30 Aralık 2012 Pazar

Blog Hocam 2012 Değerlendirmesi

2012 yılının son yazısında bu yılın Blog Hocam açısından nasıl geçtiğinden kısaca bahsetmek istiyorum.

 

Blog Hocam’a 1 yıl boyunca düzenli olarak içerik eklemeyi başardığım için biraz şaşkın, biraz da gururluyum : ) Şaşkınlığım nedeni, Blog Hocam’ı bu kadar güncel tutmayı hiç beklemememden kaynaklanıyor. Bu kadar işin gücün arasında haftada üç yazı yayınlayarak Blog Hocam’ı güncel tutmak benim zaman yönetimi konusunda kendimi geliştirdiğimi ve başarılı olduğumu gösteriyor. Bu yüzden de oldukça mutlu ve gururluyum.

 

Gönderdikleri miasfir yazılarla Blog Hocam’ı güncel tutmama yardımcı olan Ruhsuz Atmaca, Batuhan Şası, Ehli Blog, Mert Olgun, Fırat Yalçın, Selçuk Duran, Akif Ulutaş, Duygu Uygun, Polat Büyükarslan, Mustafa Başer, Sercan Sak, Burak GöçSadık Bozkurt ve Ali Kaya  arkadaşlarıma da teşekür etmek istiyorum.

 

Blog Hocam’ı güncel tutmak trafik ve takipçi olarak bir önceki seneye oranla daha yüksek seviyelere çıkmamı sağladı ama başarı kriteri olarak asla bunu görmüyorum. Daha önce de söylediğim gibi bence başarı, koyduğunuz hedeflere ne kadar yaklaştığınızla alakalıdır. 2012 yılına başlarken hedefim Blog Hocam’ın etrafında bir topluluk oluşturmak, sadık bir okuyucu kitlesine sahip olmak ve sosyal networkümü genişletmekti.

 

Blog Hocam ile ilgili hedeflerime büyük ölçüde yaklaştım sayılır. Bu yüzden 2012 yılı başarılı geçti diyebiliyorum. 2013 hedeflerimden ise yeni yılın ilk yazısında bahsedeceğim kısmet olursa.

 

Biraz da istatistiklerden bahsetmek gerekirse 2012 yılında Blog Hocam’a 94 ülke ve 858 farklı şehirden yaklaşık 130.000 ziyaretçi gelmiş. Blog Hocam’ı en çok ziyaret eden 10 şehir şöyle:

 

2012 Şehir istatistikleri

 

2012 yılında trafik kaynakların çeşitliliğinde de ciddi bir artış oldu. Trafiğin %64’ü tahmin edeceğiniz gibi Google’dan geliyor. Blog Hocam’a en çok trafik gönderen 10 blog ise şöyle:

 

En çok trafik gönderen 10 blog bunlar. Bunların dışında pek çok blog, forum ve diğer siteler trafik göndermişler. Hepsine teşekkürü bir borç bilirim.

 

Gelelim 2012 yılında en çok okunan yazılara. İşte en çok okunan daha doğrusu en çok ziyaret edilen 10 yazı:

 

 

Söz Sizde

 

Benim ve Google Analytics’in gözünden 2012 yılı Blog Hocam için böyle geçti. Bir de size sormak istiyorum. 2012 yılında Blog Hocam’ın performansı nasıldı? Ne umdunuz, ne buldunuz? Beklentileriniz karşılandı mı? Eleştirmek istediğiniz noktalar var mı? Paylaşırsanız sevinirim.

28 Aralık 2012 Cuma

Blogunu Öldürme

Blog açmanın temel sebepleri vardır. Birinden görürsün, hayat boştur ve ondan canın
sıkılmıştır ya da en mantıklısı söyleyecek bir şeyin vardır. Eğer sonda söylediğim neden senin için geçerliyse blog açmak senin için gereklidir. Çünkü belli bir amacın olduğunu gösterir bu durum.

 

İlk başta blog dünyası sana çok değişik gelir; görmediğin ortam tatmadığın değişik bir
duygu vardır, “zihin dünyanda”. Bir an önce bir şeyler karalamak, bir şeyler paylaşma isteği duyarsın. Bunlar blogla olan tanışmanızın/aşkınızın ilk günleridir. Her şey mükemmel, hatasız ve güzeldir.

 

Değişik bir hesap alırsın. İki ufak rötuştan sonra blogunu açarsın ve yazılarını yazma başlarsın. Belli bir program dahilinde olmadan yazama isteğinin götürdüğü yere kadar yazarsın. Günler geçer ve belir süre sonra o zaman ayırdığın bloga sırt dönersin. -Bu tabi ki yavaş yavaş olur.- En sonunda da onu terk edersin.

