1 Temmuz 2013 Pazartesi

Yorum Yazmanın Da Bir Adabı Var

Blogların en güzel özelliklerinden biri yorum bölümü sayesinde okuyucu ile yazarın yazılar hakkında fikir alışverişinde bulunabilmesi, yazarın feedback alabilmesi ve yazar-okuyucu etkileşiminin sağlanabilmesi. Fakat yorumlarda işler her zaman olması gerektiği gibi yürümüyor.

 

Yorumlar çoğu zaman blog yazarının bir numaralı motivasyon kaynağı oluyor. Benim için de öyle. Yazılarımın çoğuna yorum yapılıyor ve eğer bu yorumlar olmasaydı Blog Hocam’ı yazmaya devam edermiydim emin değilim.

 

Fakat yukarıda da söylediğim gibi işler her zaman olması gerektiği gibi olmuyor. Bazen öyle yorumlar geliyor ki insanı çileden çıkarıyor. Yorumlar ve yorumcular hakkında tespit, sitem ve önerilerden oluşan bir yazı yazmak istedim bugün.

 

yorumlar

 

Çakma SEO’culara Dikkat!

 

Google’da ilk sırada çıkmanın önemini düşünürseniz SEO’nun nasıl bu kadar büyük bir sektör haline dönüştüğünü anlayabilirsiniz. Fakat ülkemizde başarılı profesyonel SEO ajanslarının sayısı bir elin parmakların geçmiyor ne yazık ki. Türkiye’de ki, SEO hizmeti verdiğini iddia eden kişilerin ve sözde kurumların yaptığı tek şey sağa sola link eklemek. Bunun için de bol bol blogları kullanıyorlar. Adı/URL şeklinde yorum yazarak burada anahtar kelime kullanıyor veya yorumun içerisinde anahtar kelime kullanarak link ekliyorlar.

Buradan bu arkadaşlara bir mesajım var. Zahmet edip de böyle yorumlar yazmayın, hepsini siliyorum. Diğer tüm blogger arkadaşlardan da rica ediyorum, blogunuzda bu tarz yorumlara müsade etmeyin.

 

Reklam Ve Link İçeren  Yorumlar

 

Genellikle yorumlarda link verilmesine müdahele etmiyorum fakat konuyla ilgili olması ve okuyucuya fayda sağlaması şartıyla.  Bazı arkadaşlar yorum bölümünü bir ilan tahtası olarak görüp bloglarını tanıtımını ve linkini içeren yorumlar yazıyorlar. Bu tür yorumları da sildiğimi belirtmek istiyorum.

 

Halbuki bunun yerine profilinizle faydalı, mantıklı yorumlar yapsanız benim ve diğer okuyucuların dikkatini çeker, belki de sadık takipçiler kazanabilirsiniz.

 

 

Anonim Yorumları Dikkate Almıyorum

 

Blog Hocam’ı okuyan ve yorum yazanların neredeyse tamamı hali hazırda blog yazan kişiler. Dolayısıyla bu kişilerden yorum yazarken Google profilleriyle veya kendi isimleriyle yorum yazmalarını bekliyorum. Anonim yani Adsız yorumlar sadece blog sahibi olmayan kişiler için.  Anonim yorum yazan blogcular benden cevap beklemesinler.

 

 

Hitap Şeklinize Lütfen Dikkat Edin

 

İş hayatından dolayı insanlara bey/bayan şeklinde hitap etmek bir alışkanlık haline dönüştü bende. Öyle ki iş yerinde öz ağabeyime bile “Mustafa Bey” diye hitap ediyorum.  Bu yüzden okuyuculara hitap şeklim de genellikle bu şekilde oluyor.

 

Bu şekilde bir alışkanlığı olmayan insanlardan bana “Serdar Bey” diye hitap etmelerini beklemiyorum ama en azında “kardeş”, “hacı”, “birader” gibi hitap şekillerini de kullanmayın. Bu şekilde hitap içeren yorumlara çok kızıyorum ve genellikle cevaplamıyorum. Anlayın lütfen.

 

 

Yorumlarınızı Takip Edin

 

Google profilinizle yorum yapmanın en önemli avantajlarından biri yorum yaptığınız konuya yazılan diğer yorumları e-posta ile takip edebilmenizdir. Bunu, hem yazar saygı hem de sorunuzun cevabını öğrenmek adına alışkanlık haline getirmenizi öneririm.

