25 Temmuz 2012 Çarşamba

Blog Yazıları İçin Sosyal Paylaşım Kutuları

Burada paylaşacağım eklentide Twitter, Facebook ve Google’a ait paylaşım düğmelerini CSS srprite özelliğinden faydalanarak ayrı ayrı kutulara koyarak blog yazılarımızın sonuna yerleştireceğiz.Oldukça şık ve dikkat çekici olduğunu düşündüğüm bu sosyal paylaşım kutularını yazılarınızın sosyal medyada paylaşım sayısını arttıracaktır.

 

Blog Yazıları İçin Sosyal Paylaşım Kutuları

 

Eklentiyi blogunuza eklemek için şablonunuzdan  <div class='post-footer'> kodunu bulun ve hemen altına aşağıdaki kodları ekleyin.

 

<b:if cond='data:blog.pageType == &quot;item&quot;'>
<style>
.promote_post_bg {
    height: 103px;
    background: url(https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhIFxPnGks-fHbyBf5FbeNkghYnU77B471XE8b2r2xkDrj1bIFcrCfYw-xMP44JLO_XlnD1iLDaeUfiPpUsejFDJnBUFEMYki25I9dUau67QTME4KiMzn36xngQqFVb-qBdWLGywdGSNs/s516/paylas.png) 0 -7px no-repeat;
    width: 500px;
    margin-left: 65px;}
.promote_twitter {
    width: 130px;
    height: 38px;
    float: left;
    margin: 0 39px 0 0;
    padding: 65px 0 0 13px;
    text-align: center;}
.promote_facebook {
    width: 115px;
    height: 40px;
    float: left;
    margin: 0 39px 0 0;
    padding: 63px 0 0 28px;
    text-align: center;}
.promote_google {
    width: 65px;
    height: 40px;
    float: left;
    margin: 0 39px 0 0;
    padding: 65px 0 0 28px;
    text-align: center;
}
</style>
</b:if>
<div class='promote_post_bg'>
<div class='promote_twitter'>
<a class='twitter-share-button' data-via='helperblogger' href='https://twitter.com/share'>Tweet</a>
<script>
                !
                function (d, s, id) {
                    var js, fjs = d.getElementsByTagName(s)[0];
                    if (!d.getElementById(id)) {
                        js = d.createElement(s);
                        js.id = id;
                        js.src = &quot;//platform.twitter.com/widgets.js&quot;;
                        fjs.parentNode.insertBefore(js, fjs);
                    }
                }(document, &quot;script&quot;, &quot;twitter-wjs&quot;);
           
</script></div>
<div class='promote_facebook'>
<fb:like action='like' colorscheme='light' expr:href='data:post.canonicalUrl' font='verdana' layout='button_count' send='false' show_faces='false'/>
<div>
<b:if cond='data:post.isFirstPost'>
<script>
                        (function (d) {
                            var js, id = &#39;facebook-jssdk&#39;;
                            if (d.getElementById(id)) {
                                return;
                            }
                            js = d.createElement(&#39;script&#39;);
                            js.id = id;
                            js.async = true;
                            js.src = &quot;//connect.facebook.net/en_US/all.js#xfbml=1&quot;;
                            d.getElementsByTagName(&#39;head&#39;)[0].appendChild(js);
                        }(document));
                   
</script>
</b:if></div>
</div>
<div class='promote_google'>
<g:plusone annotation='none' size='medium'/>
<script type='text/javascript'>
                (function () {
                    var po = document.createElement(&#39;script&#39;);
                    po.type = &#39;text/javascript&#39;;
                    po.async = true;
                    po.src = &#39;https://apis.google.com/js/plusone.js&#39;;
                    var s = document.getElementsByTagName(&#39;script&#39;)[0];
                    s.parentNode.insertBefore(po, s);
                })();
           
</script></div>
</div>

 

Alternatif sosyal paylaşım butonları için şu yazılarıma göz atabilirsiniz:

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Blog Yazmanın Bana Kazandırdıkları

Aslında blog yazmanın insanlara kazandırdıkları ile ilgili bir yazı yazmayı planlamış ve taslağı oluşturmuştum.Sonra o taslağı karşıma alıp acaba Blog Hocam bana ne kazandırdı diye sordum kendime.Hazırladığım taslağı çöpe atarak bu başlığı attım ve sadece Blog Hocam’ı göz önünde bulundurarak Blog Hocam’ın bana kazandırdıklarını yazmanın daha keyifli ve ilgi çekici olduğuna karar verdim.