 

Günümüzde pek çok bloğun ölümü de bu şekilde oluyor. Her konuda olduğu gibi bu konuda
da yetersiz bilgiye sahibiz. İlk önce aşkla başlayan serüven zaman, aşkın yıllanmasıyla,
ilişkiden zevk almıyorum diyerek (eskisi gibi heyecanlanmıyorum da olabilir.) ayrılıkla son
buluyor.

 

Hayatın her aşamasında olduğu gibi blog ortamında da planlı çalışmak önemli bir mevzu.
Onu bir ailenizin ferdi ya da arkadaşınız olarak görebilirsiniz. Verdiğiniz kadar geri dönüşüm
alabilirsiniz.

 

I Love Blogger

 

Peki bir blog için en önemli unsur nedir?

 

Aslında iki aşamada olur bu:

 

1-Blog öncesi dönem,

2-Blog hayatında olan dönem.

 

Blog öncesi dönem insanın en sabır olması gereken dönemdir. Blog açmaya karar vermek, hemen gidip bir hesap açıp bir şeyler yazmak değildir. İlk önce bloguna bir isim ve neler yazabileceğin hakkında detaylandırma yapmak gerekir. Benzer blogları incelemek sonra, varsa başarıları bunla ilgili bir çıkarımda bulunmak gerekir. Ayrıca bu blog yazarlarıyla iletişme geçmekte bir seçenektir. Gelelim ad kısmına, bir bloga isim bulmak bana göre en önemli kısımdır. Genelde konulan adlar yazacağınız konudan, tutun paylaşacağınız her şeyi içerir. Ve ayrıca seni temsil eder. Bu derece önemliyken ad belirlemede hızlı davranmamak en önemli durumdur. Bunun için bir tavsiye bir blog ismini koymak için yanınızda bir not defterine sizin için önemli olabilecek isimleri yazın. Bir hafta falan yazın zaman varsa dahauzun sürede yazabilirsiniz. Sonra yazdıklarınızı bir okuyun en içinize yatanı koyabilirsiniz. Ya da burada yazdıklarınızdan bir kombinasyon yapabilirsiniz. Ve ortaya sizi temsil eden güzel bir isim çıkabilir.

 

Blog Hayatı Sırasında ise, yazılarınızı belli bir planda yazın. Her gün yazabilirsiniz ama,
yazdıklarınızı hemen yayınlamayın. Çünkü diğer yazınız daha okunmadan bunu yayınlamak
diğer yazınızın okunurluğuna ve değerlendirilmesine zarar verir. Herkes yeni yazınıza kanalize olur. Eğer tıkanıyorsanız belli günlerde yazın. Örneğin her Cuma bir yazı yayınlayın.

 

Blog yaşamına başladığınız anda her şey insana çok heycanlı gelebiliyor. Ama önemli olan
zaman içersinde bu dünyada kalabilmek. Yarattığınız bu çocuğu canlı ve diri tutabilmek
için planlama bu aşamada çok önemli. Planlamanın dışında sabretmekte bir diğer önemli
madde tabiî ki. Ona ne kadar bakar, onu beslerseniz o da ilerde size karşılığını ödemekten
çekinmeyecektir. Çünkü onu siz doğurdunuz, siz beslediniz ve siz büyüttünüz…

 

Yazar Hakkında: Blog dünyasında 2 yılını dolduran acemi bir blogcu. Ruhsuz Atmaca'nın, tek ve temel amacı insanlığa bir şey katabilir miyim?, katabilirsem nasıl olmadır?, bu soruları kendine sorarken bir anda kendisini blog dünyasında bulur. Ruhsuz Atmaca blogunun kapağında yer alan ve ismini verdiği "Atmaca" insanlara benzer duygulara sahip bir canlıdır. Yırtıcılığı nedeniyle isminin önüne "Ruhsuz" takısı gelmiştir. Blogun sloganı ise: "Yazdıklarım ve Yazacaklarım Atmacanın Bakışlarında Gizli..." oluşturur.