 

Yorum kutusunun sağ at tarafındaki “E-posta ile takip et” linkine tıkladıktan sonra, o yazıya yapılacak yeni yorumlar otomatik olarak e-posta adresinize gönderilir.

 

Konuyla Alakasız Yorumlar Yazmayın

 

İlk aylarda tek tük yorum geldiği için bu konuyu pek dert etmiyordum fakat zamanla içinden çıkılmaz bir hale dönüşünce yorum formunun üzerinde gördüğünüz uyarı mesajı ekledim. Ancak bu uyarıya rağmen hala alakasız yorumlar gelmeye devam ediyor.

 

Konuyu dağıtmamak ve yorumları takip eden kişilere saygısızlık yapmamak için bu uyarıya özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zaten iletişim formu da bu gibi durumlar için değil mi?

 

 

Hakaret İçermediği Sürece Olumsuz Yorumlara Açığım

 

Yazılar veya blogla ilgili olumsuz bir yorum geldiğinde, yanına “sileceğini biliyorum ama…” şeklinde bir not eklenir genelde :) Yanılıyorsunuz ve bu notu yazmanıza gerek yok. Hakaret içermediği sürece olumsuz yorum ve eleştirilere açığım. Hiç birini silmiyorum.

 

 

Bunlar; bugüne kadar Blog Hocam’a gelen 7000’den fazla yorumdan edindiğim tecrübeler. Eminim benimle aynı problemleri olan pek çok blog yazarı vardır.

 

Ve elbette yorumlarınızı bekliyorum :)

28 Haziran 2013 Cuma

Tatil Alışverişinizi Hasuta.com’dan Yapın

Yaz geldi ve tatil planları yapılmaya başlandı. Bir taraftan tatil öncesi işleri organize etme çabası, bir taraftan rezervasyon telaşı derken tatil alışverişine zaman ayıramayacağınızı düşünenlerdenseniz size bir önerim var. Hasuta ile tanışın!

 

hasuta

 

 

Hasuta İle 5 Dakikada Alışveriş

 

Söz konusu kılık kıyafet alışverişi olduğunda saatler harcandığını göz önünde bulundurursak, Hasuta’nın 5 dakikada alışveriş vaadi mucize gibi geliyor.

 

Gerçekten de  deniz kıyafetleri, iç giyim, alt giyim, üst giyim, takım giyim, aksesuar ve ev tekstili kategorilerinde; bikini, mayo, mayokini, şort, haşema, sütyen, külot, pijama, body, gecelik,kapri, tişört, eşofman takımı, plaj havlusu başta olmak üzere pek çok ürüne kullanımı kolay arayüzü sayesinde kolayca ulaşabiliyor ve alış verişinizi 5 dakikada tamamlayabiliyorsunuz.

 

 

Hasuta İle Hızlı, Ekonomik Ve Güvenli Alışveriş

 

İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde, insanların kafasında oluşan en büyük soru işareti güvenlik ve gönderim süresidir. Hasuta bu konuda çok iddialı ve kullanıcılarına büyük avantajlar sunuyor. Hasuta.com üzerinden yapacağınız alışverişlerde satın aldığınız ürün aynı gün kargoya veriliyor ve 5.90 TL sabit kargo ücreti alınıyor. Paypal ile ödeme seçeneği de bulunan Hasuta.com’da gizli gönderim özelliği sayesinde satın aldığınız ürünün kargo paketi üzerinde ürüne ait yazı veya resim bulunmaz.

 

 

Hasuta Ve Blog

 

Gizli gönderim, aynı gün kargo ve sabit kargo ücreti özellikleriyle dikkat çeken Hasuta.com’un ziyaretçileriyle iletişim kurduğu ve ürünler hakkında bilgi verdiği bir de blogu var. 

Henüz geliştirme aşamasında Hasuta Blog, zamanla (benim de desteğimle) ürün seçiminizde size çok faydalı olacak bilgilerin verileceği, profesyonel görünüme ve içeriğe sahip blog olacak.

