmıyor.
Malzeme kalitesi ve işçilik anlamında çok iyi durumda olan iPhone 5’te antenle ilgili sorunlar geride kalmış durumda. Değişen iç yapıdan ötürü 3,5 mm kulaklık fişi alta taşınmış ve 30 iğneli bağlantının yerini yeni nesil ince Lightning portu almış. Çok sayıda aksesuarı olanlar için kötü bir haber ama ek bir adaptör satın alıp uyum sağlanabiliyor.

Nokia Lumia 920

img4-ddbf8acb-d69f-4b3e-bda0-318f03ef2af9Uzun süredir geliştirilmekte olan ve daha fazla özellik sunacak biçimde sürekli güncellenen Microsoft Windows Phone işletim sistemini denemek için Nokia Lumia serisi dışında kalan bir telefon seçmek pek anlamlı gelmiyor. Windows Phone işletim sistemli cihazlar dendiğinde akla gelen ilk isim Lumia serisi ve Nokia’nın Windows Phone 8 yüklü modelleri arasında en gelişmişi -yakında çıkacak 925’i saymazsak- Lumia 920. Bu telefonda çok sayıda üstün özellik bir araya geliyor. Tasarım anlamında Lumia 800 ve 900’deki çizgiler devam ediyor. Tek parça polikarbon malzemeden üretilen gövdeyi görüp de beğenmemek mümkün değil. 4,5 inç ekrana kıyasla büyük olan boyutlardan ve malzemeden ötürü 185 gramı bulan ağırlık kendini hemen belli ediyor.


HTC One, HTC One X+, HTC One S, BlackBerry Z10, Nokia Lumia 920, Samsung Galaxy S3, Samsung Galaxy S4, Samsung Galaxy Note 2, Google Nexus 4, Apple iPhone 5 ve Sony Xperia Z’in detaylı incelemelerini okumak için Teknolog’u ziyaret edin.

 

img5-ddbf8acb-d69f-4b3e-bda0-318f03ef2af9

Bir bumads advertorial içeriğidir.

12 Temmuz 2013 Cuma

İdeal Blog Okuyucusu/Ziyaretçisi Nasıl Olmalı?

Sosyal medya hesaplarımı takip eden blog yazarlarına sorular sormaya ve gelen cevapları kullanarak yeni yazılar oluşturmaya devam ediyorum. Bu kez bloggerların ziyaretçilerden/okuyuculardan beklentilerini sordum. Biraz daha açacak olursam blogumuzu ziyaret eden kişilerden nasıl davranmalarını, neler yapmalarını isterizi konuştuk. Böylece ideal bir ziyaretçi profili ortaya çıkarmaya çalıştım. İşte gelen cevaplar doğrusunda ideal bir blog ziyaretçisinin profili…

 

ziyaretciler

 

 

Türk Blog Yazarları Nitelikli Yorum İstiyor

 

Takipçilerim arsında her türde blog yazan arkadaşlar olduğu için çok çeşitli cevaplar bekliyordum fakat gelen cevapların hemen tamamı yorumlarla ilgiliydi. Örneğin;

 

 Adige Rıdvan Candar ve Kadircan Kırkoyun ziyaretçilerinden sadece yorum yazmalarını beklediklerini söylediler.

 

Çoğunluk ise yorumların niteliğinden bahsetmiş. Engin Güşen, ziyaretçilerinden yapıcı yorumlar yapmalarını ve bu yorumları yaparken hitap şekline dikkat etmelerini bekliyor. Ali Ünal, @usglm ve Ruhsuz Atmaca ise yorumlarda objektiflik ve eleştiri bekliyorlar. Uğur Karadeniz ve Nagehan Kadıoğlu Öge ‘nin ziyaretçilerden beklentisi ise yazıyı tamamen okuduktan sonra konuyla alakalı mantıklı yorumlar yapılması.

 

Polat Buyukarslan da yorumlarda ve sorularda ziyaretçiden kendisini iyi ifade etmesini bekliyor. "Yapamıyorum yardım edin" gibi bir yorum yerine yardıma ihtiyaç duyduğu sorunu detaylıca anlatabilmeli diyor.

 

 

İdeal Bir Blog Ziyaretçisi Sadık Olmalı

 

Mertcan Ermiş okuduğu yazıyı beğenen ziyaretçilerin, blogu terk etmeden önce diğer yazılara da göz atmasını bekliyor. Benzer şekilde @EypCvz de ideal bir ziyaretçinin blogu terk ettikten sonra tekrar ziyaret etmesi gerektiğini yazdı. Bunları sadakat başlığı altında toplayabiliriz sanırım.