26 Aralık 2012 Çarşamba

Η Προέλευση του Εορτασμού των Χριστουγέννων

Στα μέσα του χειμώνα συνηθίζονταν διάφοροι εορτασμοί, ακόμα και πριν αρχίσει ο εορτασμός των Χριστουγέννων στις 25 Δεκεμβρίου. Τα Χριστούγεννα ήταν αρχικά μία κινητή γιορτή που εορταζόταν σε πολλές διαφορετικές στιγμές κατά τη διάρκεια του έτους. Η επιλογή της 25ης Δεκεμβρίου έγινε από τον Πάπα Ιούλιο τον Α, τον 4ο μ.Χ. αιώνα επειδή η συγκεκριμένη ημερομηνία συνέπιπτε με τα ειδωλολατρικά τελετουργικά για το Χειμερινό Ηλιοστάσιο ή την Επιστροφή του Ήλιου. Η πρόθεσή του ήταν να αντικατασταθεί ο ειδωλολατρικός εορτασμός από τον Χριστιανικό. Το 1752, αφαιρέθηκαν 11 ημέρες από το έτος, όταν έγινε η αλλαγή από το Ιουλιανό στο Γρηγοριανό ημερολόγιο. Κατά συνέπεια, η ημερομηνία της 25ης Δεκεμβρίου μετακινήθηκε κατά 11 ημέρες. Κάποια τμήματα της Χριστιανικής εκκλησίας, οι λεγόμενοι παλαιοημερολογίτες, γιορτάζουν ακόμα και σήμερα τα Χριστούγεννα στις 7 Ιανουαρίου (25 Δεκεμβρίου με το Ιουλιανό ημερολόγιο). Πολλές από τις παραδόσεις που συνδέονται με τα Χριστούγεννα (ανταλλαγή δώρων, στολισμοί, κάλαντα, Χριστουγεννιάτικο δέντρο) έχουν τις ρίζες τους σε παλαιότερες θρησκείες.

ΕΘΙΜΑ ΤΩΝ ΧΡΙΣΤΟΥΓΕΝΝΩΝ ΣΤΗΝ ΡΟΥΜΕΛΗ

Γεμάτα με έθιμα είναι τα Χριστούγεννα και η Πρωτοχρονιά στην Ρούμελη.
Αρχίζουν από τον τρόπο με τον οποίον θα σφάξουν τα γουρούνια και φτάνουν μέχρι το πάντρεμα της φωτιάς.Αρχίζουν από τα κάλαντα και φτάνουν μέχρι το βασιλόψωμο. Όμως οι ευχές για μια καλύτερη χρονιά, καλύτερη σοδειά και καλύτερη προκοπή είναι αυτές που κυριαρχούν σε κάθε έκφραση της παράδοσης.
Εκτός από τα κάλαντα που ακούγονται σε κάθε γωνιά της Ρούμελης διατηρούνται ακόμη ορισμένα από τα έθιμα που παραδοσιακά μεταφέρονται από γενεά σε γενεά και δίνουν ένα διαφορετικό χρώμα στις Άγιες τούτες μέρες.
Χοιροσφαγή: Στα ορεινά χωριά της δυτικής Φθιώτιδας είναι απίθανο να μη συναντήσουμε τουλάχιστον ένα χοίρο σε κάθε σπίτι.Ήταν πάντα θέμα αρχοντιάς, κοινωνικής και οικονομικής επιφάνειας.Η προετοιμασία για τη σφαγή τους ξεκινά πολύ νωρίς αφού οι νοικοκυρές είναι υποχρεωμένες να βρουν πλέον γανωματή για να γανώσουν (να κασιτερώσουν) τα οικιακά σκεύη που είναι αναγκαία για την χοιροσφαγή.Τώρα όμως τα πράγματα είναι διαφορετικά. Οι παρέες έγιναν μικρότερες και τα πράγματα έχουν περισσότερο απλοποιηθεί.Η χοιροσφαγή όμως παραμένει ολόκληρη τελετουργία αφού είναι απαραίτητο να υπάρχει φωτιά, κάρβουνο και λιβάνι και την ώρα της σφαγής η νοικοκυρά θα πρέπει να τα ρίξει πάνω στη σφαγή ενώ στο στόμα του χοίρου βάζουν ένα λεμόνι για να μένει ανοιχτό και να αερίζεται.Όταν τελικά τελειώσουν τους χοίρους, ολόκληρη η γειτονιά αρχίζει το γλέντι ενώ την ίδια ώρα οι νοικοκυρές ξεκινούν να φτιάξουν τα λουκάνικα και τις "τσιγαρίθρες".
Το αρραβώνιασμα της φωτιάς: γίνεται ξημερώματα των Χριστουγέννων την ώρα που ο λαός την αποκαλεί "ανοιχτή ώρα".Η νοικοκυρά βάζει ένα μεγάλο ξύλο στο τζάκι και σύμφωνα με την παράδοση εκείνη την ώρα ό,τι ζητήσεις - βεβαίως θα πρέπει να αφορά τα παιδιά και όχι τους παντρεμένους - μπορεί να γίνει. Αντίθετα το πάντρεμα της φωτιάς γίνεται τα ξημερώματα της πρωτοχρονιάς.Στο τζάκι μπαίνουν δύο μεγάλα ξύλα που φροντίζει ο νοικοκύρης να είναι ισομερή για να καίγονται το ίδιο.Σύμφωνα με την παράδοση εκείνη την ώρα που δεν αλλάζει μόνο ημέρα, αλλά αλλάζει και χρόνος όποια ευχή η όποια κατάρα και αν κάνει ο άνθρωπος αυτή θα πιάσει τόπο λέει ο λαός.Τα συγκεκριμένα έθιμα τα συναντάμε σε πάρα πολλά σημεία της Ρούμελης ιδιαίτερα όμως στη δυτική Φθιώτιδα και στην ορεινή Δωρίδα.
Το βασιλόψωμο: Το όνομα του προσδιορίστηκε από την ημερομηνία κατανάλωσης.Τρώγεται ανήμερα του Αγίου Βασιλείου από όπου πήρε και το όνομα του.Εκτός από αλεύρι οι νοικοκυρές βάζουν μέσα ρεβύθι αλεσμένο, βασιλικό και νερό και πάνω του δημιουργούν διάφορα σχήματα και παραστάσεις είτε αυτές αφορούν την παραγωγή είτε την υγεία είτε την οικογένεια.Μετά το ψήσιμό του είναι έτοιμο να κοπεί, την ώρα του φαγητού, το μεσημέρι της Πρωτοχρονιάς. Παράλληλα με το βασιλόψωμο οι νοικοκυρές κάνουν και της Βασιλοκουλούρες.