 

 

Blog Hocam Okuyucularına Özel İndirim Fırsatı

 

Sıcakların  bastırdığı şu günlerde siz de Hasuta.com’u ziyaret ederek birbirinden kaliteli ürünlere göz atın ve hızlı alışveriş keyfini yaşayın. Üstelik Blog Hocam okuyucularına %10 indirimden faydalanabilirsiniz. 

 

- %10 indirim için hediye çeki kodu olarak bloghocam yazmanız yeterli.

- Hediye kuponun alt limiti yoktur ve 31.07.2013 tarihine kadar geçerlidir.

 

Herkese iyi tatiller, iyi alışverişler!

Blog Yazarlarının Çileden Çıktığı Anlar

Blogların ve blog yazarlığının neden bu kadar popüler olduğunu sorguladığım yazıda farklı bir şeyler denemek istemiştim. Amacım konuyu sosyal medya hesaplarımı takip eden blogcu arkadaşlara da sorarak yazıya onların fikirlerini de eklemekti. Yani bir nevi imece post :) Sağolsunlar ilgi gösterdiler ve ortaya keyifli bir yaz yazı çıktı. Bunun üzerine bu imece usulü çalışmaya devam etmek istedim. Bu kez konumuz blog yazarının çileden çıktığı anlar…

 

Blog yazarlığının ne kadar keyifli bir uğraş olduğu konusunda hiçbirimizin şüphesi yok. Ancak ne kadar keyifli olsa da hepimiz zaman zaman keyfmizi kaçıracak, sinirlerimizi bozacak, moral ve motivasyonumuzu düşürecek hatta bizi çileden çıkaracak olaylarla karşılaşıyoruz. İşte bu olayları sosyal medyadaki hesaplarımı takip eden blogculara sordum ve gelen cevaplara kendi yorumlarımı da ekleyerek böyle bir yazı ortaya çıkardım.

 

sinirli

 

 

Yorumlar… Yorumlar… Yorumlar….

 

Blog yazarlarını çileden çıkaran olaylarla ilgili yazılan düşüncülerde en çok üzerinde durulan konu tahmin ettiğim gibi  yorumlar oldu. Gürkan Bilgisu, Arzu Batur ve @herbihalt yazıyla hiç bir ilgisi olmayan, tutarsız, küfürlü, yazıyı dahi okumadan yapılan yorumların kendilerini çileden çıkardığını söylerken Hakan Çolak ve evde yazar reklam amaçlı, link içeren yorumların kendilerini sinirlendirdiğini belirttiler.

Bu yorum konusu ile ilgli tespit, sitem ve öneri içeren detaylı bir yazı yazdığım için buraya bir ekleme yapmayacağım. Yorumlarla ilgili içimi döktüğüm yazıyı bekleyin lütfen.

 

 

Emeğe Saygı Lütfen!

 

Elimden geldiğince belli bir kalitede içerik üretmeye çalışan bir blogcu olarak bu şekilde emek ve zaman harcayarak okuyucuları için içerik üreten blogculara saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hasan Ekşi ve Ruhsuz Atmaca da harcanan emeğin hiçe sayılarak art niyetli tepkiler gelmesinin ve haksız eleştiriler yapılmasını çok üzücü olduğunu düşünüyorlar.

 

Benzer şekilde Furkan Özden de yazılarında bir kusur aranmasının kendisini üzdüğünü yazdı. Düşünsenize bir konu hakkında 10 tane bilgi vermişsiniz bunların 9’u doğru ve aralarından birinde küçük bir hata var. Art niyetli okuyucu da bu hatayı cımbızla çekiyor ve bunu afişe ederek yazarı zor duruma düşürmeye çalışıyor. Gerçekten çok sinir bozucu.

 

 

Değerler, Sıralamalar, İstatistikler

 

Bazı blogcular Pagerank, Alexa ve trafik değerlerini her gün kontrol ederek bu olayı takıntı haline getirebiliyorlar. Mehmet Öztürk de Alexa sıralamasındaki anlamsız değişmelerin çok sinir bozucu olduğu yazmış.

 

Bu işie kafayı fazlaca takıp çeşitli grupların ve değer arttırmaya yönelik yapay yöntemlerin peşinde koşanlar olduğunu çok iyi biliyyorum.  Blog Hocam’ın Alexa sıralamsını çok takip eden biri olmadığım bu konu beni çok rahatsız etmiyor açıkçası : ) Size de önerim bu işlere fazla takılmamanız.