 

 

İdeal Bir Blog Ziyaretçisi Paylaşmalı

 

Hepimizin blogunda yazıların sonunda sosyal paylaşım butonları var. Bu butonlar oraya şıklık için konulmuyor elbette. Caramba Carambita ve Hasan Ekşi de bu konudaki beklentilerini dile getirdiler ve ideal bir ziyaretçinin beğendiği yazıları paylaşmaları gerektiğini yazdılar.

 

 

Gelen cevaplardan çıkardığım şey; blogları bir otomobile benzetirsek, bu otomobilin benzini yorumlar. Büyük çoğunluk böyle söylüyor. Ancak benim hayalimdeki blog ziyaretçisi yorum yazmaktan çok daha fazlasını yapmalı :)

 

Hayalimdeki blog ziyaretçisi…

 

… RSS beslemelerime abone olmalı.

… Sosyal medya hesaplarımı takip etmeli.

… bloguma link vermeli.

… beni arkadaşlarına tavsiye etmeli.

… sık konuk yazar olmalı.

… reklamlara tıklamalı.

… düzenlediğim anketlere katılmalı.

… bloguma reklam vermeli.

… sattığım bir ürün olduğunda almalı.

 

Bana hayal gücümün çok yüksek olduğunu söyleyeceksiniz biliyorum ama yazının konusu bu zaten; hayalimdeki blog ziyaretçisi :)

 

Katkıda bulunan arkadaşlara çok teşekkür ederim. Umarım her blog yazarının bilinçli ve nitelikli ziyaretçi sayısı artar.

 

İyi bloglar!

11 Temmuz 2013 Perşembe

Görevimiz Diesel Reboot!

Diesel, yakın zamanda yeni bir kampanyaya, daha doğrusu bir projeye başladı. #dieselreboot projesi Diesel’in diğer işleri gibi oldukça yaratıcı ve cesur.

Diesel Reboot

Projenin merkezinde tumblr var. dieselreboot.tumblr.com adresine girdiğinizde Diesel size moda ile ilgili çeşitli görevler veriyor. Bu sayede Diesel bir marka gibi değil özgürce konuşabildiğiniz bir platform gibi davranıyor ve insanların, özellikle Y kuşağının bu platformla kendini daha iyi ifade etmesini sağlıyor.

Mesela bu haftaki görev: "What makes an icon?" yani; “Bir ikonu ikon yapan nedir?” Siz soruya kendi tumblr’ınıza yüklediğiniz görsellerle cevap verebiliyor, farklı hashtag’lar kullanarak Twitter, Instagram ya da Vine üzerinden paylaşımda bulunabiliyorsunuz.

Paylaştığınız içerikler Diesel Reboot tumblr sayfasında yer alıyor. Böylece paylaşımınız milyonlara ulaşırken bakış açınız Diesel’in tumblr sayfasında boy göstermiş oluyor.

Proje, lansmanında “Hikayemi kendim yazarım.” “Yaratıcılık benim silahımdır.” gibi bizim Gezi Parkı olayları nedeniyle aslında çok da yabancı olmadığımız kavramları kullanması açısından oldukça ilginç.

Siteye bir göz atın derim. Projenin manifestosu ise burada: jeanslab.tumblr.com

Bir bumads advertorial içeriğidir.

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Metro Tarzı Sosyal Medya Eklentisi

Windows 8 ile birlikte hayatımıza giren “METRO” tarzı web dünyasındaki tasarımlara da yansıdı ve kısa sürede metro tarzında pek çok tema ve eklenti tasarlandı. Ben Windows 8’i sevmediğim gibi bu metro tarzına da pek ısınamadım. Bu yüzden metro tarzı tasarımlara hiç yönelmedim. Ancak bazı blogcular tarafından tercih edildiğini görünce metro tarzına benzer görünümü olan bir sosyal medya eklentisi paylaşmaya karar verdim.

 

Sosyal medyanın önemi hakkında daha önce çok şey yazdığım için tekrarlamak istemiyorum. Söyleyebileceğim tek şey eğer hala sosyal medya hesaplarınız yoksa hemen birer tane açın ve ziyaretçilerinizi bu hesaplara yönlendirin.

 

İşte metro tarzı bu sosyal medya eklentisi dikkat çekici olması sebebiyle blogunuzu ziyaret eden kişilerin, sosyal medya hesaplarınıza kolaylıkla erişmesini sağlayacaktır. Bu eklentinin, sosyal medya hesaplarınızdaki takipçi sayınızı arttıracağından emin olabilirsiniz.