 

Blog Yazmanın Bana Kazandırdıkları

 

Zaman Yönetimi

 

Blog Hocam’ı ilk yazmayama başladığımda aklıma estikçe yazarım diye düşünmüştüm ama yazılara olan ilgiyle beraber beklenti arttıkça ben de motive olmaya ve beklentileri karşılamak adına daha sık yazmaya başladım.Yazılarla beraber gelen yorumların ve mesajların da sayısı artınca ciddi bir planlama yamaya başladım.Ne işimden ne de sosyal hayatımdan ödün vermeden blogumla ilgilenebilmek için zamanı doğru yönetmeyi ve doğru kullanmayı öğrendim sanırım.

 

Yeni Arkadaşlar

 

Blog Hocam sayesinde yüz yüze olmasa da her yaştan onlarca kişiyle sohbet etme ve tanışma imkanı buldum.Bazen  misafir yazarlık, bazen sosyal medya, bazen de iletişim formu buna vesile oldu.İyi niyetli olduğunu düşündüğüm herkese elimden geldiğince hızlı ve samimi cevap vermeye çalıştım ve bu sayede bir çok yeni arkadaşım oldu.

 

Kariyer Fırsatları

 

Bu ara başlık size komik gelebilir ama gerçekten 2-3 tane ciddi iş teklifi aldım Blog Hocam sayesinde.Eğer öğrenci olsaydım bu teklifleri değerlendirip kariyerimi çok farklı doğrultulara yönlendirebilirdim ama sorumluluklarım ve başında olduğum işim bana yeni maceralara atılma şansı vermediği için heyecanlanmama rağmen bu teklifleri reddetmek zorunda kaldım.

 

Tanınırlık

 

Blog Hocam sayesinde blogcular arasında az da olsa tanınan biri haline geldim.Forumlarda ve bazı bloglarda ismimin geçtiğini görüyorum.Bazıları benim temamdan bahsediyor, bazıları yazılarımdan.En sık rastladığım şey ise bir problemin altına yazılan “Serdar Kara (ya da Blog Hocam) sana yardımcı olur” mesajı.Bu sekilde referansla beni bulan ve e-posta ile soru soranların sayısı oldukça fazla.

 

Yeni Bilgiler

 

İlk yazılarımı okuduğumda da farkedeceksiniz Blog Hocam’a başlarken niyetim profesyonel blogculuk hakkına temel bilgiler vermekti.Ancak okuyucuların talepleri ve beklentileri blog yazarlığının yanında Blogger ile ilgili yazılar yazmaya itti beni.İlk zamanlarda Blogger konusunda aşırı bir bilgim yoktu ancak zamanla araştırdım ve öğrendim.Öğrendikçe de yazdım.Şimdi yapabildiklerime bakıyorum da epey yol katetmişim.

 

Söz Sizde

Eminim blog yazmak size de çok şey katmış ve kazandırmıştır.Bunları benimle ve diğer okuyucularla paytlaşırsanız çok sevinirim.

20 Temmuz 2012 Cuma

Ramazan'da Nasıl Beslenmeliyiz?

Ramazan'da Nasıl Beslenmeliyiz?
Ramazan'da Nasıl Beslenmeliyiz?
Uzmanlar, Ramazan ayı boyunca iftarda ve sahurda yedikleriniz konusunda daha çok dikkatli olmamızı tavsiye ediyor. Ramazan'ın başlaması ile birlikte iftar ve sahurda yenebilecek ağır yemekler beslenme alışkanlığı değişen bünyede problemlere neden olabiliyor. Uzmanlar, bu yılki Ramazan'ın yine yaz mevsimine denk gelmesi nedeniyle vatandaşlara sahurda ağır yemek yememelerini tavsiye etti.

İftar ile sahur arasında yenilen yiyeceklere dikkat edilmeli. Çay, kahve gibi vücuttaki demiri eksilten gıdaları tüketmemeli. Hamur tatlıları yerine sütlüler tercih edilmeli. İftarda mideye aşırı yüklenmek yanlış... İftar ve sahur arasında az ve sık yemek ise en doğrusu. İşte uzmanların iftar ve sahurda beslenme konusunda yaptığı tavsiyeler.

İftarda Hangi Gıdalar Yenmeli?

Orucunuzu bir adet hurma ile açın ve daha sonra bol su içilmelidir. Uzun süre aç kalan mide ve sindirim sistemi üzerinde yük oluşturacak herhangi bir besin ve sıvı içecekten mutlaka uzak durulmalıdır.