 

 

Tema Seçimi Ve Düzenlenmesi

 

Blogcular için ihtiyaçlarını karşılayacak, zevkine hitap edecek birtema seçmek ve uzun süre aynı temayı kullanmak nerdeyse imkansız. Bu yüzden her geçen gün birbirinden farklı özelliklerde ve tasarımlarda blogger temaları paylaşılıyor.

 

Blogcuları çileden çıkaran şey ise zar zor seçilen bir temanın düzenlenmesi aşamasına çıkan küçük problemler ve bu küçük problemleri düzelteyim derken tüm temanın berbat edilmesi olması gerek. Mehmet Bahadır Durmaz da bu konuya değinmiş. Blogu için tema seçerken ve seçtiği bir temayı yeniden düzenlerken yaşadığı sıkıntıların kendisini çileden çıkardığını yazmış.

 

 

İçerik Hırsızlığı Ve İletişim Formu İle Gönderilen Mesajlar

 

Gelelim bu yazılanlar dışında beni çileden çıkaran durumlara.

 

Benim için en sinir bozucu şeylerden biri saatlerce uğraşarak oluşturduğum içeriklerin başkaları tarfından çalınmasıdır. Açıkçası bu konuda hiç yorum yazılmamasına şaşırdım. Sanırım artık alışıyoruz bu duruma :)

 

Sinirimi bozan diğer bir olay da iletişim formu aracılığıyla gönderilen spam, saçma ve gereksiz mseajlar. İletişim sayfamın başına “sağlıklı bir iletişim için formu eksiksiz doldurun” yazmama rağmen gelen mesajların yarısı eksik.

 

 

Aslında misafir blogculuk, taklitçilik, sosyal medya ve daha pek çok konuda çileden çıktığım anlar oluyor fakat yazıyı çok uzatmamak adına burda kesiyorum. Yaptıkları yorumlarla bu yazının oluşmasına katkı sağlayan arkadaşlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu tür imece yazıların devamı gelecek. Önümüzdeki yazılara siz de katkıda bulunmak isterseniz Blog Hocam’ın Facebook ve Twitter hesapları ile benim Google+ profilimi takip edebilirsiniz.

26 Haziran 2013 Çarşamba

Blogların %90’ı Başarısız Oluyor

Günümüzde, dijital ortamda içerik oluşturup yaymanın en kolay yolu blog yazmak olduğu için, blog dünyasına her geçen gün yeni bloglar ekleniyor.

 

Bazıları ne kadar şık giyindiklerini gösteriyor, bazıları mutfaktaki ne kadar hünerli olduğunu ıspatlıyor, bazıları Pucca gibi bir üne kavuşarak gazetede bir köşe kapmayı hayal ediyor, bazıları da satış yaparak veya reklam alarak para kazanmanın peşine düşüyorlar.

 

Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz fakat bilinmesi gereken bir gerçek var ki amacı ne olursa olsun oluşturulan bu blogların %90’ı başarısız olarak kendi haline bırakılıyor ya da kaptılıyor.

 

Blogların %90’ı Başarısız Oluyor

 

Blog Hocam’ın içeriği ve misyonundan dolayı çok sayıda blog yazarıyla tanışıyorum, fikir alış verişinde bulunuyorum. Bunların arasında yeni blg oluşturacaklar veya oluşturmayı düşününler de oluyor. Açıkçası blogu yazacak kişiyi biraz tanıdıktan sonra oluşturacağı blogun bbaşarılı olup olmayacağı hakkında bir kanaat sahibi  oluyorum. (Bu kanaatimi asla karşımdakine söylemiyorum elbette) Çoğunda da yanılmadığımı söyleyebilirim.

 

Hiç düşündünüz mü açılan blogların %90’ı neden başarısız oluyor diye? Benim bu konuda bazı tespitlerim var.