CSS Filtreler İle Resimlere Efekt Verme

Yazılarıma yapılan yorumlar yeni yazı fikirleri için beni besleyen en iyi kaynak. Gelen yorumlarda sorulan soruları daha sonra açıklamak üzere bir yere not alıyorum. Bunlardan biri de resimlerin etrafındaki gölgeyi kaldırmakla ilgili yazdığım yazıya Değmesin Yağlı Boya’nın yaptığı yorumdu. Yorumunda resmin üzerine gelince efekt verilip verilmeyeceğini sormuştu.

 

Bu yazıda size CSS programlama dilinin filtre özelliğinden bahsedeceğim. CSS’te filtre kodlarını kullanarak resimlere bazı özel efektler verebiliyoruz.

 

Kodlara geçmeden önce şunu belirteyim, aşağıda verdiğim kodları Şablon > HTML’yi Düzenle dedikten sonra Ctrl+F tuş kombinasyonu yardımıyla kolayca bulabileceğiniz ]]></b:skin> kodunun üstüne ekleyeceksiniz.

 

1. Resme Siyah-Beyaz Efekti Verme

 

.post-body img {
filter: grayscale(1);
-webkit-filter: grayscale(1);
-moz-filter: grayscale(1);
-o-filter: grayscale(1);
-ms-filter: grayscale(1);
}

.post-body img:hover {
filter: grayscale(0);
-webkit-filter: grayscale(0);
-moz-filter: grayscale(0);
-o-filter: grayscale(0);
-ms-filter: grayscale(0);
}

 

2. Resme Bulanıklık Efekti Verme

 

.post-body img {
filter: blur(5px);
-webkit-filter: blur(5px);
-moz-filter: blur(5px);
-o-filter: blur(5px);
-ms-filter: blur(5px);
}

.post-body img:hover {
filter: blur(0);
-webkit-filter: blur(0);
-moz-filter: blur(0);
-o-filter: blur(0);
-ms-filter: blur(0);
}

 

3. Resme Şeffaflık Efekti Verme

 

.post-body img {
opacity:0.3;
}

.post-body img:hover {
opacity:1;
}

 

4. Resme Zoom Efekti Verme

 

.post-body img {
-webkit-transition: all 0.3s ease-in-out;
-moz-transition: all 0.3s ease-in-out;
-o-transition: all 0.3s ease-in-out;
-ms-transition: all 0.3s ease-in-out;
transition: all 0.3s ease-in-out;
}

.post-body img:hover {
-webkit-transform: scale(1.1);
-moz-transform: scale(1.1);
-o-transform: scale(1.1);
transform: scale(1.1);
}

 

Efektlerin görünümünü aşağıdaki videoda arka arkaya sıraladım.

 

 

İpucu: Farkettiyseniz hepsinde .post-body img  ve .post-body img:hover  şeklinde kod var.Bunlarda .post-body img resmin sayfadaki görüntüsünü temsil eder, post-body img:hover  ise üzerine gelinceki görüntüyü temsil eder. Siz tam tersi efekt istiyorsanız bunların altındaki kodları yer değiştirebilirsiniz.