Yemeğe ne çok sıcak, ne de çok soğuk olmayan hafif bir çorbayla başlanmalıdır. Bağırsak problemi olanlar, çorbalarına kepek ilavesi yapabilecekleri gibi kepekli ekmek de tercih edebilirler.

Mutlaka bir çeşit sebze olmalıdır. Bu sebze yemeği olabileceği gibi, salata da olabilir.

Yoğurt protein ihtiyacının karşılanmasında önem taşımaktadır. Uzun süreli açlıklarda vücuttaki riboflavin düzeyi düşer ve ağız aftları oluşabilir.

Tatlı olarak sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Şerbetli, ağır tatlılar kişilerde yüksek şekere neden olabilir. Bu da; kişinin titreme, terleme ya da koma gibi bazı rahatsızlıklar yaşamasına neden olabilir.

Sahurda Neler Tüketilmeli?

Protein içeriği fazla gıdalar, midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirdikleri için tercih edilmelidir. Aynı zamanda tokluk da sağlayan bu besinler, sahurda unutulmamalıdır. Yumurta, yoğurt, tahin, süt ve peynir gibi gıdalar; sahur için ideal seçimler arasındadır.

Kahvaltı şeklinde bir öğün olabilir. Ardından uyumaya devam edileceği için hem hafif, hem de tokluk sağlayacak mönüler seçilmelidir. Bu saatte börek ya da iftardan kalma yağlı yemekler tüketmek, sindirim güçlüğü ve mide rahatsızlığına neden olur.

Bol sıvı alınmalıdır. Su içilmelidir. Unutulmamalıdır ki; gün içinde iftara kadar bir daha sıvı tüketiminin sağlanabileceği bir fırsat olmayacak.

Meyve mutlaka yenmelidir. Bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesi ve vücut direncinin artması için mevsimine uygun çok şekerli olmayan meyveler, sahurda bir porsiyon şeklinde önerilir.

Fazla tuzlu besinler tüketilmemelidir.

Susuzluğa Karşı

Sıvı tüketimini arttırmak için iftarda ilk yemek olarak çorba tercih edilebilir. Gün içinde susuz kalınacağından, iftar ile sahur arasında en az 2-2,5 litre su içilmeli, ayrıca ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, çorba, komposto gibi içeceklerle de sıvı alımı artırılmalıdır. Gazlı içecekler ise, mide rahatsızlıklarına neden olabilecekleri ve yeme kapasitesini arttırabileceği için önerilmemektedir.

Kilo Almamak İçin

Ramazan'da beslenme alışkanlığının değişmesi ve hareketin azalması nedeniyle, kilo almak kaçınılmazdır. Kiloları dengelemek için iftar ve sahur arasında bol sebze, meyve ve yağsız gıdalar tüketin. İftardan sonra yürüyüş yapın.

Su Böregi

Su Böregi
MALZEMELER:
*6 yumurta
*1 kahve fincanı yoğurt
*Yarım çorba kaşığı tuz
*Aldığı kadar un

PEYNİRLİ İÇ İÇİN:
*1 büyük kalıp beyaz peynir (300 gr.)
*1 demet dereotu-maydanoz
*1 yumurta, 3 çorba kaşığı margarin
*3 çorba kaşığı tereyağı (yufkaların aralarını yağlamak için)

YAPILIŞI:
1- Bir tencereye 6 yumurta, 1 kahve fincanı yoğurt, yarım çorba kaşığı tuz konup karıştırılır. Aldığı kadar elenmiş un ile sertçe bir hamur yapılır. İyice yoğrulur. 10- 12 parçaya ayrılır. Üzeri örtülü olarak 15- 20 dakika dinlendirilir.
2- Her parça unlanarak 2 mm. inceliğinde açılır. Bir tanesi yağlanmış tepsiye kenarlardan sarkacak şekilde yayılır.
3- Diğer yufkalar dörde bölünerek kaynar tuzlu suda 1 dakika haşlanıp, soğuk su bulunan başka bir kaba alınır. Sonra hafifçe kurulanır.
4- Tepsiye büzgülü olarak serilip her defasında erimiş yağ gezdirilir.
5- Hamurun yarısı bitince peynirli iç konur. Diğer yufkalar da aynı şekilde serilip kenarlardan sarkan parça üzerine çevrilir. Bolca yağlanıp fırında veya ocakta çevrilerek kızartılır. İçin hazırlanması: Rendelenmiş peynir, yumurta doğranmış, maydanoz, dereotu karıştırılır.

Not: Yukarıdaki malzemeden 40 cm çapında iki tepsi börek yapabilirsiniz. Afiyet olsun.