 

Metro Tarzı Sosyal Medya Eklentisi

 

Metro tarzı sosyal medya eklentisini blogunuza eklemek çok basit. Kırmızı ile gösterdiğim yerleri kendinize göre düzenledikten sonra Blogger kumanda panelinde Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/JavaScript gadget yolunu izleyin ve kodları kutuya yapıştırın.

 

<!--Blog Hocam Metro Tarzı Sosyal Medya Eklentisi-->
<div align="center"><table border="0"  cellpadding="2" cellspacing="6" width="265" bgcolor="#ffffff"><tbody><tr>
<td><center><a href="https://www.facebook.com/BlogHocam" rel="nofollow" target='_blank'><img border="0" alt="contact" width="125" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj169IbwyT6J-ehTiyX-pEdxd7V3Q-uoJopU_A0bh5x7QoRSJmTylkfwFsBsAWry3379uPtNM3j1S92MSxt46DOIq_7lAz_q0-FeUl9Pu1kj6A_Mi7A75V_3QrVR-n0GyG-0_aigE9OpbvA/s135/facebook.png" height="125"/></a></center></td>
<td><center><a href="https://plus.google.com/108761595756468128383" rel="nofollow" target='_blank'><img border="0" alt="contact" width="125" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgc5BhLgrUewU7DiLO9NXlqnLOHLIX15ir7lK1maFQIHpY6Yg_XMa1HTAZWiqGZjdy0bjEooxjD3UYmXt850FyWwLAZUwpFgbr3mGs6QaY8rFs1TpM9JRaMLDpWJ_Y1hbgTTwIZBTqBNEt4/s135/google.png" height="125"/></a></center></td></tr><tr>
<td><center><a href="http://feeds2.feedburner.com/BlogHocam" rel="nofollow" target='_blank'><img border="0" alt="contact" width="125" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-A8joYbSY6jb9fDlS2zbXgtP3TzMkr3aTwIz1_Bz7k8P1MWkSXFm9uELnoNseUDUdNV3I1eC-ybj5NzbNn-4YJLz1TbMcHR6Cv9TUrq1N6Is8oxUZklrUzFDNCfLDyBqiEpVk1cFI9ilx/s135/rss.png" height="125"/></a></center></td>
<td><center><a href="http://www.twitter.com/BlogHocam" rel="nofollow" target='_blank'><img border="0" alt="Contact" width="125" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFgKHdmW4PxVxfQY2536y1JPHO_VYanPsH49ZVgDSTpFxg4QANBgkULUxfDwflabYYxTHAVS26epgQWcxhKRoNOknlryn7b60XpAldSL4qwDpZJzkFyAT5niiaxjHFmXOIECO4EmTpSH4v/s135/twitter.png" height="125"/></a></center></td></tr>
</tbody></table><table border="0" bordercolor="#0084ce" cellpadding="2" cellspacing="6" width="265" bgcolor="#ffffff"><tbody>
</tbody></table></div>
<!--Blog Hocam Metro Tarzı Sosyal Medya Eklentisi—>

 

Kodlardan da farkedeceğiniz gibi tablo sistemi kullanılarak oluşturulmuş bir eklenti. Sosyal medya butonlarının her biri 125px genişliğinde ve hücreler arasında boşluk var. Dolayısıyla eğer sidebar genişliğiniz 265px’den daha dar ise eklenti taşacaktır. Bu durumda butonların genişliklerini 125px’den, tablonun genişliğini ise 265px’den küçük yaparsanız eklentiyi sidebara sığdırabilirsiniz.

 

Herkese hayırlı ramazanlar!

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Yorum Yazmanın Da Bir Adabı Var

Blogların en güzel özelliklerinden biri yorum bölümü sayesinde okuyucu ile yazarın yazılar hakkında fikir alışverişinde bulunabilmesi, yazarın feedback alabilmesi ve yazar-okuyucu etkileşiminin sağlanabilmesi. Fakat yorumlarda işler her zaman olması gerektiği gibi yürümüyor.

 

Yorumlar çoğu zaman blog yazarının bir numaralı motivasyon kaynağı oluyor. Benim için de öyle. Yazılarımın çoğuna yorum yapılıyor ve eğer bu yorumlar olmasaydı Blog Hocam’ı yazmaya devam edermiydim emin değilim.

 

Fakat yukarıda da söylediğim gibi işler her zaman olması gerektiği gibi olmuyor. Bazen öyle yorumlar geliyor ki insanı çileden çıkarıyor. Yorumlar ve yorumcular hakkında tespit, sitem ve önerilerden oluşan bir yazı yazmak istedim bugün.

 

yorumlar

 

Çakma SEO’culara Dikkat!