 

 

Bilgi Veya Tutku Eksikliği

 

En sık karşılaştığım soruların başında “şu konu tutar mı?” veya “hangi konuda blog yazsam tutar?” şeklinde sorular geliyor. Asıl hata da tam olarak burada başlıyor. Örneğin Blog Hocam’ın popüler bir blog olduğunu görenler blog yazarlığı konusunda yeterli bilgisi ve bu konu hakkında yazma hevesi olmadan blog oluşturuyorlar. Bu şekilde yazmaya çalıştığı konu hakında bilgi ve tutku eksikliği olan kişiler hem içerik üretme, hem de fark yaratma noktasında tıkandıkları için başarısızlık kaçınılmaz oluyor.

 

 

İlgisizlik

 

Aslında bu sebep kişinin çok da elinde olan bir şey değil. Blog yazma hevesiyle yanıp tutuşan bir insan, yazdığı konuda çok bilgili olsa, anlatımı ve yazı tonu kusursuz olsa bile bloguna yeteri kadar vakit ayıramıyorsa o blogun da başarılı olmasını beklemek zor olur. Belki de sektörlerindeki öncü kişilerin blog yazmak yerine Twitter kullanmayı tercih etmeleri bu yüzdendir. 

 

İş hayatı veya okul  hayatı yoğun olan blog yazarları iyi bir planlama yapar ve zaman yönetimi konusunda kendilerini geliştirirlerse blog yazmaya da vakit ayırabileceklerini düşünüyorum. En canlı örneği şu an bu yazı yazıyor : )

 

 

İlk Günden Para Kazanma Hayali

 

Blog yazarak para kazanmak elbette hayal değil fakat hiç bir emek harcamadan ve bu uğurda bir şeyler yapmadan reklam tekliflerinin gelmesini veya affiliate satışlarının gerçekleşmesini beklemek çok ütopik olur.

 

Blog yazarak para kazanmayı da gerçek hayattaki yatırımlar gibi düşünün. Belli bir sermaye ile küçük bir işletme kurarsınız. Zamanla o işletmenizin hizmet kalitesini arttırır, pazarlama faaliyetlerini yapar ve marka değerini yükseğe çıkarırsınız. Blogları da böyle düşünmek gerekiyor. Bir değer yaratmadan gelir beklemek hayal olur.

 

 

Sıradanlık

 

Her geçen gün onlarca yeni blogun eklendiği blogosferde sizinle aynı konuda yayın yapan onlarca hatta yüzlerce blog olabilir. Eğer bir şekilde fark yaratamaz ve ziyaretçinin dikkatini çekemezseniz başarısızlık kaçınılmazdır.

 

Bazen orijinal bir tema, bazen sıradışı bir içerik, bazen de kendine özgü hitap gücü blogunuzun fark edilmesine yardımcı olur.

 

 

Bunlar blogların %90’ının neden başarısız olduğu konusunda benim tespitlerimdi. Elbette daha çok sebep eklenebilir fakat en sık karşılaştıklarım bunlar. Eğer yeni blog oluşturma gibi bir düşünceniz varsa veya blogunuzu yeni oluşturduysanız bu yazıda yazdıklarımı dikkate almanızı öneririm.

 

Herkese bol şans ve keyifli bloglar!

24 Haziran 2013 Pazartesi

Karne hediyesi bahane, ailece eğlenmek şahane!

Türk Telekom’lu aileler, çocuklarının zorlu ve yoğun bir yılı geride bırakmasını ailece eğlenerek kutluyor. Çünkü XBOX 360 Türk Telekom abonelerine özel fiyatlarla onları bayilerde bekliyor.

Tüm dünyayı kasıp kavuran XBOX 360 oyun konsolu, 31 Ekim 2013 tarihine kadar yapacağınız başvurular için ayda yalnızca 34 TL’den başlayan taksitlerle Türk Telekom ofis ve bayilerinde sizleri bekliyor. Üstelik tüm beden hareketlerinizi algılayarak konsolu ve oyunları kontrol etmenizi sağlayan Kinect’in yanında Disneyland, Adventures ve PES 2013 oyunları hediyesiyle.

turk-telekom-xbox

Siz de karne hediyesini paylaşmaya niyetli Türk Telekom’lulardansanız, hem çocuğunuzu hem de bütçenizi sevindirecek bu müthiş fırsatı kaçırmayın.

Türk Telekom XBOX 360 kampanyasıyla ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.

www.facebook.com/TurkTelekom
https://twitter.com/Turk_Telekom

Bir bumads advertorial içeriğidir.