Uykun Optimizeyse Blogun Optimize

“ Blogumuz için her zaman biraz daha iyisini yapmak ve en iyi içerikleri yazmak istiyoruz.
Durun bir dakika, aklıma öyle bir yazı fikri geldi ki şuanda evet! Bu yazı fikrine eminim
blogumu Ağrı dağındaki bir kurbağa okuyor olsaydı o bile Wuuuhuu diyecek ve Blogumu
kesinlikle tarayıcısının yer imlerine kaydedecek. Yeni içerik bölümüne girmeliyim ve
içeriğimi yazmalıyım ama durun bir dakika, saat gece 3,12. O zaman en iyisi yazımı şimdi
yazayım ve yarın yazımı Online oranımın yüksek olduğu bir zamanda yayına alayım. “

 

Blogcu olarak genelde başımıza böyle durumlar gelir, Hele ki öğrenciysek bu durumla
yaz aylarında o kadar çok karşı karşıya kalırız ki. Sabah aynı yazıyı incelediğimizde ise
sanki hevesimiz biraz kaçar ve yazdığımız yazının içerisinde saçmalıklar olduğunu (aslında
olmayan saçmalıklar) fark ederiz. Babam her zaman “Neyi, Nerede yapman gerektiğini
bilmiyorsun yavrum.” Derdi. Bu sözü zaman geçtikçe Blogculukla çatışmada fark ettim ve
bunun sebebini aramaya başladım.

 

Uyku Optimizeyse Blogun Optimize

 

Sorunun kaynağı düzensiz bir uyku düzenimiz olmasından kaynaklanıyor. Sabah ya da akşam bilgisayara ilk geçtiğimde neleri yaptığımı gözlemlemeye başladım ve baktım ki günümün genelini Sosyal ağlar üzerinde eğlence yada sohbet için harcıyorum, enerjim bittiğinde ise Blogum aklımada beliriveriyor ve birden bire eğlencenin bittiğinde yazmak, karalamak çizmek istiyorum.

 

Sorunumu keşfettiğimde geriye kalan tek şey çözümü üretmek oldu. Aslında çözüm gayet
basit. Öncelikle Optimize kelimesinin Türkçeye olan karşılığının en iyi şekilde kullanmak
yada ayarlamak olduğunu bilelim. Sorunum çok fazla bilgisayar başında kalmak ve geceleri
genelde uykusuz geçirmekten kaynaklanıyordu ve işte bunlar için hayatımda optimize ettiğim 5 şey.

 

#1: Yeme ve içme alışkanlığımın yanlış zamanda olması


Alakasız gibi görünse de maalesef eğer yeme ve içme saatleriniz gece geç saatlere yakınsa vücudunuz tekrardan enerji topluyor ve yazmak çizmek yerine eğlenceli bir şeyler yapmayı düşünüyor.

 

#2: Yorucu günler mi geçirdiniz?


Genelde yorucu yada sıkıcı bir gün geçirdiğinizde biraz eğlence hatta belki oyun arıyorsunuz öyle değil mi ? bunun için kendinize 15 dakikayı aşmayan bir Blog düşünme saati yaratın ve yazmak için bir şeyleri bu boşlukta düşünün.

 

#3: Çok geç saatlerde blogunuzla uğraşmak


Her blogcu öğrenci değil bazılarımız çalışıyoruz ve çoğu zaman evimize gece geç vakitte
dönüyor olabiliriz. O zaman düşünmek için ufak notlar alın boş bir zamanınızda yazınızı
yazmayı deneyin, yada yazınızı planlayarak sabah yayınlanacak bir saate ayarlayın.

 

#4: Rutin uyku alışkanlığımızın olmaması


Benim en başlıca düşmanım buydu, ve rutin uyku düzeni ile artık hem daha sağlıklıyım, daha dincim ve blogumda gerçekten gözle görülür şekilde bir ziyaretçi artışı var.

 

#5: Yatmadan önce elinize elektronik aletler almayın


Blogculuk bizim için artık bir yaşam tarzı olduğu için yatmadan önce bile bazen ne yazsam
diye düşünüyoruz ve elimize telefonumuzu alıp hemen içeriğimizi yazıp ertesi gün blogumuza aktarabiliyoruz. (kendim çok yaptım) bunun için yattığınızda elektronik aletlerle olan iletişiminizi kesin.

 

Yazar Hakkında: Burak Göç Sosyal Medya ve Bloglama konusunda kendini yetiştiren ve
şuanda Bilgeyazar – Sosyal Medya Blogunun gelişimini ve yönetimini sağlayan bir Blogging tutkunu.