 

Google’da ilk sırada çıkmanın önemini düşünürseniz SEO’nun nasıl bu kadar büyük bir sektör haline dönüştüğünü anlayabilirsiniz. Fakat ülkemizde başarılı profesyonel SEO ajanslarının sayısı bir elin parmakların geçmiyor ne yazık ki. Türkiye’de ki, SEO hizmeti verdiğini iddia eden kişilerin ve sözde kurumların yaptığı tek şey sağa sola link eklemek. Bunun için de bol bol blogları kullanıyorlar. Adı/URL şeklinde yorum yazarak burada anahtar kelime kullanıyor veya yorumun içerisinde anahtar kelime kullanarak link ekliyorlar.

Buradan bu arkadaşlara bir mesajım var. Zahmet edip de böyle yorumlar yazmayın, hepsini siliyorum. Diğer tüm blogger arkadaşlardan da rica ediyorum, blogunuzda bu tarz yorumlara müsade etmeyin.

 

Reklam Ve Link İçeren  Yorumlar

 

Genellikle yorumlarda link verilmesine müdahele etmiyorum fakat konuyla ilgili olması ve okuyucuya fayda sağlaması şartıyla.  Bazı arkadaşlar yorum bölümünü bir ilan tahtası olarak görüp bloglarını tanıtımını ve linkini içeren yorumlar yazıyorlar. Bu tür yorumları da sildiğimi belirtmek istiyorum.

 

Halbuki bunun yerine profilinizle faydalı, mantıklı yorumlar yapsanız benim ve diğer okuyucuların dikkatini çeker, belki de sadık takipçiler kazanabilirsiniz.

 

 

Anonim Yorumları Dikkate Almıyorum

 

Blog Hocam’ı okuyan ve yorum yazanların neredeyse tamamı hali hazırda blog yazan kişiler. Dolayısıyla bu kişilerden yorum yazarken Google profilleriyle veya kendi isimleriyle yorum yazmalarını bekliyorum. Anonim yani Adsız yorumlar sadece blog sahibi olmayan kişiler için.  Anonim yorum yazan blogcular benden cevap beklemesinler.

 

 

Hitap Şeklinize Lütfen Dikkat Edin

 

İş hayatından dolayı insanlara bey/bayan şeklinde hitap etmek bir alışkanlık haline dönüştü bende. Öyle ki iş yerinde öz ağabeyime bile “Mustafa Bey” diye hitap ediyorum.  Bu yüzden okuyuculara hitap şeklim de genellikle bu şekilde oluyor.

 

Bu şekilde bir alışkanlığı olmayan insanlardan bana “Serdar Bey” diye hitap etmelerini beklemiyorum ama en azında “kardeş”, “hacı”, “birader” gibi hitap şekillerini de kullanmayın. Bu şekilde hitap içeren yorumlara çok kızıyorum ve genellikle cevaplamıyorum. Anlayın lütfen.

 

 

Yorumlarınızı Takip Edin

 

Google profilinizle yorum yapmanın en önemli avantajlarından biri yorum yaptığınız konuya yazılan diğer yorumları e-posta ile takip edebilmenizdir. Bunu, hem yazar saygı hem de sorunuzun cevabını öğrenmek adına alışkanlık haline getirmenizi öneririm.

 

Yorum kutusunun sağ at tarafındaki “E-posta ile takip et” linkine tıkladıktan sonra, o yazıya yapılacak yeni yorumlar otomatik olarak e-posta adresinize gönderilir.

 

Konuyla Alakasız Yorumlar Yazmayın

 

İlk aylarda tek tük yorum geldiği için bu konuyu pek dert etmiyordum fakat zamanla içinden çıkılmaz bir hale dönüşünce yorum formunun üzerinde gördüğünüz uyarı mesajı ekledim. Ancak bu uyarıya rağmen hala alakasız yorumlar gelmeye devam ediyor.

 

Konuyu dağıtmamak ve yorumları takip eden kişilere saygısızlık yapmamak için bu uyarıya özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zaten iletişim formu da bu gibi durumlar için değil mi?

 

 

Hakaret İçermediği Sürece Olumsuz Yorumlara Açığım

 

Yazılar veya blogla ilgili olumsuz bir yorum geldiğinde, yanına “sileceğini biliyorum ama…” şeklinde bir not eklenir genelde :) Yanılıyorsunuz ve bu notu yazmanıza gerek yok. Hakaret içermediği sürece olumsuz yorum ve eleştirilere açığım. Hiç birini silmiyorum.

 

 

Bunlar; bugüne kadar Blog Hocam’a gelen 7000’den fazla yorumdan edindiğim tecrübeler. Eminim benimle aynı problemleri olan pek çok blog yazarı vardır.

 

Ve elbette yorumlarınızı bekliyorum :)